Deniz çok derin, yolculuk pek uzun, tırmanacağın yokuş sarp mı sarp, Allah her şeyden haberdar

Hepimiz bir dünya okulundayız, yaşamımızın her safhası sınavlarla doludur. İlköğretimden liseye ve sonra üniversiteye nasıl ki dersler zorlaşır, ama zorlaştıkça ihtisaslaşma artar, aynen yaşam boyu da sınavlarımız zorlaşır. Bu nedenle bizler her an sınavda olma şuuru ile yaşamalıyız. Kendimizi her an gözlemlemeli, hal ve hareketlerimizi, duygularımızı, hayallerimizi, hislerimizi kısacası kendimize ait her şeyi her an

Dr. YAVAŞ (Psikiyatr) 22 Ekim 2018 TOPLUM-SAĞLIK

Hepimiz bir dünya okulundayız, yaşamımızın her safhası sınavlarla doludur. İlköğretimden liseye ve sonra üniversiteye nasıl ki dersler zorlaşır, ama zorlaştıkça ihtisaslaşma artar, aynen yaşam boyu da sınavlarımız zorlaşır.

Bu nedenle bizler her an sınavda olma şuuru ile yaşamalıyız. Kendimizi her an gözlemlemeli, hal ve hareketlerimizi, duygularımızı, hayallerimizi, hislerimizi kısacası kendimize ait her şeyi her an kontrol etme şuurunda yaşamalıyız. Böyle bir yaşam kim bilir cenneti bu dünyadan başlatır, sonunda da Rabbimizin rızasına erdirir.

Ana Kitap’ta şöyle denir: “Rabbiniz tarafından mağfirete, genişliği göklerle yer kadar ve müttakîler için hazırlanmış bir cennete doğru yarışırcasına koşuşun! O müttakîler ki bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar; kızdıklarında öfkelerini yutar, insanların kusurlarını affederler.

Allah da böyle iyi davranan ihsan ehlini sever. O müttakîler ki çirkin bir iş yaptıklarında veya kendi nefislerine zulmettiklerinde, peşinden hemen Allah’ı anar, günahlarının affedilmesini dilerler. Zaten günahları Allah’tan başka kim affeder ki? Bir de onlar, bile bile işledikleri günahlarda ısrar etmez, o günahları sürdürmezler.”

Efendimiz (sav); “Gemini bir kere daha elden geçirerek yenile, çünkü deniz çok derin. Azığını tastamam al, şüphesiz yolculuk pek uzun. Sırtındaki yükünü hafif tut, çünkü tırmanacağın yokuş sarp mı sarp. Amelinde ihlâslı ol, zira her şeyi görüp gözeten, tefrik eden ve hakkıyla değerlendiren Allah senin yapıp ettiklerinden de haberdardır.” demiştir.

Bilge Bâyezid-i Bistâmî bir gün öğrencilerine şöyle der: “Bütün iç dinamizmimi kullanarak Allah’a tam otuz sene ibadet ettim. Sonra gaybdan, ‘Ey Bâyezid, Allah’ın hazineleri ibadetlerle doludur. Eğer gayen O’na ulaşmaksa, Hakk kapısında kendini küçük gör ve amelinde ihlâslı ol!’ sesini duydum ve tembihini aldım.”

Allah’ın af, rıza ve mağfiretine, genişliği semalar ve yer kadar engin olan cennete erebilmek için yarış yaparcasına koşmak; işte yarış.. Bu yarışın sadece bilgide, sözde, dilde  kalmaması, Ana Kitap’taki belirtilen şartlara riayet edilmesi gereklidir. Yarışta bir kaide kazanmayı kolaylaştırır: “Büyük düşün, küçük başla. Her gün, sürekli, az az ama devamlı yarışta olduğunun şuuruyla. Şair “Dünya” şiirinde bakın ne diyor:

Burada hiç kimse durucu değil,

Hepimiz dünyadan göçmeye geldik.

Kör olan bu işi görücü değil,

İyiyi kötüden seçmeye geldik.

Pazarcılar gibi alış verişle,

Öbür âlem için bir sürü işle,

Az bir sıkıntı, biraz bekleyişle,

Bu çetin köprüyü geçmeye geldik.

Gelmedik buraya biz dava için,

Encâmı karanlık bir kavga için,

Dünyalara ait bir sevda için,

Bizler âb-ı hayat içmeye geldik.

Kehf ashâbı gibi mağaralarda,

O en Kutlu ile mübarek GÂR’da,

Henüz ölüp gömülmeden mezarda,

Bitmeyen çileyi çekmeye geldik.

Niceler düştüler dünya ağına,

Vuruldular bahçesine bağına,

Anlarlar varınca son durağına,

Bizler bu bahçeyi ekmeye geldik…