Bilinçli gençlik, sağlıklı nesil

Çocuklara hangi ideal ya da düşünce ilk önce ulaşırsa, ona ilk ulaşan düşünce ve ideale göre şekil alır. Bir serseri, terörist de olabilir; bir eğitmen, bir bilim adamı da… Toplum için her şey demek olan bu büyük potansiyel asla ihmal edilmemelidir. Bu yüzden ülkeyi yönetenlerin kendi gençliğini tanıması, onlara insani değerleri vermesi, onların sınırlarını tespit

DR. HULİSİ YAVAŞ 06 Temmuz 2019 TOPLUM-SAĞLIK

Çocuklara hangi ideal ya da düşünce ilk önce ulaşırsa, ona ilk ulaşan düşünce ve ideale göre şekil alır.

Bir serseri, terörist de olabilir; bir eğitmen, bir bilim adamı da… Toplum için her şey demek olan bu büyük potansiyel asla ihmal edilmemelidir. Bu yüzden ülkeyi yönetenlerin kendi gençliğini tanıması, onlara insani değerleri vermesi, onların sınırlarını tespit etmesi ve neticede millet ve ülke adına onlardan alması gerekeni alması, onlara vermesi gerekenleri vermesi en önemli görevlerindendir.

Genç, kendini inşa edecek mimarını bekler. Bu mimar iyi bir ana baba da olabilir, sokaktaki çete reisi veya kötü bir arkadaş da… Hangi düşünce ve ideal ona en önce ulaşırsa o ideal ve düşünceye göre şekil alır.

Bu yüzden gençlere el uzatmak, sahip çıkmak yetişkinlerin vazifesidir. Çünkü onlar geleceğimizdir. Dünyamızın ta kendisidir. Onları ruhun yüksek seviyelerine çıkarmalıyız. Maddenin dar kalıplarından ruhun sonsuz genişliklerine…

İnsan iki temel yapıdan oluşur: Beden ve ruh. Gençler maddenin esaretinden kurtarılıp ruhun hayat seviyesine çıkarılmalıdır.

Bugün onlar birçok maddenin ve tehdidin esareti altındadırlar; sigara, alkol, uyuşturucu, televizyonda uygunsuz yayınlar, İnternet ve cep telefonu bağımlılığı, iddia, kumar, karşı cinsle aşk, seks…Özgürlük sandıkları bu esaretler- den onları kurtarmak, güzel değerlerle donatmak gerekir. İşte bu kitap maddeden ruha yolculuğun hikâyesidir. Küçücük bir adımla başlayan çok uzun bir yolculuğun, hakiki insan olma yolculuğunun hikayesi.

Yağmur yağarken camdan dışarıyı seyrettiniz mi hiç? Bir damla yavaş yavaş süzülür. O sırada bir başka damla da süzülmektedir. Sonra iki damla birleşir. Gittikçe hızları artar ve diğer damlalar da onlara katılır. Artık ufak bir birikinti ol- muştur ve damlaların hızları iyice artmıştır.

Camdan süzülüp akarken yerdeki su birikintisine, oradan bir akıntıyla dereye, oradan akarsuya sonra denize ve sonunda okyanusa ulaşır. Bu bir tek damlanın öyküsüdür. Ve artık o, bir okyanus kadardır. Damla okyanusa kavuşunca onu ayırabilir misiniz? Bu aslın- da insanın ve insanlığın öyküsüdür.

Sorularınız için Aile Danışmanı Hulusi Yavaş: [email protected]