Asla pes etme… Keçe çanta yapımı

Kişi ya mecburiyetten ya da boş vakitlerini doldurmak için yani hobi için bir sanat dalına yapışır. Her şey boş vakitlerimi doldurmak niyetiyle başladı. Bir heyecan aldı beni artık benim de elimden bir şeyler gelecek diye. Bunca yıl okumaktan yeteneklerim paslanmış ve gizli bir kutunun içinde sıkışıp kalmış. Yetenekleri ortaya çıkarma zamanı geldi. İlk çalışma arkadaşım

PANORAMA - NEWS 06 Nisan 2017

Kişi ya mecburiyetten ya da boş vakitlerini doldurmak için yani hobi için bir sanat dalına yapışır. Her şey boş vakitlerimi doldurmak niyetiyle başladı. Bir heyecan aldı beni artık benim de elimden bir şeyler gelecek diye. Bunca yıl okumaktan yeteneklerim paslanmış ve gizli bir kutunun içinde sıkışıp kalmış. Yetenekleri ortaya çıkarma zamanı geldi. İlk çalışma arkadaşım yeteneklerimi ortaya çıkarmamda bana yardımcı olacak materyal keçe. Bursa’dan siparişlerim geldi.

İlk yaptığım eserler minik bir kalp, kuş,  yıldız ve mantar. Tabiî ki de sadece çizip kesmedim. Elyaf dolgulu sıyrık dikişli eser oldular. “Canım bunda ne var küçücük şeyleri yapmış sanat yetenek diyor” Çok kolay derseniz durun sakın demeyin.  Bu sözlerim benim gibi hayatında eline iğne iplik almamış arkadaşlara.

Aman hevesiniz de kırılmasın. Bu işlere başladıktan sonra “el emeği” kelimesini daha iyi anlar oldum. Çocukların eşyalarının neden pahalı olduğunu anladım.

Küçük işle uğraşmak çok zormuş… Bir yandan 6 aylık oğlumu ayağımda sallarken bir yandan da dikiş yapıyordum. Bir kalbi dikiş süremi söyleyip kendimi rezil etmek istemem 🙂 tabiki de ilk çalışmalarım.

Isınma sürelerim arkadaşlar. Pes eder gibi oldum ama pes etmek yok. Sadece biraz nefes almak için ara verdim. Ağır geldi.

Daha sonra büyük işlere anne-kız olarak başladık. Bunca yıl annemden uzak yaşayarak yeteneklerinden yararlanamamıştım. Şimdi tam sırası değerlendir bugünleri dedim.

Büyük ve ilk eserlerimiz çantalarımız. İlk eserlerimiz terlik çantası ve küçük çantalar. Kullandığımız süsü kulplar hepsi keçeden.

Bu arada Zannetmeyin ki bu işe başladık Yaradan “yürü ya kulum ” dedi. Elbette ki öyle olmadı. Bunlar gitmez satılmaz yapamazsınız diyen çok oldu. Bu iş inada bindi. Yaptıklarımızdan sadece üzeri yaprak döşeli turkuaz çantamız satıldı.


Diğerleri hep hediye gitti. Biraz daha zaman geçti bu sefer materyaller değişti ve gelişti. Gaziantep’in sıcak yaz günlerinde balkonda çalışmalara devam ederken eşimin bize olan çay ve meyve hizmetini de göz ardı etmemek lazım.

Biz değişik çantalar ortaya çıkardıkça iştahı kabarıyor bize yardımcı oluyordu. Şu zor günlerimde onu ve desteğini çok arıyorum.

Çantalarımızın üzerinde el emeğimiz olduğu kadar gözyaşımızda mevcut. Bu arada hobi gibi başladığım bu iş mecburiyet haline dönüştü.

Çantalarımızda boncuklar, tahta ve tahta görünümlü kulplar, astar ve çıtçıt bulunuyor. Fikir alışverişi,  istikrarlı çalışma ve gündemi takip etmek bizlere yerinde saymak yerine yürümeyi hatta koşmayı öğretti.  Şuanda ülkemizin belli şehirlerinde tasarımlarımız dostlarımızın kollarında yerini almış durumda… Asla pes etme. HATİCE KÜBRA ÇAM