Max Eberl futbola veda etti

SPOR SERVİSİ – “Mönchengladbach  Sportif Direktörü Max Eberl görevini bıraktı” haberi ajanslara ve spor haberlerine düşer düşmez Almanya futbol kamuoyu sonunda Bayern Münih Max Eberl’i kaptı olarak yorumladı.

Çünkü uzun zamandır Bavyera ekibi başarılı sportif direktörü takip ediyordu. Ancak basın toplantısında ağlayarak çok sevdiği futboldan tamamen kopmak isteyen Max Eberl vardı.
Başarılı bir Sportif Direktör kariyerinin en başarılı döneminde niye havlu atar. Hemen hemen her transfer döneminde adı Bayern Münih ile anılan başarılı spor adamı Eberl,”Enerjim ve gücüm kalmadı. Futbolun içinde olmak istemiyorum ” diyerek istifa etti.
Bundesliga’nın köklü takımlarından Mönchengladbach‘ı adeta yeniden şahlandıran adam olarak bilinen Max Eberl’in bırakması Almanya’da şok etkisi yaptı. Almanya spor kamuoyu nasıl olurda böyle başarılı ve gelecek vaat eden bir sportif direktör bırakır sorusunu sormaya devam ediyor.
Max Eberl aslında herkesin bildiği bir gerçeği haykırdı. Futbol dünyasında başarı uğruna yapılan her şeyin mübah sayıldığı bir ortamda artık bulunmak istemediğini haykırdı. Basın toplantısında çok sevdiği “hayatım” dediği futboldan ayrılışını ifade ederken gözyaşlarını tutamadı.
Bugün milyonlarca kişiyi peşinden sürükleyen ve halen dünyada en fazla sporcusu ve seyircisi bulunan dışardan çok parlak gözüken futbol dünyası kendi içinde bireylerini nasıl tüketiyor. O ışıltılı dünyada neler oluyor?
Günümüzde artık futbol toplumda meydana gelen sosyoekonomik değişim ve dönüşüm ile birlikte kitle iletişim araçlarının da yardımıyla popüler kültürün tüm manipülasyonlarına açık hale geldi. Öyle ki bu dünyaya ait olan her detay gözler önüne serilerek özel hayat kavramı yok sayıldı. Futbolun emekçileri olan futbolcular, teknik direktörler, menejerler ve sportif direktörlerinin özel hayatı gözler önüne serildi. Bununla mücadele edebilenler olduğu gibi zorluk yaşayanlar da oldu.

SOSYAL MEDYA FAKTÖRÜ

Günümüzde artık sosyal medya sayesinde taraftarlar takımlarının her anını canlı takip ediyor. Futbolcular ile teknik heyet başarı ve hezimette farklı sosyal medya mecralarından anında tepki alıyor. İnternet sayesinde milyonlarca teknik direktör işbaşında ve çok acımasız olabiliyor.
Aralık ayında tartışmalı Borussia Dortmund ile Bayern Münih karşılaşmasının hakemliğini yapan Felix Zwayer, Sosyal Medya aracılığı ile ölüm tehditleri aldığını ifade etti.
Max Eberl burada kendi yaşadığını örnek gösteriyor. Mesleği bırakacağını basın toplantısıyle ilan ettikten sonra” 24 saat içinde neler konuşuldu, nasıl yorumlar yapıldı ve hangi spekülasyonlara sebeb oldu inanamazsınız. Bu tarafı beni hasta ediyor. Katlanamıyorum buna diyen Eberl,” Yorumluyorlar, suçluyorlar, yargılıyorlar ve yargılanan kişinin fikri alınmıyor “ diye ekledi.

MEDYA AYAĞI

Gündelik hayatın ayrılmaz bir parçası olan futbol karşılaşmaları; , görsel yönü ön plana çıkan, kitleleri peşinden sürükleyen, politika ve ideolojilerin reklâm aracı olabilen ve anlam değişikliğine uğratılarak ticarileştirilen insani bir etkinlik olarak karşımıza çıkıyor.
Bu alanı çok iyi değerlendiren medya da bu konuda çok masum sayılmaz. Takımları ve sporcuları adım adım takip eden muhabirler haber peşinde koşarken onların hayatını zaman zaman zorlaştırıyor.
Futbolculuğun aslında medya aracılığı ile pompalanan çok parlak bir meslek dalı olmadığını yaşadığımız sayısız örnek bize gösteriyor. Her şeyin gözler önünde olduğu, medya ve sosyal medya aracılığı ile taraftarların sürekli müdahil olduğu yorum yaptığı veya tepki gösterdiği alanda bazıları ruhsal çöküntü yaşayabiliyor. Modern çağda daha fazla futbolcu depresyona giriyor.
Bu konuda en çarpıcı örnek 2009 yılında Alman milli kaleci Robert Enke’nin intiharıdır.
2003 yılında kısa bir süreliğine Fenerbahçe’de de forma giyen Alman kaleci Robert Enke, 32 yaşındayken bir trenin önüne atlayıp intihar ederek yaşamına son verdi.
Max Eberl basın toplantısında ağlayarak şu ifadeleri kullanması aslında geride kalanların yani futbol dünyası emekçilerine bir uyarıdır.
“ Bizi etkisi altına almış bu hızlı tempoyu durduramayacağımı, etrafımızdaki huzursuzluğu ortadan kaldıramayacağımı biliyorum. Ama bütün bunları şuanda kendi adıma durduruyorum”.

MAX EBERL KİMDİR

Ekim 2008’de 35 yaşında Mönchengladbach‘ta sportif direktörlük görevine getirildi. Göreve gelir gelmez ilk transferi Standard Liege’den Dante’yi aldı. Bu transfer ona genç yaşında bu sorumluluğu yükleyen kulüp yönetimini haklı çıkardı.
Max Eberl göreve geldikten sonra 70’ler Gladbach’ından sonra eski günlerini mumla arayan bir takımı tekrar şaha kaldırarak
Bundesliga’nın güçlü kulüpleri arasına soktu.
Cesaretiyle, azmiyle, iş zekası ve bitiriciliğiyle kaptan gibi gemisini her türlü koşulda başarıyla idare eden Max Eberl sadece Alman futbolunun değil, Avrupa futbolunun önde gelen sportif direktörleri arasında yer alıyordu.

SPORTİF DİREKTÖRLÜK NEDİR?

Almanya’da sportif direktörlük ile İngiltere’deki menejerliğin benzer yanları olsa da görev dağılımı konusunda farklılıkları göze çarpıyor.
İngiltere’de takımın yönetimi menajere ait iken Almanya’da genellikle takım yönetimi sportif direktör ve teknik direktör arasında paylaşılıyor ve her iki bölümün görev ve sorumluluklarının arasına çekilmiş kalın bir çizgi bulunuyor. Almanya’da teknik direktörün sorumluluğu saha içinde takımın yönetimi, seçimi, antrenmanları ile sınırlıyken sportif direktörün sorumluluğu ise futbol tarafının tamamına ait olarak kabul edilir.
Aynı zamanda bu iki bölüm arasında belirgin bir hiyerarşik yapı da bulunuyor. Sportif direktör, teknik direktör ile başkan arasında bulunan görevlidir. Teknik direktör takımın raporunu sportif direktöre verirken sportif direktör ise takımın raporunu başkana ve denetim kurulu üyelerine verir ve bu yüzden tüm yapı içerisinde iyi bir işbirliği olmak zorundadır. Bu hiyerarşik yapı gereği takımların antrenörlerini ve transfer edilecek oyuncuları sportif direktörler belirler. Sportif direktör elindeki oyuncu profiline en uygun antrenörü transfer eder.