Kimmiş bu Kimmich?

Bayern Münih ile 335 maç, Almanya Milli Takımı ile 113 maç, sıfır kırmızı kart ve geriye kalan hatıralar kupalar ve sportmen bir kişilik…

Bahsettiğim kişi Almanya’nın belki de gelmiş geçmiş en iyi sağ beki Philipp Lahm.

VfB Stuttgart altyapısından yetişip efsane konumuna gelen Lahm saha içi disiplin, hatasız futbol, kaptanlık karakteri ve asla taviz vermediği fair play ruhu ile kendini futbol tarihine altın harflerle yazdı.

Her futbolcunun kaderi olan jübile vaktinin 34 yaşında geldiğini düşünen Lahm, arkasında büyük bir boşluk bıraktı.

İtalyan efsane kaleci Buffon, kariyerinde ilk defa bir futbolcu jübilesine yorum yaparken Lahm’a övgü dolu sözler söyleyerek yıldız futbolcunun ne denli konumu olduğunu bir kez daha vurguladı.

Mütevazi kişiliği ile tanınan Lahm bir Bayern Münih iç saha maçından sonra babasının kullandığı Opel Astra’nın arka koltuğunda eve sürülmekten çekinmedi ve belki de başarının sırrının burnunun kalkmaması olduğu gösterdi.

Futbolu bırakmasından sonra Bayern ve Almanya yetkilileri uzun süre uykusuz geceler geçirdiği aşikar.

Löw çaresizlikten Hoffenheim’ın merkez orta saha oyuncusu Rudy’i sağ bekte denedi, tutmadı.

Schalke’nin ağır stoperi Höwedes’i denedi, olmadı.

Bayern stoperi Boateng’i denedi, yine olmadı.

Sonra hiç yoktan Joshua Kimmich diye bir genç geldi ve hem Bayern’de hem de Alman Milli Takımı’nda formayı kaptı.

Lahm gibi oda Stuttgart altyapısından çıkarak belki de tarih tekerrür etti.

Genç yaşına rağmen oldukça soğukkanlı ve disiplinli oynayan Joshua, defansı kadar hücuma katkısı ile de göz dolduruyor.

Robben ile uyumu ve Lewandowski-Müller ikilisine nokta ortalarıyla ofansif rolünü de çok iyi becermekle beraber oynadığı 98 maçta 16 gol ve 19 asistle Avrupa’nın en gole katkı sağlayan defans oyuncusu konumunda.

Bu istatistikler ‘Kimmiş bu Kimmich’ sorularının en net cevabı olsa gerek, Bayern ve Almanya sağ bek ihtiyacını uzun yıllar doldurmuş gibi duruyor…