Futbolda 3 Temmuz tartışması

SPOR SERVİSİ – Türkiye, 3 Temmuz 2011 sabahına Fenerbahçe ve o dönemki başkanı Aziz Yıldırım’ın merkezde olduğu şike operasyonuyla uyanmıştı. Başta Aziz Yıldırım olmak üzere bazı kulüplerden isimler gözaltına alınıp tutuklanmıştı. UEFA da Fenerbahçe’yi Şampiyonlar Ligi’nden men etmiş, yerine Trabzonspor’u dahil etmişti. Sonrasında birçok gelişme yaşanmış ve sonunda 3 Temmuz süreci kapatılmıştı. Ta ki dün

KURTULUŞ YILDIRIM 05 Haziran 2020 SPOR

SPOR SERVİSİ – Türkiye, 3 Temmuz 2011 sabahına Fenerbahçe ve o dönemki başkanı Aziz Yıldırım’ın merkezde olduğu şike operasyonuyla uyanmıştı.

Başta Aziz Yıldırım olmak üzere bazı kulüplerden isimler gözaltına alınıp tutuklanmıştı. UEFA da Fenerbahçe’yi Şampiyonlar Ligi’nden men etmiş, yerine Trabzonspor’u dahil etmişti. Sonrasında birçok gelişme yaşanmış ve sonunda 3 Temmuz süreci kapatılmıştı.

Ta ki dün Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, Ekonomist Dergisi’nin Instagram canlı yayınına katılana kadar. Gündeme dair soruları cevaplandıran Özdemir, şikeyle ilgili bir soruya canlı yayında şu cevabı verdi: “Birçok ülkede de böyle olaylar oldu. İtalya’da, İngiltere’de ve Fransa’da da oldu. Her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de böyle bir olayı yaşadık. Hepimizin bildiği gibi o sezonu, 2010-11 sezonunu yaşadık. 9 sezon geride kaldı. 9 senedir herhangi bir şekilde şike olayına rastlamadık.”

3 TEMMUZ BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZ

Bu sözlerinin ardından Fenerbahçe tarafından Özdemir’e sert tepkiler geldi. Fenerbahçe Başkan Vekili Semih Özsoy, kulüp televizyonuna yaptığı açıklamada, “Bunun bir özrü olamaz. Neye hizmet ediyor bilmiyoruz ama eminim kendisi biliyordur. 3 Temmuz bizim kırmızı çizgimiz. Fenerbahçe’nin bu mücadelesinde geri adım atmayız. Bilerek veya bilmeyerek kimlere hizmet ediyor, bunu açıklaması lazım. Nihat Bey’in gerekeni yapması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

ASIL REZALET KONUNUN SAPTIRILMASIDIR

Nihat Özdemir, gelen tepkiler üzerine Türkiye Futbol Federasyonu’nun resmi sitesinden yazılı bir açıklama yaptı. Özdemir, şu ifadeleri kullandı:

“Herkesin bildiği gibi 2010-11 sezonunda birçok kulüple ilgili şike tartışmaları olmuştur. Yayındaki sözlerimde herhangi bir kulübün veya kulüplerimizin ismi geçmemiş, imada bulunulmamıştır. Buna rağmen Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetimi tarafından konunun saptırılması asıl ‘rezalet’tir. Daha üzücü olan ise Fenerbahçe gibi güzide bir kulübümüzün ve köklü bir camianın bu anlayışla yönetilmesidir.”

Türk futboluna ve Fenerbahçe Kulübü’ne, şu anda Fenerbahçe Başkanı ve Başkan Vekili olan şahıslardan daha uzun yıllar hizmet etmiş olmak gurur madalyamdır. Semih Özsoy’un şahsımla ilgili itham ve saldırılarını esefle kınıyor ve ayıplıyorum. Benim, yıllardır Türkiye’ye nasıl hizmet ettiğimi herkes biliyor.”

“Fenerbahçe’ye nasıl hizmet ettiğimi, 2010-11 sezonunda yönetici olan, şimdiki Başkan Ali Koç, ‘Nihat Özdemir’in başkanlığında bu yönetim yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışmıştır’ diyerek özetlemiştir. Türkiye’ye ve Fenerbahçe’ye olan hizmetlerimi sorgulamak, başkan vekili olan şahsın haddine değildir. Göreve geldiklerinden bu yana sportif başarısızlıklarını sosyal medyanın yönlendirmesiyle örtmeye çalışanların bu tür açıklamalarına itibar edilmemesini kamuoyunun takdirine bırakıyorum.”

ALİ KOÇ, “BANK ASYA’YI İSTİYORUZ” DEMİŞTİ

Türkiye, 3 Temmuz 2011 sabahına Fenerbahçe ve o dönemki başkanı Aziz Yıldırım’ın merkezde olduğu şike operasyonuyla uyanmıştı. O dönem Fenerbahçe Asbaşkanı olan Ali Koç, UEFA tarafından Şampiyonlar Ligi’nden men edildikten sonra 26 Ağustos 2011 tarihinde yaptığı açıklamada, “Futbolcuların kararını yönetimde değerlendirdik. Futbolcular, teknik heyet ve taraftarın isteği doğrultusunda Fenerbahçe’nin Süper Lig’de mücadele etmek istemediğini yarın (bugün) Futbol Federasyonu’na ileteceğiz. Futbolcularımız, Bank Asya 1. Lig’de devam etmemizi bizden istediler. Bu talebi federasyon yetkilileriyle konuşacağız, istişare edeceğiz. Bank Asya’da devam etmeyi ve bütün bu yaşananların son bulmasını istiyoruz. Bunun daha doğru olacağını düşünüyoruz.” diye konuşmuştu.

Sonrasında birçok gelişme yaşanmış ve sonunda ‘kumpas’a çevrilen 3 Temmuz süreci kapatılmıştı. Şike sürecinin en büyük mağdurlarından olan Trabzonspor bile, müzesine 2010-11 sezonuna ait sembolik şampiyonluk kupasını koymasına rağmen, işin peşini bırakmıştı.