Yazmaya her başladığımda ucu çocukluk dönemine varıyor

NÜRNBERG –Türkiye ile Almanya arasındaki siyasi tansiyon kâh yükselip kâh düşerken sanat yine üzerine düşeni yapıp farklılıkları uyum vesilesi yapıyor. Bu yıl 22.’si gerçekleştirilen Nürnberg Türk Alman Film Festivali, varlığıyla bile bunu ispatlarken gerçekleştirdiği yan etkinliklerle de pekiştiriyor. 4 Mart’ta başlayan festivalin Uzun Metraj Jürisi’nde yer alan yazar, senarist ve oyuncu Ercan Kesal, Stadtbibliothek’te bir

PANORAMA - NEWS 11 Mart 2017

NÜRNBERG –Türkiye ile Almanya arasındaki siyasi tansiyon kâh yükselip kâh düşerken sanat yine üzerine düşeni yapıp farklılıkları uyum vesilesi yapıyor. Bu yıl 22.’si gerçekleştirilen Nürnberg Türk Alman Film Festivali, varlığıyla bile bunu ispatlarken gerçekleştirdiği yan etkinliklerle de pekiştiriyor.

4 Mart’ta başlayan festivalin Uzun Metraj Jürisi’nde yer alan yazar, senarist ve oyuncu Ercan Kesal, Stadtbibliothek’te bir okuma günü gerçekleştirdi. Salonu tamamen dolduran ve çoğunluğunu Almanların oluşturduğu okurlar, Kesal’ın öykülerini hem Türkçe olarak kendi sesinden hem de çevirmen, tiyatrocu Recai Hallaç’ın seslendirmesiyle Almanca dinleme fırsatı buldu.

“Peri Gazozu” kitabındaki iki öyküsünü paylaşan Kesal’a dinleyicilerden sorular da geldi. Bunlardan biri, hikâyelerindeki referans noktasının neden hep ‘çocukluk’ olduğu şeklindeki soruydu. Kesal bu soruya şöyle cevap verdi:

“Yazmaya her başladığımda ucu çocukluk dönemine varıyor. O zamanlar en pür, en katışıksız zamanlarımız. Yıllar içinde kirleniyor, yükler biriktiriyor ve suçluluk duygularıyla doluyoruz. Yeniden o günlere dönmek, bir tür hesaplaşmak ve arınmak. Bir hikâye, bir film dünyayı değiştiremez belki ama okuyana, seyredene dünyayı değiştirme cesareti verebilir. Doğrusu ben de içimdeki cesaretle yazarak karşılaşıyorum.”