Türk Edebiyatının çınarı Yaşar Kemal’in 7. ölüm yıldönümü

HABER MERKEZİ – ‘Bir toplum, hoşgörüsü kadar güçlü, sağlam, haklıdır. Zulmü kadar zalim, yaratıcılıktan yoksun, zayıftır. Irkçılık ise en korkunç hastalıktır. İnsanlık yıkımının altında, insanların yüreğine nefret tohumlarının altında ırkçılık vardır.’ mesajı ile demokrasi, insan hakları ve barış çağrılarını, uyarılarını ve söyleşilerini her zaman umutla dile getiren Yaşar Kemal’in aramızdan ayrılışının yedinci yılı. Yaşar Kemal’in

ZEYNEP SENA SAYIN 28 Şubat 2022 KÜLTÜR-SANAT

HABER MERKEZİ – ‘Bir toplum, hoşgörüsü kadar güçlü, sağlam, haklıdır. Zulmü kadar zalim, yaratıcılıktan yoksun, zayıftır. Irkçılık ise en korkunç hastalıktır.

İnsanlık yıkımının altında, insanların yüreğine nefret tohumlarının altında ırkçılık vardır.’ mesajı ile demokrasi, insan hakları ve barış çağrılarını, uyarılarını ve söyleşilerini her zaman umutla dile getiren Yaşar Kemal’in aramızdan ayrılışının yedinci yılı.

Yaşar Kemal’in barış mesajının tamamı ise şöyle:

“Bugün sizinle birlikte olamadım, sizlere de her fırsat buldukça söylediğim, yazdığım düşüncelerle sesleniyorum. Dileğim bu sözlere gerek kalmayacak günlerin gelmesi…

DÜNYA BİN ÇİÇEKLİ BİR KÜLTÜR BAHÇESİDİR 

Hep dedim ve diyorum, dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir. Her çiçeğin kendine özgü bir rengi, bir kokusu vardır. Dünyamız, bu bin çiçeğinden dolayı güzel, zengin, çeşitlidir.Kültürler her zaman birbirlerini beslemişlerdir. Kültürlerin alışverişi kültürlerin birbirini ezmesi değil, birbirlerini zenginleştirmesidir, beslemesidir. Bir çiçeğin yok edilmesi dünyadan bir rengin, bir kokunun, bir aşılanmanın da yok edilmesidir. Kültürü yozlaşmış bir halk, dumura uğramıştır, yaratıcı gücü kalmamıştır, ölüme mahkum edilmiştir. Bir kültürün yok edilmesi insanlığımızdan da bir parçanın yok edilmesidir.

Bir toplum, hoşgörüsü kadar güçlü, sağlam, haklıdır. Zulmü kadar zalim, yaratıcılıktan yoksun, zayıftır. Irkçılık ise en korkunç hastaliktir. İnsanlık yıkımının altında, insanların yüreğine nefret tohumlarının altında ırkçılık vardır. Türkiye’yi düşünce düşmanlığına, demokrasi düşmanlığına itmekte, kuşaklarımızın bağışlayamayacağı felaketlerde ırkçılığın büyük payı olmuştur.

DEMOKRASİ VE ONUR İLE YAŞAMAK 

Bize gereken demokrasicilik oynamaya kalkışmadan, demokrasi kisvesi altinda hiçbir gayri insani baskı düzeni sürdürmeyen demokratik bir düzenin kurulmasıdır. Demokrasi bir gereksinmedir. Demokrasi bir denge düzenidir. İnsanların onuruyla yaşadığı, kimsenin temel insan haklarından yoksun bırakılmadığı bir düzendir.

Onuruyla yaşamak, kendi dilini ve kültürünü de onurla taşımak ve yaşatmak demektir. Bu temel bir insan hakkıdır. Bir dil de salt konuşulmakla yaşamaz. Bir dilin yaşaması için, o dilde eğitim olması, dil kurumları, akademileri, enstitüleri olması gerekir.

Yirmi yıldan fazladır Kürt sorunu konusunda yazdıklarımı ‘Bu Bir Çağrıdır’ kitabımda bir araya getirdim. Önsözde söylediklerimin bazılarını size tekrarlıyorum:

Çok hatalar yaptık ama umutsuzluğa düşmenin bir gereği yok. Bir ülke insanları insanca yaşamayı, mutluluğu,güzelliği seçecekse, buevrenselinsan haklarından, düşünce özgürlüğünden geçer. Dilini ve onurunu istemek en temel ve doğal haktır….

EY TÜRK HALKI, KÜRT HALKI 

Bu ülkede yaşayan herkesin diline, dinine, tüm insan haklarına sahip olduğu, onuruyla yaşadığı gerçek bir demokraside çözülmeyecek sorun yoktur. Hele ki habire itildiği çözümsüzlüğe kardeşlik bağları ile direnen Türklerle Kürtler arasında…

Ey Türk halkı, Kürt halkı, bu toprakların kültür zenginliği olan tüm halklar, sözüm hepinizedir… Bugün bu ülkede yaratıcılığımız eksilmişse, vicdanımız vurdum duymaz olmuşsa, şiddet hayatımızın her alanında üstümüze çökmüşse, hiçbir kuruma güvenimiz kalmamışsa, bunlar bir kuşak ömrü süregelen bir kirli savaşın insanlığımızda açtığı yaralardır.

Ben diyorum ki, bu yaraların sağılması bizim elimizde. Ülkemizin onurunu, ekmeğini, kültür zenginliğini kurtarmak elimizde.Gelin de doğru dürüst bir demokratik düzenin kurulması için aklımızla, yüreğimizle eleleverelim.

Bu bir çağrıdır. Sözüm sizedir.”

YAŞAR KEMAL KİMDİR? 

Asıl adı Kemal Sadik Gökçeli olan Yaşar Kemal, 1923’te Türkiye’nin güneyinde Adana ilinin sınırları içerisinde bulunan Osmaniye’de, Erciş’li Kürt bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğunda bir bıçak kazası sonucu sağ gözünü kaybeden genç Yaşar Kemal, henüz beş yaşındayken babasının göç sırasında evlat edindiği yaralı yetim bir çocuk tarafından öldürülmesine tanık oldu. Bu yaşananlardan hayli etkilenen Kemal, 12 yaşına kadar kekeme konuştu. Bir haydut olan amcasının ölümü üzerine, bir ağıt da dahil olmak üzere şiir yazmaya başladı.

Adana civarındaki pamuk tarlalarında yarı zamanlı olarak gündelik işçi olarak çalışarak, ortaokula devam etti, ancak gençliğinin ortalarında ayrılmak zorunda kaldı. İlk şiirini on altı yaşında yayımlayan Yaşar Kemal’in, ilk kitabı yöresel türkülerden oluşan bir koleksiyondu. Sonraki birkaç yıl boyunca işçi olarak çalışmayı, kamuya açık mektup yazma hizmetleri ile birleştirdi ve yavaş yavaş gazeteciliğe geçti. 1950’de komünist faaliyetler iddiasıyla kısa bir süre hapis yattı.

Bir yıl sonra, Türkiye’nin önde gelen solcu yazarlarından birkaçının tavsiyesi üzerine İstanbul’a gitti ve kendisine Cumhuriyet gazetesinde muhabir olarak iş verildi. Bu noktada Yaşar Kemal mahlasını benimsedi.

Bir mektup yazarı olarak başladığı edebiyat hayatına, bir gazeteci ve romancı olarak devam etti. 1955’te ilk romanını, ardından ünlü romanı İnce Memed’i yayımlayarak edebiyat çevresinde ün kazandı. Uluslararası alanda büyük ses getiren ilk Türk romanı İnce Memed, diğer dillere çevirileri ile de dünya çapında tanınır hale geldi.

Kemal o sıralarda İstanbul’da gazeteci olarak çalışıyordu, ancak hikâye Türkiye’nin güneyinde Adana çevresindeki Çukurova ovası ve Toros dağlarındaki çiftçilerin ve sıradan insanların zorlu yaşamını ele alıyor.

Ince Memed, otobiyografik öğeler açısından zengin bir tür Robin Hood hikayesidir. Kahramanı Memed, çiftçileri ve ailelerini acımasızca sömüren baskıcı ve dünyadan kopuk yaşayan toprak sahibi olan Abdi Ağa’ya ait bir köyde büyür. Memed ve Abdi arasında bir kan davası başlar: Memed, sevdiği genç kadın Hatçe’nin eşlik ettiği bir haydut olarak dağlara sürülür. Hatice öldürüldükten ve Memed ihanete uğradıktan sonra, Memed Abdi’yi öldürür.

İnce Memed, Türkiye’nin Toroslar bölgesinin seslerini, kokularını renklerini çok güçlü bir şekilde betimleyen, bahtsız köylülerin hayatlarını okuyucu ile buluşturan, dili büyük bir canlılık ve sadelikte olağanüstü bir hikaye. Ezilenlerin zulme şikayet etmeden katlanmak yerine, zulme karşı dimdik ayakta durmaları ve adaletsizliğe karşı savaşmaları gerektiği mesaji da oldukça açık.

ALDIĞI BAZI ÖDÜLLER 

1955 Gazeteciler Cemiyeti Başarı Armağanı (“Dünyanin En Büyük Çiftliğinde Yedi Gün’ adli röportaj dizisi ile)

1956 Varlık Roman Armağanı (İnce Memed ile)

1966 İlhan İskender Armağanı (Teneke’den aynı adla uyarlanan oyunu ile)

1966 Uluslararası Nancy Tiyatro Festivali B irincilik Ödülü (“Yer Demir Gök Bakır’ romanından Nihat Asyalı’nın sahneye uyarladığı, Yılmaz Onay’ın sahneye koyduğu “Uzun Dere’oyunu ile. Türkiye ödülü, Brezilya ile paylaştı.)

1978 Fransa’da En İyi Yabancı Kitap Ödülü (Ölmez Otu ile)

1979 Fransa “Büyük Jüri En lyi Kitap Ödülü (Binboğalar Efsanesiile)

1984 Fransız Legion d’Honneur Ödülü Commandeurpayesi

1986 Orhan Kemal Roman Ödülü (Kale Kapısı ile)

1988 Fransa Kültür Bakanlıği Commandeurdes Arts etdes Lettres Nişani

1991 Fransa Strasbourg Üniversitesi Onur Doktorası

1993 Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü

1997 Kenne Vakfi Düşünce ve Söz Özgürlüğü Ödülü (Uppsala, Isveç)

1998 Frei Üniversitesi Berlin Fahri Doktora

2008 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük ödülü

2011 Légion d’honneur

2013 Krikor Naregatsi Nişanı

2014 Beyaz Martı Edebiyat Ödülü

26 roman, 11 deneme, 9 röportaj, 2 öykü ve şiir alanında birçok eser miras bırakan usta yazar, 28 Şubat 2015 tarihinde organ yetmezliği sebebiyle hayata gözlerini yumdu.

Barış tutkunu yazarımızı, Haydar Ertem’in cenaze töreninde seslendirdiği ünlü şairimiz Adnan Yücel‘in “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!” şiiri ile sevgi ve saygıyla anıyoruz…

https://youtu.be/mGKn8BHZvCg