Şair Orhan Veli Kanık vefatının 72. yılında anılıyor

HABER MERKEZİ – Orhan Veli’nin dizelerinde denizin, dalgaların, martıların sesleri hayat bulur; İstanbul’un, dünyanın ve insanın güzellikleri tüm ihtişamıyla canlanır. Okurken siz de Orhan Veli’nin şiiri ile bir garip olursunuz. Hayat kokan dizelerini İstanbul’un deniz manzaralı sokaklarında duvarlara kazınmış halde halde bulabileceğiniz gibi, kahvehane duvarlarında görebilir; İstanbul’luların ağızlarından her daim dinleyebilirsiniz. ORHAN VELİ KANIK KİMDİR?

ZEYNEP SENA SAYIN 14 Kasım 2022 KÜLTÜR-SANAT

HABER MERKEZİ – Orhan Veli’nin dizelerinde denizin, dalgaların, martıların sesleri hayat bulur; İstanbul’un, dünyanın ve insanın güzellikleri tüm ihtişamıyla canlanır. Okurken siz de Orhan Veli’nin şiiri ile bir garip olursunuz.

Hayat kokan dizelerini İstanbul’un deniz manzaralı sokaklarında duvarlara kazınmış halde halde bulabileceğiniz gibi, kahvehane duvarlarında görebilir; İstanbul’luların ağızlarından her daim dinleyebilirsiniz.

ORHAN VELİ KANIK KİMDİR?

Türk edebiyatının ünlü şairlerinden Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914’de Mehmet Veli Kanık ile Fatma Nigar Hanım’ın ilk çocukları olarak, İstanbul Beykoz’da dünyaya geldi. Babası cumhuriyetin ilanından önce Mızıka-yı Hümayun’da klarnistti. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın şefi oldu. Orhan Veli’nin kendisinden küçük iki kardeşi vardı.

Şair beş yaşında, bir yangının ortasında kalarak ölümle burun buruna gelir. Dokuz yaşında kızamık, on yedi yaşında kızıl hastalığına yakalanır. Ortaokulda Oktay Rıfat ile tanışır.

Lise yıllarında gittiği Halkevi’ndeki bir müsamere sırasında Melih Cevdet ile tanışacak ve üç arkadaş okulda ‘Sesimiz’ adlı bir dergi çıkartacaklardır. Bu dönemde yazdıkları şiirler aruz veznine bağlı ve ahenklidir. Lisenin ilk yılındaki edebiyat öğretmeni Ahmet Hamdi Tanpınar’ın etkisi ve öğütleri bu şiirlerine yansımıştır.
Şair, 1932’de liseden mezun olur ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’de felsefe eğitimi alır. 1935 yılında, mezun olmadan öğrenim hayatını bitirir ve Ankara’ya dönerek PTT Umum Müdürlüğü’nde işe girer. Oktay Rıfat ve Melih Cevdet ile tekrar bir araya gelirler.

Bireysel olarak şiir yazdıkları gibi üçlü olarak da şiir yazmayı denerler ve 1936 yılında ilk şiirleri Varlık Dergisi’nde yayınlanır. Artık yeni bir anlayışla şiirler yazmaya başlayan bu üçlünün 1941 yılına kadar çeşitli dergilerde şiirleri yayınlanmaya devam eder. Melih Cevdet ve Oktay Rıfat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Orhan Veli Kanık, Türk şiirinin geleneksel yapısının kırarak şiiri sokaktaki adamın diline uygun olarak yenilerler. 1939 yılında Melih Cevdet’in kullandığı arabanın Çubuk Barajı’ndan yuvarlanmasıyla şairler yirmi gün komada kalırlar.
Şair Orhan Veli bu yıllarını şu satırlarıyla anlatmıştır;
“Ben Orhan Veli,
1914’te doğdum.
Bir yaşında kurbağadan korktum.
Dokuz yaşında okumaya,
On yaşında yazmaya merak sardım.
On üçte Oktay Rıfat’ı,
On altıda Melih Cevdet’i tanıdım.
On yedi yaşında bara gittim.
On sekizde rakıya başladım.
On dokuzunda sonra avarelik devrim başlar.
Yirmi yaşından sonra da para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim.
Yirmi beşte başımdan bir otomobil kazası geçti.
Çok âşık oldum.
Hiç evlenmedim.
Şimdi askerim.”
Kendisinin hayatı da şiiri gibi bir gariptir. 36 yıllık yaşam öyküsü, yıllarca Ankara’da çalıştığı PTT’nin açtığı bir çukura düşmesiyle son buldu. Aşiyan’da bulunam Abidin Dino’nun tasarladığı pembe mezarının üzerinde ‘Orhan Veli 1914–1950’ yazar. Yıllarca uzak kalmak için kendine has yeni bir tarz geliştirdiği kafiye onun peşini vefatına kadar bırakmamış ve mezar taşında kendisine eşlik etmiştir.  Son satırlarını Vefat ettiğinde ceketinin cebinden çıkan diş fırçasına sarılı kâğıda not etmiştir. “Aşk resmigeçidi” adlı şiiridir bu ve şairin tüm aşklarına vedası olarak tanımlanabilir. Paltosunu satarak yayınlamaya çalıştığı “yaprak dergisi” ölümünden sonra “son yaprak” olarak bir defa çıkartılır ve son şiiri bu dergide yayımlanacaktır.

14 Kasım’da Aşiyan’a gidin.  Şairin pembe mezarına yaklaşın ve bu şaire bir şiir de siz okuyun. Tevfik Fikret’in, Tezer Özlü’nün, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Attila İlhan’ın ve Orhan Veli’nin uyuduğu bu şair cennetinde kısa süreli de olsa misafir olmak size iyi gelecektir.
“Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.”
Orhan Veli Kanık