Hollanda Meclisi’nde ‘Dram’ sergisi

Project 668 ve Het Portret van Saamhorigheid’in birlikte organize ettiği Hollanda’da bulunan mülteciler inisiyatifi ile gerçekleşen sergide, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’den ayrılmak zorunda kalan ailelerin çocuklarının çizdiği resimler yer alıyor. Sergiye yakın ilgi gösteren Hollandalı ziyaretçiler yaşanan dramlara şahitlik ettiklerini dile getirdi. RESİMLERDEN ÇOK ETKİLENDİM Hollanda Temsilciler Meclisi’nde koalisyon ortağı  Hıristiyan Demokratlar CDA

PANORAMA - NEWS 21 Kasım 2017 KÜLTÜR-SANAT

Project 668 ve Het Portret van Saamhorigheid’in birlikte organize ettiği Hollanda’da bulunan mülteciler inisiyatifi ile gerçekleşen sergide, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’den ayrılmak zorunda kalan ailelerin çocuklarının çizdiği resimler yer alıyor. Sergiye yakın ilgi gösteren Hollandalı ziyaretçiler yaşanan dramlara şahitlik ettiklerini dile getirdi.

RESİMLERDEN ÇOK ETKİLENDİM

Hollanda Temsilciler Meclisi’nde koalisyon ortağı  Hıristiyan Demokratlar CDA Milletvekili  Chris van Dam, serginin meclis binası içerisinde bulunan Nieuwspoort salonundaki yaptığı açılış konuşmasında; ‘‘resimlerden çok etkilendiğini belirterek, Hollanda’da ki bir grup mülteci ile bir araya geldiğini, onları kamplarında ziyaret ettiğini, anlattıklarından çok etkilendiğini ve bu serginin açılışından son derece memnun olduğunu söyledi.‘‘

Dam ” Türkiye’de hapishanelerde çok sayıda bebek olduğunu öğrendim. Bu gerçekten son derece üzücü bir durum. Hiç bir neden bebeklerin hapiste tutulmasını öngöremez. Hiç kimse bebeklerin hapiste olmasını elbette istemez. Maalesef  Türkiye’de geçen yıl gerçekleşen darbe girişimi sonrası çok sayıda bayan ve bebeğin hapse atıldığı öğrendik.

Bu durumdan aileler son derece üzgün ve mağdur olduklarını farklı yollardan iletiyorlar. Bu durumun düzeltilmesi elbette Türk hükümet ve yargısının elinde. Bu gün burada meclis çatısı altında ki Nieuwspoort sergi salonunda farklı kamp ve evlerde kalan  mülteci ailelerin ve çocuklarının çizmiş olduğu resimler de  bu insanların yaşadığı dramı ortaya koyuyor. İnsanların gözyaşları ve hüzünlerini burada gördük. Herkesin bu duruma duyarlı olmaları gerekir, düşüncesindeyim.”

HER RESİMDE AYRI BİR DRAM VAR

Sergi ile ilgili bilgi veren CNV sanat sendikası eski başkanı Leen La Riviere, burada ki sergide yoğun emek ile ve samimi duygular ile çizilmiş resimleri yerinde görmekten çok etkilendiğini söyledi. Riviere ” Çok duygusal ve anlamlı resimleri Nieuwspoort salonunda yerinde gördüm. Bu resimlerin tamamının Türkiye’de hapislerde bulunan ailelerin ve bebeklerin durumlarını yansıtması son derece üzücü. Çocuk hakları evrensel beyannamesine göre hiç bir bebek hapiste olamaz, olmamalı, bu bebeklerin darbe ile ne gibi ilgileri olabilir ki? Çok korkunç bir durum‘‘ dedi.

SERGİSİ ÇOK ANLAMLI

Rotterdam Merkez Belediyesi CDA Partisi Meclis Üyesi Turan Yazır, Hollanda temsilciler Meclisi Binasında bulunan Başbakanlık ve Bakanların basın toplantılarının düzenlediği Nieuwspoort salonunda böyle bir resim sergisinin düzenlenmesi 668 bebeğin hapishanede olmasına dikkat çekilmesi son derece anlamlı dedi. Yazır ” Project 668 ve Het Portret van Saamhorigheid işbirliği ile organize edilen, Türkiye’de tutuklu bulunan bebeklerin, çocukların ve annelerin yaşamış olduğu dramlar resimler ile anlatıldı. Çok anlamlı ve güzel hazırlanmış duygu yüklü bir sergi idi. Parlamento binasında olması ise ayrı bir anlam içeriyor.

CDA Milletvekilimiz sayın Dam çok güzel bir konuşma yaptı. Bebek ve çocukların hapiste tutulması hukuk devletinde kesinlikle kabul edilemez, dedi. Burada bulunan mültecilerin ve çocukların yaşadıklarını güzel bir şekilde ifade etmeleri ayrıca çok kısa zamanda Hollandaca öğrenmeleri de takdire şayan idi. Bu sergi ile amaç Türkiye’yi kötülemek değil. Burada sadece hukuki çerçeve içerisinde, yani hakkaniyetli bir şekilde nasıl insanlar yargılanır, hukuki süreçler nasıl işlemelidir onunla ilgili bu sergi aslında bir mesaj idi. Bu mesajların bence yoğunluklu bir şekilde artması gerekir” dedi.

Het Portret van Saamhorigheid platform temsilcisi ise yaptığı açıklamada; bizim yaşadığımız ülkemizde güzel bir yaşantımız ve imkanlarımız vardı. Herbirimizin toplumda saygın bir yeri vardı. Türkiye’de yaşanan hukuksuzluktan kaçmak ve ülkemizi terketmek zorunda kaldık. Buraya gelen insanların hepsi üniversite mezunu ve çoğumuz öğretmen.

Bu acıyı ifade etmek mümkün değil ama bizi asıl üzen ve acımızı artıran hala bu hukuksuzluğun devam etmesi. Bizim gibi gelip demokratik bir ülkeye sığınabilenler şanslı, ama orada bir zaman yaşadığımız o ülkede yakınlarımız, sevdiklerimiz, kardeşlerimiz, arkadaşlarımız hapiste ve biz onlar için bir şey yapamıyoruz! Daha bugün işte bir aile dramı daha yaşanıyor, bir aile Ege denizinde anne ve üç çocuğu ile beraber boğuldu. Boğulan sadece anne ve üç çocuğu değil insanlık boğuluyor! Bu zulme dur diyemeyen yetkili ve etkililer boğuluyor.

Yaşanan ızdırapları dediğim gibi ifade edebilmek mümkün değil, biz platform olarak bunu bir de sanatın diliyle ifade edelim dedik. Belki yaşadıklarımızı ifadeye vesile olur diye. Izdırapla, çileyle, acıyla çizilen bir resmin çok mana ifade edeceğini düşündük. Gerçekten sergideki resimlere baktığımızda buna şahit oluyoruz. Bakın burada her bir resmin hikayesini, çizen insanın yaşadıklarını ve resmin ifade ettiklerini anlatabilirim ama bu çok uzun olur. Buradaki her bir resmin yoğun duyguları ve çok acı yaşanmış karşılıkları var. Resim tekniği ve sanat açısın profesyonel çizimler değil belki resimler, zaten biz de profesyonel değiliz ama her bir resim için makale yazabilirim burada. Her biri çok mana ifade ediyor.

O yüzden bütün arkadaşlarımıza, dostlarımıza bu sergiye gelmelerini ama mutlaka Hollandalı bir dostlarını, bir tanıdıklarını, bir komşularını getirmelerini özellikle tavsiye ediyorum. İfade edemediğimiz çok şeyi anlatma imkanı bulacaksınız. Bu bir fırsattır, sanat dili evrensel bir dildir. Bu dille yaşadıklarımızı anlatalım, zalimin zulmünü duyurmak ve engel olmaya çalışmak bir vecibedir, bir vazifedir. Buna vesile olacak dostlara şimdiden teşekkür ediyorum.

Biz mülteciler olarak buraya geldik, sağolsun Hollanda bizi bağrına bastı, zor zamanımızda kapılarını açtı, müteşekkiriz. Ama bu iyiliklerini karşılıksız bırakmak istemiyoruz. Hepimiz üniversite mezunu ve alanlarında dünyanın değişik ülkelerinde tecrübe kazanmış çoğunluğu itibariyle öğretmenlik yapmış insanlarız. Burada Hollandaca öğrenip mesleğimizi yapmak ve bize kucak açan bu güzel ülkeye ve güleryüzlü insanlarına yük olmadan faydalı olmak istiyoruz, şeklinde konuştu.

SERGİ NİEUWSPOORT’TA İKİ GÜN AÇIK KALACAK

Sergiyi gezen Hollandalılarda bu sergiden çok etkilendiklerini söylediler. Hollanda Temsilciler Meclisi salonu içerisinde bulunan Nieuwspoort salonunda ki sergi iki gün boyunca sabah 11:00’dan akşam 17:00’a kadar devam edecek. Sergi salonunda sergi ile ilgili sinevizyon gösterisi yanında katılımcıların istifade edeceği Hollandaca broşürler ve bilgiler de bulmak mümkün.