Frankfurt Kitap Fuarı'ndaki Türkiye Ulusal Standı'nda 20 yayınevi temsil ediliyor. Açılış konuşmasını Elif Şafak'ın yaptığı fuarda, ödüllerden biri yönetmen Aslı Özarslan'a verilecek
76’ncı Frankfurt Kitap Fuarı, bu yıl 16-20 Ekim tarihleri arasında düzenleniyor. 100’ü aşkın ülkeden yaklaşık 4 bin yayınevinin temsil edildiği fuar kapsamında, yaklaşık bin yazar, kurulan 15 farklı sahnede yeni kitaplarından kesitler okuyacak ve kitaplarını imzalayacak.
Fuarın açılışı vesilesiyle, 15 Ekim Salı sabahı düzenlenen basın toplantısına, Fuar Direktörü Juergen Boos, Alman Kitap Basım ve Yayıncıları Derneği Borsa Birliği (Börsenverein) Başkanı Karin Schmidt-Friderichs ve yazar Elif Şafak katıldı.
“Frankfurt’ta farklı düşüncelerdeki insanların barışçıl bir şekilde buluşup fikir alışverişi yaptığını” söyleyen Schmidt-Friderichs, “Bu, Frankfurt Kitap Fuarı’nın DNA’sında var” diye konuştu.
Fuarın bu yılki açılış konuşmalarından birini yapan Türk yazar Elif Şafak ise dünyada yaşanmakta olan siyasi ve toplumsal gelişmeler ışığında, iyimserlik ve kötümserliğe değindi.
“2000’lerin başında dünyanın en büyük iyimserleri, teknoloji iyimserleriydi. Bilgiye erişimin kolaylaşacağı, insanların bilgi sahibi yurttaşlar haline gelerek doğru liderleri seçeceği ve demokrasinin dünya çapında yayılacağına dair bir inanış vardı” diye konuşan Şafak, “Bugün ise çok fazla bilgiye ve çok az bilgeliğe sahip olduğumuz bir dönemdeyiz. ‘Bilmiyorum’ demeyi uzun zaman önce unuttuk” dedi.
“Doğru bilgi için yavaşlamamız gerekiyor. Bunun için yavaş gazeteciliğe ve kitaplara ihtiyacımız var” sözlerini sarf eden Şafak’ın konuşması, salonda bulunanların en uzun süre alkışladığı konuşma oldu.
Bir gazetecinin, Türkiye’deki sosyopolitik alanda nasıl ilerleme sağlanabileceğine ilişkin sorusuna verdiği yanıtta ise kadınlar, gayrimüslimler ve eşcinseller gibi toplumdaki “kırılgan” kesimlere ses verilmesi gerektiğine vurgu yapan Şafak, “İyimserliğin insanlardan gelmesi gerekiyor. Türkiye’de sesini duymadığımız çok insan var ve onların sesi çok önemli” diye konuştu.
Şafak, Türkiye’de özgür çalışıp çalışamadığına ilişkin soruya cevaben ise “Ben İngiltere’de bir göçmenim. Düşünce özgürlüğüne ihtiyacım olduğu için oraya gittim” dedi.
Geleneksel olarak her yıl bir ülkenin Onur Konuğu sıfatıyla katıldığı fuarın bu yılki Onur Konuğu, İtalya. Fuara “Gelecekte kök salmak” sloganı ile katılan İtalya’dan 91 yazar, Frankfurt’ta kitapseverlerle buluşacak.
Türkiye ise bu yılki fuarda, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İstanbul Ticaret Odası temsilcilerinin organize ettiği Türkiye Ulusal Standı çatısı altında toplamda 20 yayınevi tarafından temsil ediliyor.
Yaklaşık 220 metrekarelik alanıyla, Türkiye Ulusal Standı, bu yılki ülke stantları arasında en büyüklerden biri olma özelliğini taşıyor. Fuardaki Türkiye Ulusal Standı’na Çarşamba günü Türkiye Frankfurt Başkonsolosu Nagihan İlknur Akdevelioğlu da gidecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilisi, fuardan beklentilerinin “Türk edebiyatı ve kültürünü tüm çeşitliliğiyle dünyaya tanıtmak” olduğunu söyledi. Yetkili, bunun yanı sıra, fuardaki ana hedeflerinin, “Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Kültür, Sanat ve Edebiyat Eserlerinin Dışa Açılımını Destekleme Projesi” ifadesinin kısaltması olan “TEDA” projesinin tanıtımı olduğunu belirtti.
Yetkilinin DW Türkçe’ye aktardığı bilgilere göre, 2005 yılında hayata geçirilen proje kapsamında, Türkçe yayınların yabancı dillere çevrilmesi ve baskıların yapılmasında yabancı yayınevlerine destek sağlanıyor.
Bakanlık yetkilisi, bugüne kadar toplam 4 bin 122 eserin çeviri ve baskısında 95 ülkeden 953 yayınevine destek verildiğini kaydetti. Yetkili, bunlar arasında 179 yazarın 291 kitabını çevirip basan 50 Alman yayınevinin de bulunduğunu aktardı. Buna göre, destek sağlanan ülkeler arasında Almanya, dördüncü sırada bulunuyor.
Bu yıl Frankfurt Kitap Fuarı En İyi Adaptasyon Ödülü’ne Türkiye kökenli Alman yönetmen Aslı Özarslan’ın “Ellbogen” (Dirsek) filmi layık görüldü.
Prömiyeri 2024 Berlin Film Festivali’nde yapılan film, yazar Fatma Aydemir’in 2017’de yayımlanan aynı isimdeki romanını baz alıyor. Filmde, genç bir Almanyalı Türk’ün Berlin ile İstanbul’da geçen hikayesi anlatılıyor. Özarslan, Kürt bir kadın belediye başkanının hikayesini anlattığı “Dil Leyla” ismindeki filmiyle de birçok ödüle layık görülmüştü.
Alman Kitap Basım ve Yayıncıları Derneği Borsa Birliği tarafindan her yıl Frankfurt Kitap Fuarı’nın başlangıcında verilen 25 bin euro değerindeki Alman Kitap Ödülü’nün ise bu yılki sahibi, “Hey, guten Morgen, wie geht es dir?” (Hey, günaydın, nasılsın?) isimli romanı ile Alman yazar Martina Hefter oldu. Jürinin açıklamasında, yılın Almanca yazılmış en iyi romanı seçtikleri kitapla ilgili olarak, “Roman, yıpratıcı gündelik yaşamı mitolojik figürler ve kozmik boyutlarla birleştirmekte, melankoli ve coşku arasında gezinmekte ve güven ve hile hakkında kafa yormaktadır” denildi.
1950’den bu yana her yıl verilen Barış Ödülü’ne ise bu yıl, “demokrasi ve barışın korunmasına yaptığı katkılar” nedeniyle Polonyalı-Amerikalı tarihçi ve gazeteci Anne Applebaum layık görüldü. Applebaum’a ödülü, 20 Ekim’de yapılacak törende takdim edilecek.
Alman Federal İstatistik Dairesi’nin fuar vesilesiyle yayınladığı bir istatistik, Almanya’da gençlerin yaşı ileri kimselere göre okumaya çok daha az zaman ayırdığını su yüzüne çıkardı.
Okumaya 18-29 yaş arası kişiler günde 11 dakika ve 30-44 yaş arası kişiler 13 dakika ayırırken, 45-64 yaş arası kimselerde bu süre 26 dakika ve 65 yaş üzerinde 54 dakikaya çıkıyor. Bu verilere rağmen gelecek açısından umut veren istatistiklere göre, 10-17 yaş arası çocuklar ise okumaya günde 19 dakika ayırıyor.
Karin Schmidt-Friderichs, Frankfurt’taki basın toplantısında, 2024 yılının ilk üç çeyreğinde Almanya’daki kitap satışlarının geçen yılın aynı dönemine göre aynı seviyede seyrettiği bilgisini aktardı. Gelecekten umutlu olduğu mesajını veren Schmidt-Friderichs, “Diğer sektörler kendi gelirleriyle ilgili aynı şeyi söyleyebilir mi, şüpheliyim” diye konuştu.
Fuarın gelecek yılki Onur Konuğu ise Filipinler olacak.