Çizgi roman kahramanı Gılgamış

BERLİN – Tarihin en eski yazılı destanı olan Gılgamış Destanı, Sümerler tarafından 56 kil tablete Akad çivi yazısı ile kaydedilmişti. Bu tabletlerden günümüze ancak 12 tanesi ulaşabildi. Eser, M.Ö. 1700 civarında yaşamış olduğu tahmin edilen Uruk kralı Gılgamış’ın ölümsüzlüğü arayışının öyküsünü anlatır. Nihayetinde kahraman, ölümsüzlüğün sadece tanrılara verildiğini, yaşamın ve ölümün insan doğasının bir parçası

NAİLE NEDRET 09 Şubat 2018 KÜLTÜR-SANAT

BERLİN – Tarihin en eski yazılı destanı olan Gılgamış Destanı, Sümerler tarafından 56 kil tablete Akad çivi yazısı ile kaydedilmişti. Bu tabletlerden günümüze ancak 12 tanesi ulaşabildi.

Eser, M.Ö. 1700 civarında yaşamış olduğu tahmin edilen Uruk kralı Gılgamış’ın ölümsüzlüğü arayışının öyküsünü anlatır. Nihayetinde kahraman, ölümsüzlüğün sadece tanrılara verildiğini, yaşamın ve ölümün insan doğasının bir parçası olduğunu anlar.

Tanrı Enlil’in öğütleriyle insanın ancak büyük bir ad bırakmakla ölümsüzlüğe erişebileceği sonucuna varır. Rainer Maria Rilke bunu “ölüm korkusu destanı” olarak nitelendirir.

Berlinli grafik tasarımcısı ve antikacı Jens Harder 3 yıllık bir çalışmanın sonunda Gılgamış’ın çizgi romanını hazırladı. Sıra dışı bir çizgi romancı olan sanatçı bir yandan Alpha- Beta- Gama üçlemesiyle görsel ve kültürel insanlık tarihini çizmeye devam ettiği sırada hazırlamış Gılgamış’ı.

Çizimlerinde antik mağara resimlerinden yararlanmış. Harder’e göre Gılgamış şehir ve kültürü, gücü ve eskiyi; arkadaşı Enkidu ise ülke ve doğayı, güçsüzlüğü ve yeniyi simgeliyor.

Çizgi roman kahramanı olarak Gılgamış günümüz süper kahramanlarından farklı değil. Aradan geçen binlerce yıla rağmen etkileyiciliğini kaybetmemiş bir kahraman ve destan.

Karada ve denizde olan biten her şeyi bilen, başarılı bir yapı ustası ve yenilmez bir savaşçı olan Gılgamış’ın kilden yapılma arkadaşı Enkidu ile birlikte adaleti, bağımsızlığı, insanlığı arayışı, en nihayetinde kendini bulduğu ilahi bir macera.