Almanya’ya gelen Türkiye kökenlilerin ilk adresi: Münih

Gökhan Duman’ın, Vadi yayınlarından çıkan kitabı, kendilerine yeni bir dünya inşa eden ama kimi zaman bu inşa ettikleri dünyanın altında kalan erkeklerin, kadınların ve çocukların yaşadıklarını yani; ‘gurbet’i, ‘giden’i ve ‘kalan’ı anlatıyor okuyucuya. Duman’ın etkileyici bir dille kaleme aldığı eseri; o döneme ait fotoğraflarla zenginleştirilerek bir belgesel niteliğini taşıyor. Hepimizin aşina olduğu göç hikâyesini, gidenlerin

GÜRCAN SEVKİCAN 24 Haziran 2022 KÜLTÜR-SANAT

Gökhan Duman’ın, Vadi yayınlarından çıkan kitabı, kendilerine yeni bir dünya inşa eden ama kimi zaman bu inşa ettikleri dünyanın altında kalan erkeklerin, kadınların ve çocukların yaşadıklarını yani; ‘gurbet’i, ‘giden’i ve ‘kalan’ı anlatıyor okuyucuya.

Duman’ın etkileyici bir dille kaleme aldığı eseri; o döneme ait fotoğraflarla zenginleştirilerek bir belgesel niteliğini taşıyor.
Hepimizin aşina olduğu göç hikâyesini, gidenlerin ve kalanların dilinden anlatan 11. Peron, okuyucuya Sirkeci treninin bir yolcusu gibi kompartımanın bir köşesine geçip, olup biteni en yakından izleme fırsatı sunuyor.
Kitapta ki anlatılan ilginç bir yaşantıyı burada aktaralım: “Eşim, Almanya’ya gidiyorum dediğinde hiç ses etmedim. Adını ilk defa duyuyordum. Yolculuk trenle üç gün sürüyor dediği o an anladım. Demek benden bu kadar uzağa gidiyordu. Eşimden bant geldiğinde bütün ev halkı olarak teybin başına geçtik. Eşim bantta iyisiniz inşallah diyor, bütün ev ‘iyiyiz iyiyiz’ diyor, köye kar inmiştir diyor, herkes ‘indi indi’ diyor. En son anasını, babasını herkesi andı, kalanlara da hasretle selam ederim dedi. İşte o kalan bendim. Bazı aileler vardı hani, çok önemsenmezdi. Ama her bayram kapınızı çalar, az oturup giderdi. Biz işte o aileydik. 18 yıl Essen’de çalıştık ama adres sormadan bir yeri bulamıyorduk. Biz hep şehrin altını gördük, üstünü görmedik ki bilelim. O zamanlar tek firma vardı, o götürüyordu cenazemizi memlekete. Ama hafta sonu kapalıydı. Biz de ne yapalım, inşallah hafta içi oluruz diyorduk.”
Gökhan Duman, eserinde bir yandan okuyucusuna Almanya’da bir dönem çalışan işçilerimizin yaşadıklarını, İbrahim ve ailesinin gözünden anlatmakta; bir yandan da oraya gidip yıllarca büyük sıkıntılara maruz kalan, kimi zaman kundaklanarak alevler arasında kalan, kimi zamansa baskılara dayanamayıp intihar eden işçilerin aziz hatırasını ölümsüzleştirmek adına bir vefa örneği göstermekte.