Konuşulmayan Beklentiler

Evliliklerin ilerleyen yılları, başladığı gibi devam etmeyebiliyor. Evliliklerin temelinde, güven, saygı, sadakat ve açık sözlü olma gibi öne çıkarılan temel ilkeler ve değerler vardır. Ancak, bu prensiplerin bir kısmı zamanla yıpranma, değişime uğrama veya daha da sağlamlaşma ve anlamlı hale gelme gibi değişimlere uğruyor. Her iki yöne de evrilebilen bu ilkelerin, evliliklerin devamını etkilediği söylenebilir.

VAHİT GÖZ 19 Nisan 2025 YAZARLAR

Çiftlerin birbirinden sessizce bir şeyler beklemesi ve bunları açıkça ifade etmemesi durumunda, bu tür beklentiler zamanla birikir. Karşılanmadığında kırgınlıklar, hayal kırıklığı ve aralarına mesafe koyma gibi eylemlere dönüşebilir. İşte bu durum evliliği sarsmaya, ilişkilerde kırılmaların olmasına neden olur.

Beklenti denilen ‘Duygu’, herhangi bir konuda gerçekleşmesi istenilen veya umulan her türlü olgunun adıdır. Kişiler genellikle, çeşitli nedenlere bağlı olarak, bunlar ailevi faktörler, duygusal ve maddi – manevi ihtiyaçları, medyanın etkisi veya hayalinde kurguladığı düşünceler veya olması gereken insani özellikler gibi şeylerden dolayı beklenti içine girebilirler. Böyle düşünülmesi de temelde doğru olabilir. Ama, evlilik bir paylaşım ve senkronize eylem tarzıdır. Açık iletişim gerektiren, şeffaf ve doğru sözlü olmayı gerektiren birlikte yaşam isteğidir.

Benim bildiğim ve insan olmanın genel kurallarından biri olan şey konuşmak yani iletişimdir. Bir insanın diğerini konuşmadan, iletişim kurmadan tanıması, kabullenmesi ve anlaması pek mümkün değildir. Yani, konuşmadan anlaşılmayı, seviyorsa anlardı gibi insan üstü beklentilere girmek beklentiyi sonuçsuz bırakabilir. Öncelikle çiftler, beklentilerini konuşmayı, paylaşmayı, ifade edebilmeyi öğrenmeleri gerekir. Örneğin işten gelen kadın ya da erkeğin, evde beklentisi evin kapısının açılması, hoş geldin denilmesi, kendisine sarılınması gibi beklentilerini açık ve net konuşması gerekir.Kimseyi imtihan edip sonra da ben biliyordum, beni sevse anlardı, yapardı gibi tuzaklara çekmeye gerek olmadığını düşünüyorum. Eşiniz de sizin gibi bir insan. Yani onda doğa üstü güçler yok. Zihin okuma, görünmeyeni görme özelliği yok . Eğer sizde bu özellikler olsaydı zaten beklentiye girme gibi bir duyguya kapılmazdınız.

Evlilik, yola çıkıldığı gibi devam eden monotonlaşan bir süreç de olmamalı. Taraflar birbirlerinin ihtiyaçlarını öğrenip kendini geliştirmeli, çaba göstermeli. Çünkü her insan değişime ve kendini geliştirip, farkındalığını artırabileceğine inanmalı. Evliliklerde çiftler birbirlerini esir etmemeli. Kontrol etmeye çalışmamalı. Bireysel özgürlük ve sınırlarına saygı duymalı. Nefes almalarına müsaade etmeliler ki, ancak bu durumda yeterince açık sözlü, güvenilir ve beklentiyi minimuma düşürebilsinler.

Söylenmeyen beklentiler girdabına girmek yerine eş olduğunuzu, hayatınızı birlikte paylaştığınızı öne çıkarmanız daha sağlıklı bir duruş olacaktır. Her türlü beklentinizdeözellikle cinsel hayatınızda, ilgi, taktir ve rol dağılımı, gelecek gibi konularda açık iletişim içine girilmeli ve daha da önemlisi ‘Duygulara Alan Açılmalıdır’. Biriktirilen çöpler nasıl ki zamanla ortamın havasını da alanını daraltıyorsa, Konuşulmayan beklentiler de duygularınızın zayıflamasına, isteksizliğe ve biribirinizden uzaklaşmanıza neden olacaktır.İnsanlar gerçekten gerçekleri konuşmayı öğrendiklerinde gerçek hayatı daha gerçekçi yaşadıklarını fark edeceklerdir.