HABER MERKEZİ – Frankfurt Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde görülen Kassel Valisi Walter Lübcke’nin öldürülmesiyle ilgili davada sanığın avukatları Hannig ve Kaplan arasında da anlaşmazlık olduğu ortaya çıktı. Alman Basın Ajansı DPA’nın haberine göre savunma avukatı Frank Hannig sabah saatlerinde duruşma başlarken bir dizi kanıtla ilgili başvuruda bulundu. Avukat Hannig, olayın görgü tanıklarını dinlemek istedi. Kassel Valiliğindeki dosyaların kaybolduğu hırsızlığın
Alman Basın Ajansı DPA’nın haberine göre savunma avukatı Frank Hannig sabah saatlerinde duruşma başlarken bir dizi kanıtla ilgili başvuruda bulundu.
Avukat Hannig, olayın görgü tanıklarını dinlemek istedi. Kassel Valiliğindeki dosyaların kaybolduğu hırsızlığın araştırılmasını istedi ve olayın Lübcke’nin oğullarının rüzgâr enerjisi şirketleri ile bağlantısı olabileceğini ima etti.
2 Haziran’da evinin terasında başından kurşunlanarak öldürülen Hıristiyan Demokrat Parti’li (CDU) Kassel Valisi Walter Lübcke’nin katil zanlısı Ernst ilk başta suçunu itiraf edip, olayın tek faili olduğunu ileri sürmüştü. Ancak daha sonra ifadesini geri çekerek Lübcke’nin kaza sonucu öldüğünü, olay anında yanında bulunan Markus H.’nın silahının birden ateş aldığını amaçlarının sadece Lübcke’yi korkutmak olduğunu öne sürdü.
Ceza yasası avukat değişikliğine, savunma avukatı ile sanık arasındaki güven ilişkisi tamamen ortadan kalktığı durumlarda müsaade ediyor.
Diğer taraftan Lübcke’nin katil zanlısı Stephan Ernst tescilli bir ırkçı. Bir dönem aktif ırkçı parti NPD üyesi olan Ernst, Hessen Hohenstein-Steckenrot’daki mülteci yurdunu bombaladı. 2009 yılında Dortmund şehrinde bir grup naziyle birlikte 1 Mayıs gösterisine saldırdı. NSU terör çetesine yardım ettiği de ortaya çıkan Ernst’e ait diğer bilgilerin Hessen Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından silinmesi ise kamuoyu tarafından tepkiyle karşılanmıştı.
Irkçı katil zanlısı Stephan Ernst’in bağlı olduğu örgütlenmeler ve Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatı’nda ona ait olan bilgilerin yok edilmesi, NSU Davası sürecinde ortaya çıkanlarla oldukça benzerlikler taşıyor. NSU çetesinin arka plandaki destekçilerinin korunması ve açığa çıkarılmaması, belgelerin yok edilmesi ve Hessen eyaletinin davayla ilgili belgelere 120 yıl yasak koyması, bir skandal olarak nitelendiriliyor.
Almanya’da 2000-2007 yıllarında 8’i Türk 10 kişiyi öldüren, aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü üyeleri Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011’de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettiği öne sürülmüştü.
Mayıs 2013’ten bu yana Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde görülen davada NSU terör örgütü üyesi olmakla yargılanan ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Beate Zschäpe, NSU üyelerinin son kullandıkları hücre evini ateşe verdikten birkaç gün sonra polise teslim olmuştu. Dava tüm soru işaretleri ile birlikte tarihin karanlık sayfalarına gömüldü.
