Ünlü Türk bilim insanından çığır açacak buluş

HABER MERKEZİ – Max Planck Enstitüsü’nün ilk Türk direktörü Prof. Dr. Metin Sitti, hayatını kaybeden beyin cerrahı kardeşi İlkay’ın ismini vermeyi planladığı robotu anlattı. Hap, enjeksiyon ya da kateter yardımıyla vücuda yerleştirilmesi hedeflenen akıllı robotlar beyin, pankreas, safra gibi müdahale edilmesi zor olan kanserler başta olmak üzere birçok kanserde kullanılacak. Yumuşak ve milimetrik boyuttaki akıllı robotlar

SADIK DURAN 11 Aralık 2018 GÜNDEM

HABER MERKEZİ – Max Planck Enstitüsü’nün ilk Türk direktörü Prof. Dr. Metin Sitti, hayatını kaybeden beyin cerrahı kardeşi İlkay’ın ismini vermeyi planladığı robotu anlattı.

Hap, enjeksiyon ya da kateter yardımıyla vücuda yerleştirilmesi hedeflenen akıllı robotlar beyin, pankreas, safra gibi müdahale edilmesi zor olan kanserler başta olmak üzere birçok kanserde kullanılacak. Yumuşak ve milimetrik boyuttaki akıllı robotlar doğrudan tümöre ulaşarak burada kanser ilaçlarının salınmasını sağlayacak.

Robotun manyetik alanlar yaratılarak hastanın vücudunda hedef bölgeyi bulmasını planladığını belirten Prof. Dr. Sitti özelliklerini şöyle anlattı:

“En son yaptığımız robot yeni bir robot. Yumuşak, elastik bir kağıt parçası gibi düşünün ama içinde manyetik partiküller var. Bunu özel olarak programladık ve dışarıdan manyetik alan verdiğimizde kağıttan çok değişik şekillere bürünebiliyor ve hareket edebiliyor.

Sindirim sistemi ve mesane kanserlerinin tedavisinde ilaç vermek için kullanabiliyoruz. Manyetik alanla ulaştığı yerde içine koyduğumuz ilacı kontrollü bir şekilde dışarı salabiliyor ve böylece istediğimiz noktada kanserli dokuya kemoterapi ilacını verebiliyoruz.

Böylece kanser tedavilerinde kullanabiliyoruz. Robotun ikinci fonksiyonu ise dışarıdan verdiğimiz manyetik alanlar ile aynı zamanda ısıtabiliyoruz. Bağırsak sisteminde kanama varsa robot oraya varıyor ve o kanayan bölgeyi ısıttığımız zaman kanamayı durdurabiliyor.

Üçüncü olarak da damarlarda ya da tüplerde, insan içinde kapatmak istediğimiz tüpler var. Mesela çok kanama yapan hastalıklı bölgelerde robotu gönderiyoruz ve o tüpün doğru yere geldiğinde şekil değiştirerek damarı kapatmasını sağlayabiliyoruz.”

Sindirim sistemindeki mide, bağırsak, pankreas kanserleri gibi kanser için deneysel çalışmaların devam ettiğini belirten Prof. Dr. Sitti, gelecek yıl küçük hayvanlarda, sonraki yıllarda büyük hayvanlarda robotun test edileceğini söyledi. Prof. Dr. Sitti hayvan deneylerinin ardından insanlarda çalışmalara başlanacağını ve sadece hayvan deneylerinin 5 yıl kadar sürmesini planladıklarını açıkladı.

Robotların hedefe yönelik hareket etmesi sayesinde kemoterapi ilaçlarının yarattığı yan etkilerin azalmış olacağını da belirten Prof. Dr. Sitti bu etkilerin en aza ineceğini ifade etti ve sözlerine şöyle devam etti:

“Kanseri yenmenin bir yönü de ısıtmaktır. Isıtma ile kanser hücrelerini öldürebiliyoruz. Hipertermi dediğimiz bir metod bu. Hem ilaç verebilecek hem de ısıtma ile kanserli dokuları yok edebilecek. 41 ya da 42 dereceye ulaştığında sıcaklık o hücreleri öldürebiliyorsunuz. O durumda ilaca dahi gerek kalmıyor.”

Babasını kanser nedeniyle kaybeden ve beyin cerrahı olan kız kardeşini ise trafik kazası nedeniyle kaybeden Prof. Dr. Sitti bu iki olayın kendi kariyerinde de etkili bir motivasyon kaynağı olduğunu belirtti ve şunları söyledi:

“Bu yapacağımız robotları onlara adamak benim için önemli bir kişisel motivasyon. Dolayısıyla böyle bir yönü de var. Bunların da ötesinde genel hedefim insanlığa yardımcı olmak. Robotların benim için kişisel nedenlerin yanı sıra önemi insan hayatının kurtarılmasında ve de hayatımızı güzelleştirmesi açısından motivasyon sağlıyor.”