Uğur Mumcu ölümünün 25’nci yılında Moers’te anıldı

MOERS- Türkiye basın tarihinin en iddialı ve üretken gazetecilerinden Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 Pazar günü, bir hasta ziyareti için çıktığı evinin önündeki otomobiline konan bombayla katledileli 25 yıl oldu. Mumcu’nun 51 yaşındayken katledildiği saldırıda tetikçi olarak kullanılan isimlerin bazıları yakalandı, yargılandı, mahkum edildi ancak cinayetin arkasında hangi güçlerin bulunduğu bugüne kadar bütün boyutlarıyla aydınlatılamadı.

FATİH ÇİMEN 29 Ocak 2018 GÜNDEM

MOERS- Türkiye basın tarihinin en iddialı ve üretken gazetecilerinden Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 Pazar günü, bir hasta ziyareti için çıktığı evinin önündeki otomobiline konan bombayla katledileli 25 yıl oldu.

Mumcu’nun 51 yaşındayken katledildiği saldırıda tetikçi olarak kullanılan isimlerin bazıları yakalandı, yargılandı, mahkum edildi ancak cinayetin arkasında hangi güçlerin bulunduğu bugüne kadar bütün boyutlarıyla aydınlatılamadı.

Türkiye’de demokrasi mücadelesi başlığı altında, 24 Ocak 1993 yılında katledilen demokrasi mücadelesinin simgesi örnek gazeteci Uğur Mumcu’yu anma toplantısına, Moers Halk Derneği Başkanı Fahri Özdilek Şimşek, Yönetim kurulu üyesi Kazım Han ve Celal Tarhan katıldı.

Türkiye’de 24 Ocak’ta demokrasi mücadelesinin yılmaz savunucusu Uğur Mumcu’nun ölümünün üzerine 25 yıl geçtiğini belirten Başkanı Fahri Özdilek Şimşek, Uğur Mumcu Türkiye’de bugün gelinen noktayı çok önceden görmüşve bunu her fırsatta dile getirmiştir. Doğan Öz, Abdi İpekçi, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink gibi değerli aydınlarımızdan bir olan Uğur Mumcu’da Türkiye’nin geleceğini karartmak isteyen güçler tarafından özellikle hedef seçilmişler, katletmişlerdir. Bugün onlar düşünceleri, eserleri ve korkusuzca verdikleri mücadeleleri ile adaleti, eşitliği, özgürlüğü demokrasiyi özleyen insanların bilincinde ve kalbinde yaşamaktadır’dedi.

Türkiye’nin kuruluş sürecine değinen Celal Tarhan, Türkiye Demokrasi’den önce nodernizeye öncelik vererek işe başladığını söyledi. Tarhan Konuşmasında, Bugünkü idari demokrasinin belirlenmesinde dünya savaşlarının etkisi önemlidir. Demokrasi’de egemenlik halka verilmektedir. Kuvvetlerin ayrımı kavramıda Fransız devriminden gelmektedir.

12 Eylül darbesinden sonra parti liderleri verdiği kararla milletin vekillerini tayin eder halkta seçer. Yapılan Kamuoyu anketinde halkın yüzde 80’nı bağımsız yargı sistemi yoktur demişti. Vazgeçilmesi mümkün olmayan Temel hak ve özgürlükler bugün ortadan kaldırılmıştır. İktidar, Birleşmiş Milletlere (BM) Temel insan hak ve hürriyetlerine uymayacağını yazılı olarak bildirmiştir. Bağımsız yargı artık yoktur. Dünya bilgi çağına girerken Türkiye imam hatipleri hayata geçirerek dinci-kinci gençlik yetiştiryor. Türk demokrasinin geldiği nokta üçüncü dünya ülkeleri seviyesine geldiğini söyledi.

Moers Halk Derneği Yönetim kurulu üyesi Kazım Han ise Demokrasinin önündeki en büyük engel din ve ırkçılıktır. Kuruluşundan beri Türkiye laik bir devlet olmamıştır. Diyanet işleri bu devlet aygıtından ayrı düşünülemez. Bugün geldiğimiz noktada dincilik siyasallaşmış, daha da çıkılmaz bir duruma gelmiştir’ ifadesini kullandı.