İsviçre basını Türkiye’deki seçimin nabzını tuttu: Muhalifler arasındaki çatlak Erdoğan’a yarıyor

HABER MERKEZİ – Neue Zürcher Zeitung (NZZ), yaklaşan yerel seçimler öncesi Ankara siyasetinin nabzını tuttu. Yerel seçimlerin ekonomik kriz ortamında gerçekleşeceğine dikkat çeken Voker Pabst imzalı haberde, Erdoğan muhalifi partiler içerisindeki çatlağın Erdoğan’a yaradığı vurgulandı. Haberde şu ifadelere yer verildi: Türk ekonomik krizi halka kadar ulaştı. Fiyatlar önceki yıla oranla yüzde 25 artmış durumda. Enerji

PANORAMA - NEWS 30 Kasım 2018 GÜNDEM

HABER MERKEZİ – Neue Zürcher Zeitung (NZZ), yaklaşan yerel seçimler öncesi Ankara siyasetinin nabzını tuttu. Yerel seçimlerin ekonomik kriz ortamında gerçekleşeceğine dikkat çeken Voker Pabst imzalı haberde, Erdoğan muhalifi partiler içerisindeki çatlağın Erdoğan’a yaradığı vurgulandı.

Haberde şu ifadelere yer verildi:

Türk ekonomik krizi halka kadar ulaştı. Fiyatlar önceki yıla oranla yüzde 25 artmış durumda. Enerji maliyetleri çok daha fazla arttı ve bu yaklaşan kış aylarında özellikle dikkat çekici olacak. Zengin Türkler de son dönemde harcamalarına daha çok dikkat ettiklerini söylüyor.

KRİZ BİR FIRSAT OLABİLİRDİ

Her şeyden önce bu, güçlü Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil olmak üzere herhangi bir hükümet için seçimlerden önce rahatsız edici bir başlangıç noktası. Yerel seçimler Mart ayında yapılacak olsa da, iç politikada her şey belediye başkanlarının ve belediye meclis üyelerinin belli olacağı bu seçimler etrafında dönüyor.

O yüzden bu seçimler çok anlamlı. Devlet yatırım fonlarının önemli bir kısmı belediyelerin kasasına akıyor. Seçimlerin sembolik bir önemi de var. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) yükselişi, İstanbul belediye başkanlığına girişiyle başladı.

Hükümet için kötü olanın muhalefet için iyi olması gerekir. Ancak pek çok gözlemci, Erdoğan’ın siyasi muhaliflerinin ekonomik sefaletten siyasi kazanç elde etmede başarılı olacağından şüphe duyuyor.

Bu elbette ki bir yandan Erdoğan’ın siyasi rekabetteki eşit olmayan gücünden kaynaklanıyor. Erdoğan’a uyarlanan başkanlık sistemi parlamentonun ve muhalefetin gücünü önemli ölçüde kısıtladı.

Buna ek olarak hükümet, büyük ölçüde sorumlu olduğu ekonomik krizin kötü sonuçlarını hafifletmek için en azından seçim gününe kadar elinden geleni yapacaktır. Türk üreticilere vatanseverlik eylemi olarak geçici yüzde 10 indirim verilmesi sadece bir örnek.

Bunun yanı sıra, sübvansiyon programları ve devlet bütçesine ek yük getirecek diğer önlemler de bekleniyor. Bunun, uzun vadede sorunları daha da kötüleştirebilme ihtimali olsa da, bu strateji kısa vadede iyi bir sonuç verebilir.

İÇ ÇATIŞMA VE BASKI

Muhalefet içerisinde gözle görülür bir kuvvet değişimi de mümkün görünmüyor. Erdoğan muhalifleri, cumhurbaşkanlığı yarışından daha şiddetli olan Haziran 2018 seçimlerindeki yenilgiyi henüz atlatabilmiş değil. Muhalefet, hükümeti başarısız ekonomik politikaları ve demokrasinin geniş kapsamlı yıkımı nedeniyle zorlamak yerine kendisiyle meşgul oluyor.

Ülkenin en geleneksel Kemalist-sosyal demokrat muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) de, parti genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Erdoğan’ın başkanlık yarışındaki rakibi Muharrem İnce arasında ortaya çıkan bir taht kavgasına tutuldu. İki isim arasındaki bu mücadele her geçen gün partiyi zayıflatıyor.

Ulusalcı seküler İYİ Parti ise son seçimlerde nispeten iyi bir performans göstermesine rağmen bir yön karmaşası yaşıyor. Parti, iki yıl önce eski İçişleri Bakanı Meral Aksener liderliğinde, sağcı milliyetçi MHP’nin bazı destekçilerinin artık Erdoğan’ın AKP’si ile olan ittifakını desteklemeyi istemediği bir zamanda kuruldu. Akşener, partisini ılımlı bir sağcı muhafazakar güç olarak konumlandırmaya çalışıyor. Buna karşılık parti kadrosunun büyük bir bölümü ise milliyetçi bir tutum takınıyor.

Kürt yanlısı üçüncü muhalefet gücü HDP ise, Türk-Kürt barış sürecinin sona ermesinden bu yana baskıcı hükümet politikaları tarafından büyük ölçüde zayıfladı. Partinin sayısız yöneticisi tutuklandı 100’e yakın seçilmiş belediye başkanı görevden alındı.

Buna ek olarak parti içerisinde de iç çatışma var. İki yıldır tutuklu bulunan parti lideri Selahattin Demirtaş, çağdaş kentsel çevrelerde yeni seçmenler kazandı, genç ve liberal Türkler için bir güç haline geldi.

İTTİFAKLARI PARÇALAMAK

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP ve İYİ Parti’nin oluşturduğu geniş tabanlı ittifak, milliyetçi, laik ve liberal bir çizgide birlikte çalıştı. Seçimin ikinci tura sarkması durumunda HDP de muhalefet adaylarını destekleyecekti. Ancak yaklaşan seçimler için böyle bir işaret yok.

Her ne kadar hükümet kanadındaki ittifak parçalanmış olsa da ve Erdoğan aşırı milliyetçi MHP ile mutlak çoğunluğun kaybedeceği görüşüyle karşı karşıya gelecek olsa da, büyük muhalif güçler her ihtimalde birbirlerini zayıflatacaklardır.

Hükümet tarafında da, Erdoğan’ın milliyetçi MHP ile giriştiği ittifak bozuldu. Bahçeli, birkaç hafta önce Erdoğan’ın AKP’sine karşı yarışacaklarını açıkladı. Bu karar temelde birkaç bireysel anlaşmazlıklara dayanıyor. Buna ek olarak, darbe girişiminin ardından yaşanan tasfiyeden sonra ortaya çıkan yönetimdeki MHP kadrolarının artan etkisi, Erdoğan’ın AKP’si ile çatışmaya yol açıyor.

ERDOĞAN PARÇALANMADAN YARARLANIYOR

AKP son parlamento seçimlerinde mutlak çoğunluğu kaybetti ve birkaç yıl önce olduğu kadar güçlü değil. Siyasi tablodaki çok yönlü parçalanma, çoğunluk sisteminde en büyük parti olarak AKP’ye fayda sağlıyor.