HABER MERKEZİ – Alman haber ağı Tagesschau, Türk yargısına ilişkin tartışmaları gündemine taşıdı. ARD’nin İstanbul muhabiri Karin Senz imzalı makalede, Türk yargısına yönelik uluslararası eleştirilerin giderek çoğaldığı buna karşılık artan işkence iddialarını reddeden Erdoğan’ın bir yandan yeni hapishaneler yaptırdığı yorumlarına yer verildi. “Türk yargısı uluslararası alanda giderek daha fazla eleştirilerin odağı haline geliyor” yorumunu yapan
HABER MERKEZİ – Alman haber ağı Tagesschau, Türk yargısına ilişkin tartışmaları gündemine taşıdı.
ARD’nin İstanbul muhabiri Karin Senz imzalı makalede, Türk yargısına yönelik uluslararası eleştirilerin giderek çoğaldığı buna karşılık artan işkence iddialarını reddeden Erdoğan’ın bir yandan yeni hapishaneler yaptırdığı yorumlarına yer verildi.
“Türk yargısı uluslararası alanda giderek daha fazla eleştirilerin odağı haline geliyor” yorumunu yapan Senz, hafta başında, Strazburg’daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Ankara’da görevden alınan hakim ve savcılar hakkında yaptığı yazılı açıklamayı hatırlattı.
Ayrıca geçtiğimiz hafta AB Komisyonu’nun Türkiye’de ekonomi, siyaset ve hukukun üstünlüğü alanında yaşanan gerilemelere işaret ettiğini söyleyen Senz haberinde, “Muhalefet ise, Erdoğan tarafından açıklanan yeni yargı reformu tasarısından fazla bir şey beklemiyor” ifadelerini kullandı.
Karin Senz imzası taşıyan makale şu şekilde:
“Türkiye’deki hapishaneler tamamen dolu. Darbe girişiminden bu yana, çoğu ‘teröre destek’ iddiasıyla yaklaşık 100 binden fazla kişi tutuklandı. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Türkiye Uzmanı Andrew Gardner’e göre Türkiye’deki en büyük problem ne için hapse gireceğini ve ne ile yaftalanacağını bilmemek:
“Bu her şey olabilir: Bir konuşma yapabilirsin, bir yerde kendini ifade edebilirsin, bir mitingde, bir gazeteci ya da aktivist bir şey yayınlayabilir, bir vatandaş sosyal medyada bir paylaşım yapabilir…”
Duruşma öncesi tutukluluk yıllar sürebilir
Ancak içeri girdiğin kadar hızlı dışarı çıkamazsın. İlk duruşma öncesi tutukluluk hali yıllar sürebiliyor. İnsan hakları savunucusu Osman Kavala bir buçuk yıldan fazla bir süredir ne ile suçlandığını bile bilmeden hapiste yatıyor. Aynı zamanda gazeteci Deniz Yücel de uzun süre hücre hapsinde kaldı. Yücel ayrıca Türk hükûmetini işkence ile suçluyor. Bunlar öne çıkan davalar.
Yıldız Doğanay’ın kardeşinin davası bunlar arasında yer almıyor. O, PKK’ya destek verdiği iddiasıyla Elazığ’da hapiste bulunuyor. Yıldız Doğanay onun için endişeleniyor. Kardeşinin neredeyse iki yıldır gözaltında tutulduğunu ve ara sıra gardiyanlar tarafından darp edildiğini ifade ediyor. Avukatı
Sorumlu Erdoğan mı?
Uzmanlar ise tüm bu düşmanca atmosferin ‘herkesi kendi adaletini sağlamaya teşvik ettiği’ görüşünü savunuyor. Teröristleri ortadan kaldırmak için sürekli tehditler savunan Erdoğan’ın da bunun sorumlusu olduğu düşünülüyor.
Ama o kendini şöyle savunuyor:
“Sistematik işkence ya da kötü muamele iddiaları çoktan geçmişte kaldı ve bu gelişmeyi devam ettirmede kararlıyız. Gözaltı önlemlerini daha uygun hale getirmek için yeni adımlar atıyoruz. ”
Erdoğan’ın ağzından nadir dökülen sözler. Ancak o yine de yeni cezaevleri inşa ettirmeyi planlıyor. Amaç; parmaklıklar altında yarım milyon insan için yeni alanlar yaratmak.”
