19 yaşındaki Chloe Ramsay’in bebeklikten itibaren pek çok şeye alerjisi var. Bebekken muz ya da patates verildiğinde anafilaktik şoka giren Chloe’nin vücudu yıllar içinde farklı şeylere de alerjik tepki vermeye başladı.
6 aylıktan itibaren alerjilerle yaşayan Chloe Ramsay’in yıllar içinde bazı alerjileri kaybolurken başka şeylere karşı yeni tepki vermeye başladı. Yıllar içinde hayati tehlikeye yol açan birçok alerjik reaksiyon geçirdi ve bunlardan bazıları onu hastanelik etti.
Muz, patates, bazı tatlılar, evcil hayvanlar ve mum gibi alerji tetikleyiciler, Chloe’nin ağzının ve boğazının tehlikeli bir şekilde şişmesine ve cildinin kurdeşen dökmesine neden oluyordu. Altı aylıktan beri alerjiden mustaripti ancak kısa bir süre önce ‘polen gıda alerjisi sendromu’ teşhisi kondu. Tatlılar, meyveler ve hatta parfümler de dahil olmak üzere polen türevi maddelere karşı alerji geliştirdi.
Bu teşhis onun alerjilerinin çoğunu açıklıyor ancak bu alerjilerin en sıra dışı olanı, tıbbi olarak akuajenik ürtiker olarak bilinen suya karşı bir alerji geliştirmesi. Neyse ki su içmek herhangi bir soruna yol açmıyor ama cildiyle temas etmesi acı veriyor.
Chloe’nin suya alerjisi neredeyse aniden ortaya çıktı. Bir gün duş alırken kaşınmaya başladı. “Şampuanımı, saç kremimi, duş jelimi ve suyun sıcaklığını değiştirdim ama hiçbiri işe yaramadı.” diyen Chloe başka bir gün tren beklerken yağmura yakalandı ve mahsur kaldı.
İçeri girdiğinde feci şekilde kaşınmaya başladı. Zaman zaman yaşadığı acı nedeniyle annesine ‘Buna daha fazla katlanamayacağım’ dediğini ifade eden Chloe, yaşadığı hissi ‘Cildinizde karıncaların gezinmesi gibi kaşıntılı ve acı verici olabiliyor. Derimi bıçakla kazımak ister gibi hissediyordum.” diyen diye tanımladı.
Daily Mail’e “İlk alerjilerimi ben altı aylıkken ve annem beni sütten keserken anlamış. Bana patates ya da muz verildiğinde morarıp bayılıyormuşum ama neyse ki artık tepkilerim o kadar kötü değil.” diye açıklama yapan Chloe’nin, sık sık yeni alerjileri ortaya çıkıyor ve bunların şiddetleri de değişebiliyor.
Bu yüzden Chloe, bir Excel tablosu kullanarak alerjilerini takip etmeye çalışıyor. Şu anda çilek, kivi, meyve suları gibi yiyecekleri yiyemiyor, kokulu şampuanlar ve vücut jellerini kullanamıyor. Alerjik reaksiyonlarını kontrol altında tutmak için ayda iki kez iğne oluyor. “Şimdiye kadar hiç kimse ömür boyu bu iğneyi kullanmadı. Görünüşe göre ben tamamen iyileşmeyen yüzde üçlük şanssız gruptan biriyim.” diyen Chloe, hayatının geri kalanında da böyle olacağını düşünüyor.
“O kadar çok şeye alerjim var ki ailem ‘bir sonraki alerjin ne olacak, oksijen mi?’ diye şaka yapıyor.” diyen Chloe, çocukken sık sık hastaneye gittiğini hatırladığını, o zamanlar çok şanssız olduğunu düşündüğünü, çok üzüldüğünü ama artık gülüp geçtiğini söyledi.
Yıllar içinde aşırı bir reaksiyonu tetiklemeden gıdaları metabolize etmeme konusunda eğitmek için alerji tetikleyicileri ile ‘mikrodozlama’ tekniğini kullandı. Chloe, alerji yapan şeyleri yediğinde ya da temas ettiğinde dudaklarda şişme, kızarıklık ve nefes aldığında ‘kaşınma’ hissi yaşıyordu.
Okulda taktığı küçük mavi bandı sayesinde yemek personeli alerjilerini biliyordu. Bazen ona yeni yemek yapmak zorunda kalıyorlardı.
Şimdi üniversiteli olan Chloe, biraz zorlandığını çünkü sosyal etkinliklerin çoğunun yemek üzerine kurulu olduğunu bu yüzden menüyü kontrol etmesi gerektiğini, yiyemeyeceğini bildiği yiyeceklerin etrafında oturmanın onu oldukça tedirgin ettiğini sözlerine ekledi.
En şiddetli alerjik reaksiyon türü anafilaksi olarak bilinir. Hayatı tehdit eden bu olay çok hızlı gelişir ve yılda yaklaşık 5000 kişinin hastaneye yatışından sorumludur. Dil, boğaz ve ağız şişmeye başlar ve hastalar nefes almakta güçlük çeker, sonunda şişme hava yollarını tıkayarak akciğerlere yeterli oksijen gitmesini imkânsız hale getirir.