HABER MERKEZİ – Almanya’nın Kuzey ren Vestfalya (NRW) ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde yaşanan sel felaketini yerinde incelemek üzere, en çok yıkımın yaşandığı yerlerden biri olan Erftstadt‘a 17 Temmuz’da Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile eyalet başbakanı Hristiyan Demokrasi Birliği (CDU) lideri ve şansölye adayı Armin Laschet bölgeyi ziyaret etmişti. Cumhurbaşkanı Steinmeier, ciddi ve sakin bir biçimde her
Cumhurbaşkanı Steinmeier, ciddi ve sakin bir biçimde her şeyini kaybetmiş insanlardan ve gelecek yardımlardan bahsederken arkasında, şansölye adayı Laschet gülerken kameralara yakalanmıştı.
Laschet’in neye güldüğünü ne kendisi ne de yanındakiler paylaştı. ‘Sadece bir şakaydı’ denildi. Uygunsuz ve yersiz davrandığı için hemen sosyal medya hesabından özür de dilemişti. Ancak bu uygunsuz şaka hemen unutulmadı. Laschet’in afet alanında, trajedinin ortasında verdiği bu resmin zihinlerde bıraktığı etki devam ediyor. Geçtiğimiz haftadan beri CDU liderinin Almanya’yı yönetmeye uygun olup olmadığı tartışmaları da sürüyor.
Rakip partilerden de Laschet’e sert eleştiriler gelmeye devam ediyor. Soysal Demokrat Parti (SPD) genel sekreteri Lars Klingbeil, Laschet için “bu adam uygunsuz” dedi ve davranışını “çirkin” olarak nitelendirdi.
Ancak birkaç gün sonra Laschet sel felaketinin yaşandığı başka bölgelere de gitti. İnsanlarla görüştü fakat bu kez basın eşlik etmedi. Sadece bulunduğu yerde çevredekilerin cep telefonlarıyla çektikleri fotoğraflar paylaşıldı. Bu kez sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarda empati dolu bir Laschet görünüyordu. Laschet’in ziyareti esnasında orada yardım için bulunan gönüllülerden bazıları Armin Laschet’in gerçekten herkesle tek tek ilgilendiğini, insanlara ihtiyaçlarını sorduğunu ifade ettiler.
Şimdi kamuoyu hangi Laschet’in gerçek olduğunu anlamaya çalışıyor: Empati kuran, insanlarla tek tek ilgilenen Laschet mi, yoksa felaket sırasında duygularını kontrol edemeyip kahkahasına engel olamayan Laschet mi gerçek? Bir felaket sırasında aşırı stresten gülmek belki de anormal bir davranış değildir. İnsanlar stres altındayken farklı tepkiler verebiliyorlar. Ancak eğer bir parti lideri ve başbakan adayı iseniz seçmenler sizden sakin olmanızı, duruma uygun tepki vermenizi bekliyor. Bu nedenle bu fotoğraf ona, düşünülenden çok oy kaybettirebilir. Sonuçta halka yansıyan imaj “Laschet kendini kontrol edemedi” oldu.
Yeşiller’in Şansölye adayı ve parti eş genel başkanı Annalena Baerbock için de seçim kampanyasının pek başarılı devam ettiği söylenemez. Baerbock, Yahudiler Merkez Konseyi tarafından düzenlenen bir etkinlikte, bir ilkokulda dağıtılan bir çalışma kâğıdı hakkında bilgi verirken kâğıdın üzerinde, geçmişte siyahlar için kullanılan ırkçı bir terim olan N-kelimesi (Niger: Zenci) olduğunu söyledi. Baerbock, öğretim materyalini eleştirirken kelimenin kendisini yeniden kullandı. Daha sonra da hemen özür diledi. Baerbock, Twitter’da “Ne yazık ki, kelimenin kendisini bizzat alıntıladım ve bu nedenle kendim kelimeyi yeniden ürettim” dedi ve “yanlıştı ve üzgünüm” yazdı.
Fakat başbakan adaylığı büyük bir heyecan yaratan Yeşiller’in adayının her geçen gün etkisi biraz daha azalıyor. Yeşiller’in anketlerde yüzde 20’lere kadar gerilemiş olduğu görünüyor. Baerbock’un önce özgeçmişini güzelleştirmek adına yaptığı değişiklikler, ardından önceden açıklaması gereken yıllık kazancını geç beyan etmesi ve şimdi de ırkçılıkla ilgili olduğunu bildiği halde kullanmaması gereken bir kelimeyi kullanmış olması, kendisine olan sempati ve güveni iyice zayıflattı.
Sokakta insanlarla veya esnafla seçim gündemli konuşulduğunda insanlar Baerbock’a güvenlerinin azaldığını ifade ediyorlar.
Seçimlere iki ay kala Yeşiller kendilerini tekrar liderliğe taşıyacak bir atılım hâlâ yapabilirler. İklim krizi konusunda en yetkin parti olarak ne olursa olsun Yeşiller görünüyor. Eğer Baerbock iki ay içerisinde yeni bir gaf yapmaz ve Yeşiller’in etkisinin yüksek olduğu alanlarda öne çıkmayı başarırsa, hâlâ ilerleme şansları olabilir.
Mevcut anket sonuçları Sosyal Demokrat Parti (SPD) şansölye adayı Olaf Scholz ve SPD için olumlu bir eğilim göstermeye başladı. Scholz, seçimden sonra üç partiden oluşan bir koalisyon bekliyor.
Olaf Scholz Alman Haber Ajansı’na (Dpa) verdiği demeçte “Şu anda siyasi ruh hali yavaş yavaş bize doğru ilerliyor, buna güveniyorum” dedi.
Şimdiye kadar yapılan anketlerde açık ara Yeşiller’in arkasında yer alan SPD, son zamanlarda Yeşiller ile arasındaki oy oranı farkını kapatmaya başladı. İki partinin oy oranları birbirlerine daha da yakınlaştı. Ama hâlâ SPD, Yeşiller’in hemen arkasında yer alıyor.
Bild gazetesinin pazar eki olan “Bild am Sonntag” adına Insa Araştırma Enstitüsü’nün yaptığı anket sonucuna göre, vatandaşlar Scholz’un sel felaketinde sergilediği tutumu CDU şansölye adayı Armin Laschet ve Yeşil Şansölye adayı Annalena Baerbock’tan çok daha olumlu olarak değerlendiriyor.
Almanya’nın ikinci kamu televizyonu ZDF tarafından gerçekleştirilen “siyaset barometresi” adlı kamuoyu araştırmasının sonucuna göre Alman seçmenler, “Kimi başbakan olarak görmek istersiniz?” sorusuna ilk sırada SPD lideri adayı Olaf Scholz yanıtını verdiler.
Şansölye doğrudan seçilecek olsa Insa anketine göre de Scholz önde olacaktı. Scholz puan arttırırken Laschet yüzde 15 (eksi beş puan), Baerbock yüzde 14 alacaktı. Halkın yüzde 38’i ise üç adaydan hiçbirine oy vermeyecek. Ancak Almanya’da şansölye doğrudan seçilmiyor, vatandaşlar Federal Meclis seçimlerinde partilere oy veriyor. Bu nedenle de anketler genellikle belirsizlik içerir. Prensip olarak, anketler ancak yapıldığı andaki görüşü yansıtırlar ve seçimin sonucuna ilişkin tahminler değildirler. (DUVAR)
