Reformasyon’un yıldönümü nasıl kutlanıyor?

BERLİN – Almanya’daki Protestan Kilisesi Reformasyon’un 500. yılı şerefine on yıla yayılan kutlamalar organize etti. Luther On yılı olarak adlandırılan bu devre 2008 yılında başladı ve her yıl Reformasyon’a dair belli bir konuya yoğunlaşıldı. Örneğin 2015 yılında İncil ve resim, 2014’te Reformasyon ve politika, 2012’de Reformasyon ve müzik gibi. Ayrıca 2017 yılında 31 Ekime denk

PANORAMA - NEWS 31 Ekim 2017 GÜNDEM

BERLİN – Almanya’daki Protestan Kilisesi Reformasyon’un 500. yılı şerefine on yıla yayılan kutlamalar organize etti.

Luther On yılı olarak adlandırılan bu devre 2008 yılında başladı ve her yıl Reformasyon’a dair belli bir konuya yoğunlaşıldı.

Örneğin 2015 yılında İncil ve resim, 2014’te Reformasyon ve politika, 2012’de Reformasyon ve müzik gibi. Ayrıca 2017 yılında 31 Ekime denk gelen Reformasyon Günü ilk defa tüm ülke çapında resmi tatil.

Yıldönümü çerçevesinde pek çok etkinlik ve sergi de düzenleniyor. “Tüm Şiddetiyle Reformasyon” üst başlığını taşıyan üç özel ulusal sergi de bu tarihi sürecin farklı yönlerine ışık ­tutuyor:

Berlin’de Reformasyon’un tüm dünyaya yayılan etkisi (“Luther Etkisi”), Wıttenberg’de genç Luther’in insanlar üzerinde bıraktığı izler (“Luther! 95 Hazine – 95 İnsan”) ve Eisenach’ta Alman Reformcuya ilişkin imgenin tarih boyunca nasıl değiştiğini (“Luther ve Almanlar”) görmek mümkün.

Reformasyon Almanya’yı nasıl değiştirdi?

Reformasyon Almanya’da iki yönden etkili oldu: ­Birinci olarak iki mezhebe ayrıldı. Oysa diğer pek çok ülkede nüfusun büyük çoğunluğu iki mezhepten birine bağlıydı.

Katolik ve Protestanlar arasındaki bu ayrılık Alman tarihinde uzun süre önemli bir rol ­oynadı. İkinci olarak Protestanlık düşünce ve eylem biçimiyle pek çok ve ciddi ardıl etkiyi de beraberinde getirdi.

Örneğin Luther’in İncil çevirisi ortak bir üst yazılı ve sözlü dilin oluşmasına katkıda bulundu. Ayrıca Protestan bölgelerde okuma kültürünün gelişmesini de sağladı.

Modern eğitim o dönemde her şeyden önce okuma üzerinden yürüdüğü için bu ­bölgeler eğitim alanında izleri 20. Yüzyıla kadar hissedilen bir eğitim atağı yapmış oldu. Fakat plastik ­sanatlarda durum tersineydi. Katolik Hıristiyanlık ­aynı zamanda bir resimler kültürüyken Lutherci mezheplerde resimler ikincil önemdeydi.

Reform ­Kiliselerindeyse bu kültür tamamen terk edilmişti. Luther kendisi de ilahiler bestelediğinden Müzik konusunda önemli görüşleri vardı ve böylece Protestan müziğinde muazzam koraller bestelendi. Protestanlık ve (siyasi) özgürlük ilişkisiyse biraz daha karmaşıktı.

Almanya’da 16. Yüzyılda en çok basılan kitap Luther’in “Bir Hıristiyan’ın Özgürlüğü” adlı eseriydi. Bu kitapta her şeyden önce dini özgürlük işleniyordu. Alman çiftçileri siyasi özgürlük mücadelesi için ayaklanıp Luther’i referans verdiğindeyse reformcu onları sert bir şekilde yargılamış ve kınamıştı.

Fakat Luther ve diğer reformcuların izledikleri yol modern siyasi özgürlüğe giden yolu da açtı. Reform hareketinin öncüleri İncil’i en yüksek otorite olarak kabul ederek papalığı hedef almışlardı ama aynı zamanda siyasi otoriteyi de saldırılara açık hale getirmişlerdi.

Öte yandan Lutherci Kilise’nin gelişimi ülkeyi yöneten güçlerle yakın ilişkiler içerisinde gerçekleşti. ­Günümüzde dahi Luther’in kimilerince Almanlara atfedilen otoriteye boyun eğme mentalitesiyle ilişkilendirilmesinin nedeni budur.

Reformasyon nedir?

Reformasyon kilisenin yenilenmesi hareketiydi. ­Neredeyse Avrupa’nın tamamını etkisi altına alan bu hareket sonunda Batı Hıristiyanlığının Protestan ve Katolik mezhepleri olarak ayrışmasıyla sonuçlandı. Bu yenilik hareketi çok merkezli bir değişimdi:

Almanya’nın yanı sıra İskandinav ve Baltık ülkelerinde Luther ve öğretileri baskın hale gelirken diğer ülkelerde Johannes Calvin (Fransa/İsviçre) ve Ulrich Zwingli (İsviçre) gibi Reform Kiliseleri olarak adlandırılan hareketi başlatan diğer reformcuların fikirleri ön plana çıkıyordu.

İngiltere’de de Anglikan Kilisesiyle birlikte yeni bir ulusal Protestan kilisesi kurulmuş oldu. Bütün Protestan akımlarının ortak paydası o dönemde Papalık Kilisesi olarak adlandırılan geleneğin reddi, İncil’in merkezi referans olması ve ­“rahmaniyet öğretisi”ydi.

Bu öğretiye göre insanların kurtuluşu sevaplarıyla değil yalnızca Tanrı’nın lütfuyla gerçekleşebilir. Martin Luther’in 1517 yılında 95 tezini yayınlaması Reformasyon’un kilometre taşlarından biri oldu. Bu tezlerin en önemli yönü kilisenin günahların affı ticaretine yönelik eleştirilerdi.

Luther müminlerin para karşılığı günahlarından kurtulmak yerine günahlarından arınmak için samimi bir pişmanlık göstermesi gerektiğini savunuyordu.

İlerleyen aşamalarda eski Kilise ve yenilikçiler arasındaki farklar giderek keskinleşti ve reform hareketini oluşturan çeşitli mezhepler Katolik Kilisesi’nden tamamen ayrıldı.

Avrupa’nın ortasından artık bir mezhep sınırı geçiyordu. Bu ayrım 1618-1648 yılları arasında sürecek Otuz Yıl Savaşlarının patlak vermesine ve toplumda evliliklerin yalnızca kendi içinde gerçekleştiği iki farklı kümeleşmenin oluşmasına neden oldu.

Nitekim farklı mezheplerden iki kişinin evlenmesi büyük bir istisna haline geldi. Bazı tarihçi ve sosyologlar Protestan anlayışının modern ekonomik dinamiklerin gelişiminde önemli rol oynadığı ve bu nedenle Avrupa’daki Katolik ülkelerin ekonomik açıdan geri kaldığı görüşünü savunuyor. Kaynak: www.deutschland.de

ÖNE ÇIKANLAR