Ralf Krumpholz, ‘’Duisburg çok kültürlü toplumun başkentidir’’

DUİSBURG- Kahvaltının ardından yapılan panele, Duisburg ve çevresi sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Alevi Kültür Merkezi Duisburg ve Çevresi Başkanı Cemal Şen, Duisburg Belediyesi Meclisi üyesi Nazan Şirin, Entegrasyon Merkezinden Ulrike Fäber, Duisburg Entgrasyon Sorumlusu Dr.Ralf Krumpholz ve dernek üyeleri katıldı. Başkan Cemal Şen’in  selamlama konuşmasının ardından  Ali Asker Arduç açılış konuşmasını yaptı. Konuşmaların ardından söz

FATİH ÇİMEN 09 Nisan 2018 GÜNDEM

DUİSBURG- Kahvaltının ardından yapılan panele, Duisburg ve çevresi sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Alevi Kültür Merkezi Duisburg ve Çevresi Başkanı Cemal Şen, Duisburg Belediyesi Meclisi üyesi Nazan Şirin, Entegrasyon Merkezinden Ulrike Fäber, Duisburg Entgrasyon Sorumlusu Dr.Ralf Krumpholz ve dernek üyeleri katıldı.

Başkan Cemal Şen’in  selamlama konuşmasının ardından  Ali Asker Arduç açılış konuşmasını yaptı. Konuşmaların ardından söz alan Dr.Ralf Krumpholz, ”son dönemlerde 18 bin yabancı göçmen Duisburg kentine geldi ve  yaşamaktadır. Duisburg Avrupa açısından çok önemli bir kültür merkezidir. Duisburg, Kuzey Ren Vestfalya’nın (NRW) en çok göçmen barındıran kentidir. Duisburg, yabancı kültürün ve  göçmenlerin başkentidir. 70 bin Türk Duisburg’ta yaşıyor. Türk kültürü Duisburg’a aittir. Almanların göçmenlere ön yargıyla bakmamaları için mutlaka Almancayı iyi bilmeleri gerekir. Yani içinde yaşadıkları kültürün dilini bilmeleri gerekir.” dedi

Sadece bir toplumdan bahs ederek entegrasyonun sağlanamayacağını belirten Ağa Canpolat, ”Türkiye Tarihinde değişik kültür ve anadiller var. Bu anadilleride entegrasyon çalışması içine almak gerekir. Yani Anadolu sacede Türklerin yaşadığı bir yer değil. Anadolu bir kültürler mozağidir. Türkiye’den gelen herkesin mutlaka ve mutlaka Türk olması diye bir mevzu yok. Ermeni, Kürt, Rum, Alevi, Süryani vb. Çok kültürlü bir toplum yaşamaktadır” dedi.

Sinem B. ise ”Bizim dedelerimiz yıllardır burada yaşıyor. 57 yıl önce buraya geldiklerinde ırkçılık yaşayıp, horlandılar. Yabancıdır diye aşağılandılar. Şimdi bizde buraya Bulgaristan, Suriye vb. ülkelerden gelen insanları horluyor veya kötülüyoruz. Siyaset bizi bu duruma düşürdü. Kimseyi suçlamak açısından bunu söylemek istemiyorum.

Belediye, mültecileri birbirine ezdirmek istiyor. Dedem 57 yıldır burda halan seçme ve seçilme hakkı yok. Utanç verici bir durum. Siyasetçiler bizi böyle avutma politikası güderek, herkesi kendi derneğinde tutmaya çalışıyor. Aleviler kendi merkezinde olsun, Dini gruplar kendi merkezinde olsun, yani herkes kendine bir dernek kursun dört duvar arasında kalsın, ben buna karşı geliyorum. Bu siyaset anlayışı yanlıştır.” dedi.

Düzgün Küçükdoğan ise ”Duisburg’un Marxloh ve Hochfeld semtleri bilinçli bir şekilde getolaştırıldı. Bugün Hamborn’da aynı şekilde yapılmak isteniyor. Yanlış siyaset, toplumları birbirine düşman ediliyor.

Bu da Almanya’da ırkçlığın ve ayrımcılığın artması neden oluyor. Son seçimlerde gördüğümüz gibi ırkçı ve ayrımcı partiler parlamentoda güçlü bir şekilde temsil ediliyor’’ ifadesini kullandı.

Soru ve cevapların ardından panel sonar erdi.