Almanya’daki PKK yasağını Berlin İdare Mahkemesine taşıyan Avukat Lukas Theune, “Artık yasağın kaldırılmasının zamanı gelmiştir. Böylece barış süreci desteklenebilir.” dedi. Theune İçişleri Bakanlığının "silah bırakma kararının kesinliğinin belli olmadığı" gerekçesinin geçerliğinin kalmadığını söyledi.
Berlin’de Federal Parlamento “Bundestag” binasında “PKK Yasağı Mercek Altında: Barış Süreci ve Kendini Feshetme Kararı” başlığıyla düzenlenen, moderatörlüğünü, Demokrasi ve Uluslararası Hukuk Derneği (MAF-DAD) Yönetim Kurulu Başkanı Heike Geisweid’in üstlendiği basın toplantısında 32 yıldır yürürülükte olan PKK yasağının örgütün kendisini feshi sonrasında kaldırılmasının kaçınılmazlığı gündeme getirildi.
Toplantıya PKK adına Almanya’daki yasağın kaldırılması için dava açan avukat Lukas Theune, Sol Parti Milletvekili Ferhat Koçak ve KNK Dış İlişkiler Sözcüsü Nilüfer Koç katıldı.
Konuşmacılar PKK’nin kendisini fesih kararı ardından Almanya’daki PKK yasağının gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek federal hükümetin yapıcı bir rol üstlenmesi için çağrı yaptılar.
Yeni Özgür Politika gazetesinin haberine göre, toplantıda, PKK yasağının kaldırılması için 11 Mayıs 2022’de yapılan başvurunun, İçişleri Bakanlığınca “Almanya’nın dış politika çıkarlarını etkileyeceği ve özellikle Türkiye ile ilişkileri tehlikeye atacağı” gerekçesiyle reddedilmesi ardından Almanya Federal Cumhuriyeti’ne karşı Berlin İdare Mahkemesi’nde açılan davaya ilişkin bilgi verildi. PKK’nin fesih kararının Federal Hükümet ve yargı tarafından dikkate alınması gerektiğinin altı çizildi.
Avukat Theune, 11 Mayıs 2022’de yasağın kaldırılması için resmi başvuruda bulunulduğunu hatırlattı ve “Son olarak, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025’te paylaşılan çağrısıyla başlayan barış girişimi, PKK’nin kendini feshettiğini ilan etmek üzere bir kongre toplamasına yol açtı. Türk devleti, PKK’nin kendini feshetme sürecini pratikte başlatmak için talep ettiği hukuki ve siyasi temelleri henüz oluşturmuş değil. Aksine saldırılar devam ediyor. Alman devleti de Almanya’da yaşayan Kürt toplumu için geniş kapsamlı sonuçları olan ve yaklaşan barış sürecinin önünde bir engel teşkil eden kriminalizasyon ve faaliyet yasağını sürdürüyor.” dedi.
“Artık Almanya’da da 1993’te konulan faaliyet yasağının kaldırılmasının zamanı[nın] geldiğini” belirten Theune, “Böylece Kürt hareketi ve Kürt azınlık kendini yeniden örgütleyebilir, barış süreci desteklenebilir ve nihayetinde başarıya ulaşabilir” dedi.
Davayı İdere Mahkemesine taşıyan avukat, PKK yasağının neden kaldırılması gerektiğini şöyle gerekçelendirdi: “PKK’nin halklar arası anlayışa karşı bir hareket olmadığını, kamu güvenliğine tehdit oluşturmadığını, eylemlerinin suç kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğini savunuyoruz. Özellikle son gelişmelerle birlikte barışa yönelik bir ortam oluşmuş, silahların bırakılması yönünde adımlar atılmıştır. Bu nedenle Alman hükümeti davayı ve gerekçelerini dikkate almalı ve 1993’ten beri yürürlükte olan yasak kaldırmalıdır.”
Önceki hükümetin yapıcı bir rol üstlenmediğini, yeni hükümetin ise son barış sürecine destek vermesi gerektiğini vurgulayan Avukat Theune, “Süren yasak, Almanya’da milyonlarca insanı ayrımcılığa maruz bırakıyor. Ayrıca, 2011’de getirilen ‘verfolgungsermächtigung’ (kovuşturma izni) de kaldırılmalıdır. Almanya, Kürtler üzerinde baskıya son verip barış sürecini desteklemelidir” dedi.
Böyle bir desteğin Almanya’daki milyonlarca Kürt ve Türk için de olumlu sonuçlar doğuracağının altını çizen Theune, Alman İçişleri Bakanlığının bir süre önce davaya yanıtında “PKK’nin gerçekten silah bıraktığının kesin olmadığını” belirttiğini hatırlatarak “PKK, 5-7 Mayıs tarihli kongrenin ardından silah bırakma ve örgütü feshetme kararını açıkladı. Artık bu gerekçeler geçerliliğini yitirmiştir. Alman hükümeti davayı dikkate almalı ve yasağı kaldırmalıdır.” dedi.
Die Linke (Sol Parti) Milletvekili Ferhat Koçak da yasağın kaldırılması konusunda partisinin net bir tutumu olduğuna dikkat çekti: “Baskılar yıllardır sürüyor. Barış sürecine rağmen örneğin Bremen’deki Kürt derneğine yapılan polis baskını gibi birçok olay yaşanıyor. Yasağın kaldırılması çok önemli bir adım. Bazı Kürt derneklerinin, hiçbir gerekçe olmadan Anayasa Koruma Dairesi’nin raporunda yer aldığını biliyoruz. Bu dernekler topluma büyük katkı sağlıyor, entegrasyonu ve barış sürecini destekliyor. Bu nedenle baskılar sona ermeli. Almanya’da yaşayan Kürt toplumu bu sürecin içinde yer almalı ve desteklenmeli.” dedi.
KNK Dış İlişkiler Sözcüsü ve Yürütme Konseyi Üyesi Nilüfer Koç da PKK’nin 5-7 Mayıs tarihleri arasında yaptığı kongrenin tarihi bir dönüm noktası olduğuna işaret ederek, “Alman hükümeti bu açıklamaları dikkate almalı ve yasağın kaldırılması sürecini başlatmalıdır.” dedi.