HABER MERKEZİ- Virüsün Çin’de 67 bin kişiye bulaştığı, 1500’den fazla kişinin ölümüne neden olduğu ancak Çin dışında 600 civarında insanda görüldüğü bir dönemde yayımlanan “Corona virüsü ve kâbus senaryoları” başlıklı makale salgınla ilgili bir dizi öngörüyü içeriyordu. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) salgını 11 Mart 2020 tarihinden itibaren ‘pandemic’ olarak nitelemesine rağmen 16 Şubat 2020 tarihinde yayımlanan
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) salgını 11 Mart 2020 tarihinden itibaren ‘pandemic’ olarak nitelemesine rağmen 16 Şubat 2020 tarihinde yayımlanan makalesinde hastalığın çoktan ‘pandemic’ olarak adlandırılan evreye/boyuta ulaşmış olduğunu söyleyen Ünal Bilir, virüsün Çin dışındaki ülkelere sıçraması durumunda felakete yol açacağı öngörüsünde bulunmuştu.
İlgili makalesinde “her ülkenin Çin gibi bu hastalıkla mücadelede edebilecek finansal ve bürokratik kaynaklara sahip olmadığını, Çin’in virüsle mücadele etmek için devreye soktuğu ‘komünist tedbirlerin’ dünyanın diğer ülkelerinde benzer şekilde uygulanmasının etik veya sistemsel olarak mümkün olmadığını” belirten Bilir, “hastalığın küresel koşullarda bundan sonra hızla diğer ülke veya kıtalara yayılması ve kitlesel ölümlere neden olmasının kuvvetli bir ihtimal olduğunu” söyledi ve şunları yazdı:
Görünen o ki hastalığın küresel koşullarda bundan sonra hızla diğer ülke veya kıtalara yayılması ve kitlesel ölümlere neden olması kuvvetli bir ihtimal. Ve bu ihtimal gerek devletlerin gerekse uluslararası sağlık örgütlerinin kâbus senaryosu. Neden derseniz? Birincisi her ülke Çin gibi bu hastalıkla mücadelede edebilecek finansal ve bürokratik kaynaklara sahip değil. Kaldı ki Çin’in virüsle mücadele etmek için devreye soktuğu ‘komünist tedbirler’ oldukça tartışmalı ve dünyanın diğer ülkelerinde bunların benzer şekilde uygulanması etik veya sistemsel olarak mümkün değil. Örneğin Avrupa’da Çin’de olduğu gibi hastalar evini terk etmesin diye onların kapılarını kaynakla sabitlemeniz olası değil. Birçok ülkenin Çin gibi rekor bir sürede özel bir hastane inşa etme imkânı da yok. Bu yönüyle baktığımızda hastalığın özellikle yoksul ülkelere yayılması durumunda ortaya insani bir felaketin çıkması işten bile değil (16 Şubat 2020, Panorama-News).
ABD, İspanya ve İtalya gibi gelişmiş Batılı ülkelerdeki vaka ve hastalığa bağlı ölümler ile İran’daki gelişmeler göz önüne alındığında Bilir’in öngörüleri daha şimdiden gerçekleşmiş görünüyor.
