Oy kullanmayan her vatandaş AFD’yi desteklemiş olacak

Seçim analizi olarak birçok Politika uzmanı için tek kritik konu var o da AFD, ve alacağı oy oranı. Kesinlikle katılıyorum AFD Partisinin bu seçimlerde sonucu belirleyici faktör olacağını düşünüyorum. Bu seçimde ne kadar oy alacakları tam bir sürpriz. İktidar ortakları olamayacak olsa da tahminler oy oranını yüzde 11 olarak gösteriyor. Şunu da belirtmeliyiz ki, AFD

PANORAMA - NEWS 23 Eylül 2017 GÜNDEM

Seçim analizi olarak birçok Politika uzmanı için tek kritik konu var o da AFD, ve alacağı oy oranı. Kesinlikle katılıyorum AFD Partisinin bu seçimlerde sonucu belirleyici faktör olacağını düşünüyorum.

Bu seçimde ne kadar oy alacakları tam bir sürpriz. İktidar ortakları olamayacak olsa da tahminler oy oranını yüzde 11 olarak gösteriyor.

Şunu da belirtmeliyiz ki, AFD Alman toplumunda aşırı sağ bir parti olarak tanımlanıyor. Bu nedenle oy oranı beklenenden daha yüksek çıkabilir.

Çünkü bu partiye oy vereceğini açıklamayan bir seçmen kitlesi de var, fakat ne kadar bu bilinmiyor. Daha önceki seçimlerde AFD’nin bu kadar yoğun bir çalışma yapmasına rastlamamıştım. Aynı zamanda Alman toplumundaki rahatsızlıkları da oldukça iyi kullanıyorlar.

Bir de bunların üzerine Türkiye’deki Politikacıların Almanları rahatsız eden ifade ve tavırları gelince, denilebilir ki AFD rüzgarı arkasına almış durumda. Bu rüzgarla ne kadar ileri gider bilemiyoruz.

Her ne kadar CDU ve SPD Mülteci sorununu olabilecek en üst düzeyde yönetmiş olsa da birçok seçmen bu nedenle AFD’ye yönelecektir. Bu seçmen kitlesinin sayısı belirsiz ve bu belirsizlik seçim tahminlerini ters-yüz edebilir.

Mevcut Koalisyon hükümetini, göçmen politikaları nedeniyle cezalandırmak isteyenlerin büyüttügü bir parti AFD.

Böyle bir durumda seçimlerde göçmen kökenlilerin seçimlere ilgisizliği aynı zamanda kendilerine sahip çıkan Alman siyasileri de yalnız bırakma anlamına gelir.

Sonuçları kendi yaşamını etkilemeyecek olan Türkiye’deki seçimlere yoğun ilgi duyarken Almanya’da göçmen düşmanı bir partinin gittikçe güçlendiği bir dönemde siyasete ilgisizlik ne kadar da komik duruyor değil mi? Diyeceksiniz ki “Almanya’nın bir düzeni var, devlet disiplini var dolayısıyla birşey değişmez.”

Evet ama bu düzen mantıklı-dengeli politikacıların sayesinde var. Eğer AFD bu seçimde sıradışı bir başarı elde ederse bu sonuç diğer Alman sağ Partileride AFD ideolojisini kısmende olsa taşıyacakdır.

Merkez Partilerin Göçmen politikalarını değiştirmelerine bile neden olabilir.
Bu seçimlere göçmen kökenliler yüksek oranda katılmalı, yabancı düşmanlığını siyaset zanneden Radikallerin güçlenmesine engel olmaya çalışmalı.

Ve fakat, bununla beraber kendimizi kendi AFD’mizden arındırmalıyız. AFD vb.. aşırı sağcı radikallerden rahatsız olup ama aynı zamanda Türkiye’deki aşırıcı radikal Partileri desteklemek tam bir samimiyetsizlik.

Zaten dünya genelinde ırkçı-fundamentalist grupları gittikçe güçlendiren siyasi zaaf da bu olsa gerek. Herkesi kucaklayabilecek, hiçbir kimliğe düşmanlık beslemeyen merkez partiler artık yok.

Her kesimin bir ya da birkaç nefretlisi var. Bu şartlarda toplumu radikal gruplardan koruyabilir misiniz? mümkün değil. Şunu çok iyi anlamalıyız ki fundamentalist zamanla sürekli birbirini büyütür, birbirlerinin varlık gerekçesi olurlar. Bugün AFD’nin Almanya’da göçmenler için tehdit haline gelmesinde IŞID vb. radikal gruplar başat etkendir.

Eger Almanya’daki radikal sağcılardan rahatsız isek ilk yapmamız gereken bu aşırı sağın bu kadar güçlenmesine sebep olan parti vb. gruplara destek vermemek, insanları bu konuda bilinçlendirmek olmalı.

Aksi takdirde AFD, Selefilik vb. radikal ideolojilerin gittikçe güçlenmesi sonucu yarınlarda şu ana kadar hiç karşılaşmadığımız sorunlarla karşılaşmamız pek de sürpriz olmayacak.

Son olarak; Almanya seçimlerine genelde katılmayan; sonuca hiçbir etkisi olmadığını zannedenlere 2016 ABD Başkanlık seçiminde sonucun sadece 50 bin oyla değiştiğini hatırlatmakta da fayda var.

Mehmet Ali Yıldız