Önce holdingler şimdi siyasiler, olan vatandaşa oluyor

HABER-YORUM- ZAFER AKIN – Anadolu’ dan Avrupa’ ya olan göçün üzerinden yarım asırdan fazla bir zaman geçti. Anadolu insanı daha ferah bir hayat geçirebilmek üzere Avrupa’nın çeşitli ülkelerine göç ettiler. Bu ülkelerin başında Almanya, Hollanda, Belçika ve Fransa geliyor. Daha sonraki yıllarda ise vatandaşlarımız, İsviçre, İsveç ve Avusturya ülkelerine göç etmeye başladı. Yoğun sağlık kontrolü

PANORAMA - NEWS 14 Mart 2017

HABER-YORUM- ZAFER AKIN – Anadolu’ dan Avrupa’ ya olan göçün üzerinden yarım asırdan fazla bir zaman geçti. Anadolu insanı daha ferah bir hayat geçirebilmek üzere Avrupa’nın çeşitli ülkelerine göç ettiler. Bu ülkelerin başında Almanya, Hollanda, Belçika ve Fransa geliyor. Daha sonraki yıllarda ise vatandaşlarımız, İsviçre, İsveç ve Avusturya ülkelerine göç etmeye başladı.

Yoğun sağlık kontrolü sonunda Avrupa’nın farklı ülkelerine göç eden vatandaşlarımız ağır şartlarda çalıştırıldı, birçok zorluklarla karşı karşıya kalarak Avrupa’nın kalkınmasında büyük emek sarf etti. Bir traktör alıp geri dönmek için Avrupa’ ya göç eden vatandaşlarımız halen dönemedi yarım asırdan beri buralara kök saldı.

Göçün başından beri bütün sorunlarıyla baş başa bırakılan vatandaşlarımız, kendi sorunlarını kendileri çözmeye çalıştı. Acı tatlı yıllar birbirini kovaladı. Yeni yeni yuvalar kuruldu, aileler büyüdü. Her geçen yıl büyüyen Türk nüfusunun sorunları beklentileri de arttı.

Eğitim, kültür, iş alanında sıkıntılar yaşayan vatandaşlarımız başta Türkiye’ den kendilerine sahip çıkacak elleri bekledi. Yer yer devlet düzeyinde politikacılar gelip gittiler ancak vatandaşın asıl sorunlarıyla ciddi şekilde kalıcı bir çözüm arayan olmadı.

Batı Avrupalı Türkler ülkemiz tarafından döviz makinesi olarak görüldü. İlk yıllarda vatandaşlarımız bütün birikimlerini Türkiye’ ye döviz olarak gönderdi. Daha sonraki yıllarda ise Avrupa’ da kalıcı olduğunu düşünen vatandaşlarımız yatırımlarını kısmen buralara yaptı. Eğitime önem vermeye başladı. Üniversite okuyan gençlerin sayıları arttı.

Camiler inşa edildi. Türk işadamlarını sayılarında önemli derecede artış kaydedildi. Nüfusu 500 Milyon’ u aşan Avrupa ülkelerinde milyonlarca Euro ciro yapan işadamlarımız oluştu. İşadamlarımız ülkemize ekonomik destek sağlarken aynı zamanda Avrupa ülkelerinde istihdam sağladı.

Sivil Toplum Kuruluşları kuruldu. Derneklerimiz vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgilenmeye başladı. 1990 yılların ortalarında Türkiye’ de birbiri ardına kurulan Holdingler, Avrupa’ ya gelerek vatandaşlarımıza hisse satmaya başladı. Kimi Milli duygu ile kimisi kısa yoldan zengin olma düşüncesiyle bütün birikimlerini söz konusu Holdinglere kaptırdılar.

Başlarda yüzde 20’lere varan ‘ Kar Payı’ dağıtan Holdingler yıllar sonra farklı sebeplerle bir biri ardına iflas ettiler. Vatandaşa “ Holdingimiz iflas etti paranızın üzerine bir bardak su için” dediler. Başlarda ses çıkartmayan siyasiler ise,” Para yatırırken bize mi sordunuz” açıklamalarında bulundular. Aileler perişan oldu, onlarca kişi intihar etti. Ne Alman devleti nede Türkiye bu mağdur insanlara sahip çıktı. İflas ettik diye açıklamalarda bulunan birçok holding halen hayatta. Kimse hakkını alamıyor, arayamıyor.

Bütün bu olaylar yaşandıktan sonra, Avrupalı Türkleri şimdilerde ülkeler arası siyasilerin kıskacı arasında kaldı. Sivri dilli açıklamalar siyasi rant şimdilerde Batı Avrupalı Türkleri tedirgin ediyor. Holdinglerde olduğu gibi vatandaş olaylara “ Milli Dava ” olarak bakıyor. Korkarız sonunda “ Biz istediğimizi aldık sizler kaybettiklerinizin üzerine bir bardak su için” demezler.

Bunun ibareleri şimdiden gözükmeye başladı. Çok sayıda Türk esnaf tedirgin. Milyonlarca Euro’luk ürünler gümrük kapılarında bekletildiği söyleniyor. Alman şirketleri ile ortaklık içerisinde olan kişiler yaşanan siyasi krizden oldukça rahatsız. Okul ve işyerlerinde kavga derecesine varan atışmalar. Karşılıklı atışmalar Alman aşırı sağcı partileri harekete geçirdi.

Camilerde vatandaşlarımız ikiye üçe bölündü. İki ülke arasında siyasi malzeme yapılmaktan oldukça rahatsız olan vatandaşlarımız biran evvel bu tartışmaların sona erdirilmesini istiyor. Aksi takdirde burada huzurun kaçmasından endişe eden vatandaşlarımız başta Türk siyasilerin atacakları adamlara çok dikkat etmelerini öneriyor. “Bizim buradaki huzurumuzu kimse bozmaya hakkı yok” diyen vatandaşlarımız ‘ Bizler devletimize bağlıyız, ancak Türkiye’ den yapılan siyasi açıklamalar bizleri burada zor durumda bırakıyor.

Milyonlarca insanı sokaklara dökmenin bir anlamı yok. Diplomasi masada olur sokakta kavga ile olmaz. Bizleri bu aralarda hiçe sayarak siyasi malzeme olarak kullanmayın’ şeklinde açıklamalarda bulunuyor.

Vatandaş aslında bütün bu kavgaların dışında kalmak istiyor. Vatandaş işinden gücünden olmak istemiyor. Milli duygular harekete geçirilerek halkın iyi duyguları siyasi malzeme yapılıyor, tıpkı holdinglerde olduğu gibi. Umarız milyonlarca Holding zedeler den sonra, bundan sonrada Siyasetzede olmaz Batı Avrupa Türkleri.