Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa’nın birlik olması gerektiğini vurguladı. Savunma harcamalarının artırılmasını desteklerken, göç politikalarında temkinli konuştu.
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa’nın içinde bulunduğu siyasi zorluklar karşısında dayanışma çağrısında bulundu. Merkel, Düsseldorf’ta Rheinische Post Genel Yayın Yönetmeni Moritz Döbler ile yaptığı söyleşide, Almanya ve Avrupa için kritik bir dönemde olunduğunu vurguladı.
Merkel, Avrupa’daki mevcut dış politika durumuna ilişkin net açıklamalarda bulundu. “Herkes hissediyor ki, eğer birlik olmazsak, adeta yok oluruz” ifadelerini kullanan eski başbakan, bu nedenle Almanya’da Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) tarafından planlanan savunma harcamalarındaki artışı desteklediğini belirtti.
Almanya’nın savunma bütçesinin artırılmasını doğru bir adım olarak nitelendiren Merkel, “İki yüzde brüt milli gelirle yetinemeyiz” diyerek, mevcut harcamaların yetersiz olduğunu dile getirdi. Ayrıca, planlanan borç frenleme reformunu da desteklediğini açıkladı. Bu reform sayesinde, savunma politikalarında daha fazla esneklik sağlanacağını savundu.
Merkel, göç politikalarına ilişkin sorulara ise temkinli yanıt verdi. “Bu, yalnızca komşu ülkelerle birlikte ele alınabilecek bir Avrupa meselesidir” dedi. Göç konusunda asıl çözümün, göç veren ülkelerde yoksulluk ve geri kalmışlığın ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabileceğini vurguladı.
Öte yandan, CDU içinde gündeme gelen göç kotalarına yönelik tartışmalara fazla sıcak bakmadığını belirtti. “Bunu bir bütün içinde değerlendirmek gerekir” diyerek, yalnızca sayıların değil, göçün nedenleri ve sonuçlarının da dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Merkel, 23 Şubat’ta yapılan Almanya genel seçimleri hakkında da görüş bildirdi. “Elbette partimin kazandığına sevindim” diyen Merkel, aşırı sağcı AfD’nin (Almanya için Alternatif Partisi) elde ettiği yüksek oy oranından ise rahatsız olduğunu belirtti. “AfD’nin bu kadar güçlü olmasını istemezdim” dedi.
Almanya’daki siyasi merkezde yaşanan güç kaybının endişe verici olduğunu vurgulayan Merkel, “Bu hepimizi kaygılandırmalı, beni de kaygılandırıyor” dedi. Bu nedenle, yeni hükümet kurma görüşmelerinin başarılı olmasını umduğunu belirtti.
Ayrıca, Merkel, mevcut sosyal demokratlar, liberaller ve yeşillerden oluşan “Trafik Lambası Koalisyonu”nun (Ampel-Koalition) halk nezdinde güven kaybettiğini söyledi. “Son yıllarda hükümetin dışa yansıttığı görüntü, toplumda büyük bir hoşnutsuzluk yarattı” diyerek, koalisyonun yönetim tarzına eleştiri getirdi.
Merkel, eski ABD Başkanı Donald Trump ile ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulundu. Trump’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tek başına ülkeyi yönetme şeklini cazip bulduğunu düşündüğünü söyledi. Ayrıca, Trump’ın bir görüşme sırasında elini sıkmayı reddetmesiyle ilgili olarak, “O, neden böyle davrandığı konusunda konuşulmasını istiyor” dedi. Trump’ın kendini gündemde tutma konusunda çok başarılı olduğunu belirtti.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısına da değinen Merkel, “Putin, egemen bir ülke olan Ukrayna’yı işgal etti” diyerek, bunun sadece uluslararası hukukun ihlali olmadığını, aynı zamanda Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşı sonrası düzeninin de bozulması anlamına geldiğini vurguladı.
Buna rağmen Merkel, Ukrayna krizinin yalnızca askeri yollarla çözülemeyeceğini belirtti. “Diplomatik çözüm şart” diyerek, hem Avrupa’nın hem de ABD’nin Ukrayna’nın bağımsız bir devlet olarak kalması için çaba göstermesi gerektiğini ifade etti. “Ukrayna’nın egemen kalması gerekiyor” dedi.