Meclisten Türkiye’yi kızdıracak operasyon raporu

HABER MERKEZİ – Raporda harekatın meşru müdafaa hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği ifade edildi. Alman kamu yayıncılık kurumu ARD’nin elde ettiği raporda “devletler topluluğunun” “devletlerarası hukuk açısından bir hükümde bulunmak” bakımından gösterdiği “çekimserlik” de eleştirildi. ARD haberinde bu ifadelerin Federal Alman Hükümeti’nin Türkiye’nin harekatı konusunda kullandığı dile yönelik de bir eleştiri olduğunu yazdı. Almanya Başbakanı Angela Merkel,

SADIK DURAN 21 Ekim 2019 GÜNDEM

HABER MERKEZİ – Raporda harekatın meşru müdafaa hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği ifade edildi.

Alman kamu yayıncılık kurumu ARD’nin elde ettiği raporda “devletler topluluğunun” “devletlerarası hukuk açısından bir hükümde bulunmak” bakımından gösterdiği “çekimserlik” de eleştirildi.

ARD haberinde bu ifadelerin Federal Alman Hükümeti’nin Türkiye’nin harekatı konusunda kullandığı dile yönelik de bir eleştiri olduğunu yazdı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye’nin Suriye harekatına ilişkin açıklamalarında devletlerarası hukuk açısından bir değerlendirme yapmaktan kaçınmıştı.

Merkel harekatı “askeri operasyon” olarak tanımlarken harekatın “yeni insani acılar” ortaya çıkardığını söylemekle yetinmişti. Federal Hükümet Sözcüsü de gazetecilere yaptığı açıklamalarda “kavram tartışmalarına” girmeme konusunda uyarıda bulunmuştu.

Sol Parti Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Sevim Dağdelen bilirkişi raporunun “Federal Hükümet açısından bir tokat” anlamı taşıdığını söyledi.

Federal Meclis Bilimsel Hizmetler Dairesi’nin bilirkişi raporu, Barış Pınarı Harekatı ile Türkiye’nin 2018 yılında Afrin’e düzenlediği Zeytin Dalı Harekatı arasında da paralellikler olduğunu ortaya koydu. Raporda Kürt YPG güçlerinin Türkiye’yi tehdit ettiğine dair o zaman olduğu gibi bugün de yeterli kanıt olmadığı kaydedildi.

“Cömert bir yorum yapıldığında dahi” Türkiye’nin meşru müdafaa hakkının doğduğunun tespit edilemeyeceği belirtildi. Dolayısıyla Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde bir güvenlik bölgesi oluşturma yönündeki gerekçelendirmesinin de geçersiz olduğu kaydedildi. Ayrıca Suriyeli sığınmacıları bu bölgeye yerleştirme planının Cenevre Sözleşmesi’nin ihlali anlamına geleceği ifade edildi.

Bilirkişi raporunda NATO Antlaşması’nın bir müttefiğe yöneltilen bir saldırının tüm üyelere yönelik bir saldırı olarak değerlendirileceğini öngören 5. Maddesi’ne de değinildi.

Türkiye’nin 5. Madde’ye dayanarak Almanya da aralarında olmak üzere NATO ülkelerini Suriye’deki ihtilafa taraf kılmasının devletlerarası hukuk bakımından akim kalacağı kaydedildi.

Bu tarz bir senaryonun muhtemel olmadığı belirtilen raporda Türkiye’nin 5. Madde’ye atıf yapmasının “hakkın kötüye kullanılması” anlamına geleceği belirtildi.