Kovid-19 aşısı Alman ekonomisine yaradı

HABER MERKEZİ – BioNTech, 2020 yılının ilk yarısında yaklaşık 142 milyon euro zarar  açıklarken, bu yılın ilk yarısındaki net karı 3 milyar 915,3 milyon euroya  ulaştı. Şirket, satışlarını geçen yılın ilk yarısına göre 100 kattan fazla  artırarak 69 milyon eurodan 7,36 milyar euroya çıkarırken, bu yıl yapılan toplam  2,2 milyar dozluk Kovid-19 aşısı tedarik sözleşmelerinden

PANORAMA - NEWS 15 Ağustos 2021 GÜNDEM

HABER MERKEZİ – BioNTech, 2020 yılının ilk yarısında yaklaşık 142 milyon euro zarar  açıklarken, bu yılın ilk yarısındaki net karı 3 milyar 915,3 milyon euroya  ulaştı.

Şirket, satışlarını geçen yılın ilk yarısına göre 100 kattan fazla  artırarak 69 milyon eurodan 7,36 milyar euroya çıkarırken, bu yıl yapılan toplam  2,2 milyar dozluk Kovid-19 aşısı tedarik sözleşmelerinden 15,9 milyar euroluk  gelir öngörüldü.

BioNTech, aşı üretiminde ortağı olan ABD’li Pfizer ile birlikte  şimdiye kadar 100’ün üzerinde ülkeye 1 milyar dozun üzerinde Kovid-19 aşısı  tedarik etti. İki ortak bu yıl için yaklaşık 2,2 milyar doz, 2022 için ise 1  milyar doz aşı teslimatı için sözleşme imzaladığını açıkladı.

PİYASA DEĞERİ 90 MİLYAR DOLARI I AŞTI

Almanya’nın bir diğer önemli ilaç üreticisi Bayer ise ilaç  satışlarından 18 milyar euro gelir elde etti.

BioNTech’in piyasa değeri 13 Ağustos itibarıyla 90 milyar doları  aşarken, Bayer’in piyasa değeri 55 milyar dolar civarında seyretti. Alman ilaç  üreticilerinden 350 yıllık geçmişe sahip Merck’in piyasa değeri de 98 milyar  dolar olarak kaydedildi.

Kanser gibi ciddi hastalıklara yönelik ilaç geliştirmek için 2008’de  kurulan BioNTech, hisselerini Ekim 2019’da ABD’nin Nasdaq borsasında 15 dolardan  halka arz etmiş, 150 milyon dolar toplamıştı.

Şirketin o dönemde piyasa değeri 3,39 milyar dolar olarak kayıtlara  geçmişti. Şirketin hisseleri 13 Ağustos itibarıyla 380 dolar seviyesine ulaştı.

BIONTECH GELECEĞİN TEKNOLOJİ ŞİRKETİ HALİNE GELİYOR

BioNTech Üst Yöneticisi (CEO) ve Kurucu Ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin, 9  Ağustos’ta yaptığı açıklamada, BioNTech’in yeni edindiği finansal gücü öncelikle  aşı ve onkoloji sektörü başta olmak üzere kendi araştırma faaliyetlerini  genişletmek için kullanacağını bildirmişti.

BioNTech’in geleceğin teknoloji şirketi haline geldiğini belirten  Şahin, teknolojilerinin birçok hastalığın tedavisi için yardımcı olabileceğini  ifade etmişti. Şahin, şirketin mRNA teknolojisini kanser hastalıkları için test  etme planlarında ilerleyeceğini de duyurmuştu.

Yalnızca mRNA teknolojisine odaklanmayan BioNTech, ABD’li  biyoteknoloji şirketi Gilead Sciences bünyesindeki Kite Pharma’yı satın aldı.

Onkoloji araştırması15 klinik program ve 18 klinik çalışmadan oluşan  şirket, özellikle dijitalleşme alanında, teknolojik yeteneklerin  güçlendirilmesine yatırım yapmaya devam ediyor.

ALMAN EKONOMİSİNE DE AŞI OLDU

Bu yıl yeni immünoterapileri geliştirmek için yapay zekanın  olanaklarından daha fazla yararlanmak amacıyla bir dizi yeni araştırma projesi  başlatan şirket, sadece Almanya ve Türkiye’ye doğrudan tedarik sağlıyor. Çin  hariç dünyanın diğer bölgelerinde ise aşı dağıtımını Pfizer yapıyor.

BioNTech Almanya’nın batısındaki Marburg şehrindeki fabrikasında  üretim gerçekleştirirken, Pfizer firması ile yapılan ortaklık anlaşmasından gelen  yüksek lisans ve telif hakları payları Almanya’ya geliyor.

BioNTech’in kurucuları Prof. Dr. Uğur Şahin ve Özlem Türeci ise  şirketin borsadaki hisse senetlerinin değer kazanmasıyla yaklaşık 14 milyar euro  servetleriyle Almanya’nın en zengin 10 kişisi arasında yer alıyor.

Kovid-19 salgınıyla birlikte yıldızı parlayan biyoteknoloji sektörü  Alman ekonomisine de katkı sağlıyor.

Salgının sebep olduğu sağlık ve ekonomi krizi sonucu 2020’de yüzde 4,9  küçülerek 10 yıldır süren büyümesi sekteye uğrayan Almanya ekonomisinin bu yıl  yüzde 4’e yakın büyümesi bekleniyor.

TÜRK GÖÇMENLERIN ÇOCUKLARININ ŞIRKETINDEN EKONOMIK BÜYÜMEYE 0,5  PUANLIK KATKI

Alman düşünce kuruluşu Makroekonomi Politika Enstitüsü (IMK) Başkanı  Prof. Dr. Sebastian Dullien, AA muhabirine, Kovid-19 aşısının Alman ekonomisine  katkısını değerlendirdi.

Türk göçmenlerin çocuklarının kurdukları BioNTech’in 2021’de tek  başına Almanya’nın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) büyümesine 0,5 puanlık katkı  sağlayacağını belirten Dullien, Alman ekonomisinin başta ABD ve Çin olmak üzere  salgın sonrası ekonomik toparlanmadan fayda sağladığının altını çizdi.

Dullien, “Alman ekonomisinde şu andaki sorun özellikle yarı iletkenler  olmak üzere tedarik maliyeti ve darboğazı. Yani Alman şirketlerin iyi sipariş  defterleri var ama istedikleri kadar üretemiyorlar.” ifadesini kullandı.

Kovid-19 krizi sonrası ekonomilerin toparlanma açısından genel  durumunun oldukça iyi olduğuna işaret eden Dullien, Kovid-19’da 4’üncü dalganın  ekonomik toparlanmayı yavaşlatma riski olduğuna dikkati çekti.

“TEDARİK ZİNCİRİ SORUNLARININ ÇÖZÜLMESİ BİRAZ ZAMAN ALACAK”

Dullien, başta Çin ve ABD ekonomisi olmak üzere ekonomilerin bir yıl  öncesine kıyasla Kovid-19 salgını ile daha iyi başa çıktığına dair bazı  göstergeler olduğunu belirterek, “Bu yüzden dünya ekonomisi ve dolayısıyla  Almanya için dikkatli bir iyimserlik için bazı nedenler olduğunu düşünüyoruz.  Tedarik zinciri sorunlarının çözülmesi biraz zaman alacak ve sanırım bu gelecek  yılın baharından önce olmayacak.” dedi.

Kovid-19’un Alman ekonomisinde geçen yıl derin bir resesyona neden  olduğunu anımsatan Dullien, ekonominin toparlanmaya devam ettiğini ve yılın  ikinci yarısında oldukça güçlü büyüme beklediklerini dile getirdi. Dullien, Delta  varyantının yayılmasıyla kısıtlamaların artması halinde Alman ekonomisin bu yıl  beklenenden daha az büyüyeceğini ve büyümenin gelecek yıl hızlanacağını anlattı.

“ALMAN TEDARİK ZINCIRI AŞI SATIŞINDAN FAYDALANIYOR”

Almanya’da Kovid-19 krizinde artan kamu borcundan düşük faiz oranları  nedeniyle “endişe” duyulmaması gerektiğini vurgulayan Dullien, ülkede uzun vadeli  refahın sağlanması için daha fazlasının yapılması gerektiğini dile getirdi.

Dullien, Almanya’nın güçlü bir ilaç endüstrisi olduğunu ve ülkenin  Kovid-19 aşısı üretiminden önemli ölçüde faydalandığını belirterek, şunları  kaydetti:

“BioNTech’in sadece üç aylık finansal raporunda bu yıl yaklaşık 16  milyar euroluk aşı satışı yapacaklarını görürsünüz. Finansal raporun  ayrıntılarına bakarsanız bu paranın çok azı yurt dışından yapılan alımlara  gidiyor. Yani bu ya ruhsat ya da maaşlar için. Şirketin 16 milyar euroluk aşı  satışı doğrudan Almanya’nın GSYH’sine gelir olarak giriyor ve kabaca Almanya’nın  GSYH’sinin büyümesine 0,5 puanlık katkı sağlıyor.”

Sonbaharda üçüncü doz aşıya ihtiyaç olabileceğini belirten Dullian,  şirketin satışlarının daha da artma şansı olduğunu aktardı.

Dullian, “BioNTech burada en önemli örnek. Aşı üretiminde güvenli  banka veya diğer şirketler devreye giriyor. Onların da faydalanacağı bir oyun.  Ayrıca aşılar için bileşen üreten, ihtiyaç duyulan makineleri üreten  üreticilerimiz var, yani Alman tedarik zinciri aşıların satışından faydalanıyor.  Ayrıca bu Almanya’nın biyoteknoloji girişimleri için o kadar da kötü bir ortama  sahip olmadığını gösteriyor.” diye konuştu.

BioNTech’in artık bir startup olmadığını anlatan Dullian, “Almanya’da  13 yıldan fazla bir süredir var, bu yüzden hala genç bir şirket. Büyük keşifleri  Almanya’da yaptı. Dolayısıyla araştırma ortamının bazı insanların düşündüğü veya  daha önce olduğu kadar kötü olmadığını gösteriyor.” dedi.

“GELECEKTE GÖÇMENLERE İHTİYACIMIZ OLACAK”

Son 50 yılda Almanya’ya gelen göçmenlerin ülkenin ekonomik büyüme ve  refahına önemli bir katkıda bulunduğunu dile getiren Dullien, buna en güzel  örneğin BioNTech’in kurucuları Prof. Dr. Uğur Şahin ve Özlem Türeci olduğuna  işaret etti.

Dullien, göçmenlerin Almanya’da daha iyi bir kariyere sahip olarak  ülkeye fayda sağladıklarını belirterek, “Gelecekte göçmenlere ihtiyacımız olacak,  çünkü Alman nüfusu azalıyor.” diye konuştu.

Almanya’da göçmen kökenlilerin sadece emek ve gelirleriyle Alman  ekonomisine katkıda bulunmadığını anlatan Duliien, “Örnekler onların aynı zamanda  yaratıcılıkları ve entelektüel başarılarıyla da katkıda bulunduklarını  gösteriyor.” dedi.