HABER MERKEZİ – Mart başlarında sms olarak ilk defa ölüm tehditi mesajı aldı. İkinci tehdit mesajı, Yeni Zelanda saldırganı tarafından 51 insanın ölümüne yol açtığı terör saldırısı günü geldi. Mesajı İdil Nuna tesadüfen cep telefonunda görüyor. Mesajı yazan bu sefer SS-Binbaşı´sı olarak imza atmış. Yazı, ’12 ye 5 kala’ adlı bedava mesaj gönderilen ve gönderenin anonim
HABER MERKEZİ – Mart başlarında sms olarak ilk defa ölüm tehditi mesajı aldı. İkinci tehdit mesajı, Yeni Zelanda saldırganı tarafından 51 insanın ölümüne yol açtığı terör saldırısı günü geldi. Mesajı İdil Nuna tesadüfen cep telefonunda görüyor. Mesajı yazan bu sefer SS-Binbaşı´sı olarak imza atmış.
Yazı, ’12 ye 5 kala’ adlı bedava mesaj gönderilen ve gönderenin anonim olduğu bir telefon şirketinden geldiği için, her iki mesajın da aynı kişiden mi geldiği tesbit edilemiyor.
Baydar´ı en çok üzen ve şaşırtan ise, gelen mesajlardan dolayı kendisinin yeterli derecede korunmayacağını anlamış olması. Baydar ‘bu çok kötü ve tuhaf bir duygu’ diyor.
Savcılığa avukatı Mehmet Daimagüler ile birlikte suç duyurusunda bulunacağını açıklayan Baydar; Daimagüler, NSU davalarında mağdur ailelerin avukatı olması sebebi ile yıllarca benzeri tehditler aldığını söyledi.
Nuna’nın aldığı, ikinci tehdit mesajında, annesinide öldürecekleri yazıyordu. Sanatçı Baydar, ”işin tuhafı annemin ismini de biliyorlardı. Şimdiye kadar hiç bir yerde annemin ismini paylaşmadım” dedi.
Tüm bu tehdit ve ölüm mesajlarına rağmen ırkçılığa ve faşizme karşı mücadelesini sürdüreceğini ve pes etmeyeceğini söyleyen Nuna, Facebook sayfasında ”ırkçılık bir suçtur, ırkçılar ve faşistler cezalandırılmalıdır.” ”Irkçılık ve faşist düşünce bir hastalıktır tedavi edilmelidir” diye paylaşım yaptı.
Baydar ölüm tehditleri aldığını twitter ve Facebook´tan paylaştıktan sonra onbinlerce dayanışma mesajları aldı.
Schule ohne Rassismus- Courage okulu’nun koordinatörü, ”İdil´den çekin pis ellerinizi, İdil yanındayız” diye mesaj atarken, Rejisör Ersan Mondtag, ırkçı ağların ortaya çıkarılmasında gönülsüz davranan ve olayı sanki kapatmaya çalışan İçişileri bakanlığına ve Alman hükümetine ağır eleştiriler getirdi.
Angst yok, Liebe var (korku yok, sevgi var) diyen İdil, ”bundan sonra daha inatla, daha kararlı, daha cesur, daha çok üzerine basarak, zekice ırkçılığa ve insanlara karşı nefreti stand uplarımda konu edeceğim” dedi.
