HABER MERKEZİ- Avrupa’da yaşayan vatandaşlar, Türkiye’de yaşayan akrabaları ile hasret gidermek, bir senenin getirdiği yorgunluğu bir nebze de olsa atmak, özellikle düğün yapmak veya düğünlere katılmak için memleketlerine gelen gurbetçiler, ortalama altı haftanın sonunda dönmeye başladılar. (Birçoğu da döndü) Peki büyük bir heyacanla sene içinde para biriktiren veya kredi çekerek memleketlerine gitmek için yaz tatilini
HABER MERKEZİ- Avrupa’da yaşayan vatandaşlar, Türkiye’de yaşayan akrabaları ile hasret gidermek, bir senenin getirdiği yorgunluğu bir nebze de olsa atmak, özellikle düğün yapmak veya düğünlere katılmak için memleketlerine gelen gurbetçiler, ortalama altı haftanın sonunda dönmeye başladılar. (Birçoğu da döndü)
Peki büyük bir heyacanla sene içinde para biriktiren veya kredi çekerek memleketlerine gitmek için yaz tatilini bekleyen Avrupalı Türkler umduklarını bulabildiler mi?
Avrupalı Türkler ne dedi?
Aşırı pahalıydı yiyecekler, halk nasıl geçimini sağlıyor bilmiyorum diyen Sevil A. ”İstanbul’da seçimlerden sonra halkın çoğu memnun gözüküyordu. Birde, inanılmaz çok Araplar ve Suriyeliler var.”
Ali Kılıç, ”Ekonomi dibe vurmuş pahalılılk hat safhada. Resmi rakamlara göre enflasyon yüzde 19.5, ama gerçekte enflasyon yüzde 40’ın üstünde. Herşey maddiyata bağlanmış, insanlık, ahlak ve samimiyet iyice erozyona uğramış yani felaket tellallığı yapmış olmayayım ama gidişat hiç ama hiç normal değil.”
M. Ali Türk, ”İnsanlar fırsatını buldukları her imkanda birbirlerini aldatıyorlar, yazık güven diye bir şey kalmamış. Rahmetli Babamın hayrına verdiğim yemek için, 500 Euro’nun 100 Euro’sunu kullanıp ,400 Euro’sunu cebine indirdi güvendiğim bacanağım.”
Albay Cevdet, ”Türkiye’de tatil yapan gurbetçiye bakış açısını şöyle değerlendiriyorum; Uzun yıllar kısa dönem tatile geldim. Almanya’dan eşim ve ben emekli olduk. Böylece memleketimde uzun süre kalabilme imkanımız var. Bizim memleketimizde (Zonguldak) gurbetçi çoktan ayrıma uğramış. Gurbetçiye “Almancı” diyorlar. En nefret ettiğim, insanların ayrıştırılmasıdır.
Yurtdışında yaşayan bir bir diyaspora var. Her yıl binlerce insan hava ve kara yolu ile ülkeye geliyor. Karayolu ile gelenlerin sınır kapılarındaki çilesi ile ilgilenen yok. Uzatmıyorum, gurbetçi Euro yumurtlayan kaz gibi görunuyor. Bunun yani sıra; seçimlerde oy deposu.”
Ahmet Keskin, ”Vallahi deniz kenarında balık restoranlar ful çekiyor, millet rakısını içiyor balığını yiyor muhabbet bol.”
Sefa Serman, Paranın değeri yok, gurbetçinin parası değerlenmese çoğu başka alternatifler arardı eminim. Uçakla gelmek ateş pahası. Arabayla seyahat tam bir çile 3 yada 4 günümüz geçiyoruz.İnsanlarımızın hepsi olmasada çoğu hep ‘ben’ düşüncesinde, çok bencil. Saygı kalmamış sevgiden bahsetmenin anlamı yok. Türkiye’de yolların çok şeritli olmasının bir manası yok, herkes en sol veya orta şeridi kullanıyor.
Ömür Cantürk, ”Evet, artık bizim eskiden bildiğimiz Türkiye yok! Şikayet edenler arasında bu duruma gelmemize yardımcı olanlara da ayrıca teşekkür! Yurtdışı Türkleri bu konu da pek bir fayda verdi! Şimdi şaşkınlıka izliyorlar gidişatın nereye vardığını! Her neyse; Çeşme’de yurtdışı tatilcilerini izleme fırsatım çok oluyor. Birebir yaşadıklarım da var. Ben sadece trafiğe dem vuracağım. Avrupa’da uydukları trafik kurallarına uymayarak neyi ispatlamak isterler?”
Cantürk, ”Mesela dev cip araçta, yaşları 7 ile 8 olan çocukların kafalarını niçin o pencereden çıkartmalarına izin verirler? Kemer takma zaten yok, bir ani fren yapsa, kaza oluşsa o çocukların boğazları zarar görmeyecek mi? Daha onun gibi nice aykırılıklar gözlemliyorum ben. Cabriolet ile gelip, söndürmeden sigara izmaritini dışarı fırlatan otel misafiri. ‘Uyardım farkında olmadığını bildirdi.’ Bir gün de 27 farklı yerde yangınlar çıkmışken. Hoş bizimkiler de yapıyor ama, yurtdışı Türkler azıcık rol model olmalı ve içinde yaşadıkları ülkede uydukları kurallara burada da riayet etmeliler. Agresiflik çok var mesela.”
Kaynak: Facebook röportajı
