İktidar yolu Diyarbakır’dan geçer

Başmüzakereci Bakan Egemen Bağış ise bunu bir safsata olarak nitelemişti. Ama Avrupa Birliği için herzaman önemli oldu.Türkiye’de iktidara yürümek isteyen siyasi partilerinde yolu hep Diyarbakır’dan geçti. Ama olumlu ama olumsuz hamlelerle… Diyarbakır ilginç bir şehir… Güneydoğu’da uzakta görünen bu şehir olsada, siyasetin merkezinde olmuş, hatta düşünsel anlamda yön vermiş bir şehir. Bir kaç ismi sizlere

PANORAMA - NEWS 11 Temmuz 2021 GÜNDEM

Başmüzakereci Bakan Egemen Bağış ise bunu bir safsata olarak nitelemişti. Ama Avrupa Birliği için herzaman önemli oldu.Türkiye’de iktidara yürümek isteyen siyasi partilerinde yolu hep Diyarbakır’dan geçti.

Ama olumlu ama olumsuz hamlelerle…

Diyarbakır ilginç bir şehir…

Güneydoğu’da uzakta görünen bu şehir olsada, siyasetin merkezinde olmuş, hatta düşünsel anlamda yön vermiş bir şehir.

Bir kaç ismi sizlere hatırlatıp ana konuya dönmek istiyorum. Fatih’in hocası ve danıştığı Molla Gürani… Atatürk’ün fikirlerimin babası dediği Ziya Gökalp… Siyasal İslamcı gençliğin fikir babası Sezai Karakoç…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da danıştığı ve uzun yıllara dayanan tanışıklığı olan İhsan Arslan’da Diyarbakırlı… Hani şu herkesin, Erdoğan’ın kasası olarak bildiği Mücahit Arslan’ın babası olan İhsan Arslan…

Diyarbakır’da sağlam bir dindar kesim olması dolayısıya, ANAP ve Refah Partisi devamlı önde oldu.

Refah Partisi Beldiye seçimlerinde beşte beş kazanmıştı. Sağ partilere küs olan seçmen, mağdur olarak gördüğü Refah Partisinde yolsuzluklar ve yanlışlar görünce yollarını ayırdı. 25 yıldır Halkların Demokratik Partisi (HDP) birinciliği bırakmıyor.

Diyarbakır’da sağlam dindar oy oranını bilen Abdullah Gül, şehre geldiğinde ilk önce bir Camii ziyaret edip namaz kılmıştı.

Erdoğan’da hep Diyarbakır’dan destek gördü. Belki bu son gelişide, eskiden olduğu gibi yeniden destek bulabilirmiyim ümidiydi.

Ancak bu sefer gelen Erdoğan, Ziya Gökalp’in şiirini okuyup Diyarbakır Adliyesinde mahkemeye çıkan mağdur Erdoğan değildi.

Kimsesizlerin kimsesi olma sözü veren Erdoğan değildi.

Asırlık dört ayaklı minarenin ayaklarının kurşunlanması, tarih kokan taşlarından tank paletlerinin geçmesi, insanların evsiz kalması, hala hafızalarda tazeliğini koruyordu.

Diyarbakır yeniden devletin sert ve güçlü yönünü gördü Erdoğan’da…

Hele şuan, şehirde kulaktan kulağı konuşulan, 27 Sahabenin (r.a) makamının bulunduğu Hz. Süleyman Camii’nin yanında, türkü söylenmesi… Gençlerin orada oyun oynaması…

Anlaşılan şehrin hassasiyetlerini bilen ve organisazyonu uyaran kimse de olmamış.

Olay tam bir skandal ama dillendirilmiyor.

Kısaca, Siyasal İslam artık Diyarbakır’dan destek bulamaz.

Çünkü; Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket İsterim” dizelerinden ayrı bir memleket hayalinin, Diyarbakır’da bir karşılığı olamaz.

Mehmet Çağlayan