Gurbetçiden hükümet ve siyasilere: Seçim ve oy tamam, önce sorunlarımız çözülsün!

Gurbetçiden hükümet ve siyasilere: Seçim ve oy tamam, önce sorunlarımız çözülsün!

Türkiye’de kimine göre erken kimine göre baskın şekilde tarif edilen Cumhurbaşkanlığı ve genel milletvekilliği seçimlerinin 24 Haziran 2018 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun da 8 Temmuzda yapılacağı YSK kararıyla kesinleşti. Yurtdışında yaşayan seçmenler ise 7-24 Haziran tarihleri arasında oylarını istedikleri zaman kullanabilecek. Seçimler öncesi Avrupalı Türk’ün çözüm bekleyen sorunları ile ilgili görüştüğümüz Türk hukuku avukatı

PANORAMA - NEWS 29 Nisan 2018 GÜNDEM

Türkiye’de kimine göre erken kimine göre baskın şekilde tarif edilen Cumhurbaşkanlığı ve genel milletvekilliği seçimlerinin 24 Haziran 2018 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun da 8 Temmuzda yapılacağı YSK kararıyla kesinleşti. Yurtdışında yaşayan seçmenler ise 7-24 Haziran tarihleri arasında oylarını istedikleri zaman kullanabilecek.

Seçimler öncesi Avrupalı Türk’ün çözüm bekleyen sorunları ile ilgili görüştüğümüz Türk hukuku avukatı Şerif Yılmaz, “Maalesef Türkiye’deki demokrasi tarihimizde siyasiler vatandaşlarımızın sorunlarına ancak böylesi seçim dönemlerinde oy kaygısıyla kulak veriyorlar.

Çünkü demokrasilerde seçim sandığı en etkili toplumsal baskı unsurlarından biri. Derdine çare olmayan veya olmayacak partiyi/kişiyi vatandaş neden iktidara getirsin veya kendisini temsil etmesini istesin?“ tespitinden sonra, “İşte gurbetçimiz de süre çok kısa da olsa bu seçimleri fırsat bilip yıllardır birikmiş sorunlarının çözümünü başta iktidar partisi olmak üzere tüm siyasilerden seslerini yükselterek talep etmeli.

Başta iktidar partisi AK Parti olmak üzere de tüm siyasiler bu sese kulak verip seçim öncesi bu sorunlara çözüm üretmeli ki, gurbetçi kendilerini tercih edip oyunu bu yönde kullansın“ dedi.

“Peki nedir bu sorunlar?“ diye sorduğumuz Avukat Yılmaz “Avrupa’da gurbetçinin Türk hukuku ile ilgili avukatlığını ve dert ortaklığını yaptığımızdan tespit ettiğimiz sorunları hem oy verecek gurbetçimize hem oy talep eden siyasilere ışık tutması için dört başlıkta sıralamak mümkün „ diyor.

GURBETÇİNİN TÜRKİYE’DEN EMEKLİLİĞİNDE YURTDIŞINDA ÇALIŞMA YASAĞI KALDIRILSIN

Yılmaz‘a göre ilk sorun daha önce kendisine söz verilen Türkiye‘den emekli veya emekli olmak isteyen gurbetçinin yurtdışında çalışma yasağı. „Gurbetçinin bu konudaki isteği sadece bir talep değil Mayıs 2015’de Dortmund’ta, 1 Kasım 2015 seçimi öncesi seçim beyannamesinde ve nihayetinde 64 ve 65. hükümet programlarına alınan emekli gurbetçiye yurtdışında yarı zamanlı çalışma izni verileceğine dair AK Partinin verdiği sözünün yerine getirilmesidir“ hatırlatmasında bulunan uzman avukat,

“Aradan yaklaşık 3 yıl geçmesine rağmen maalesef bu söz yerine getirilmemiştir. Gurbetçi bu verilen söze göre borçlanmasını yapmış borçlanma bedelini yatırmıştır. Buna karşılık yarı zamanlı veya sigortadan muaf çalışma yapamaması büyük mağduriyete, kendilerinin aldatılmış oldukları duygusuna kapılmalarına sebebiyet vermektedir“ uyarısında bulunuyor.

Gurbetçi bir bayanın ifadelerini örnek veren Yılmaz, bayanın şu şekilde feryat ettiğini söylüyor; “Hükümetimiz ve yetkililerin yurtdışında 450 €‘ya kadar çalışma izni ile ilgili verdiği söze güvenerek yurtdışı borçlanma yaptım ve bedelini yatırdım.

Yaşım da doldu, emekli maaşına hak kazandım. Alacağım emekli maaşı Euro bazında 300-350 €. Bununla Almanya’da geçinmem mümkün değil. Ya çalışmam ya da sosyal yardım almam gerekir.

Her iki halde de Türkiye’den emekli maaşımı alamıyorum. En azından verilen bu söz yerine getirilse 450 € daha kazanacağım ve Türkiye emekliliğimle birlikte 750-800 € bir gelirim olacak ki, bu bana yeter. Verilen söz halen yerine getirilmedi. Kendimi aldatılmış hissediyorum, borçlanma yaptığıma pişmanım.“

Yılmaz „Bu konuda gurbetçinin yaşadığı ülkelerle imzalanan sosyal güvenlik sözleşmelerinden kaynaklanan zorlukları anlayışla karşılamakla birlikte ülke bazında bu uygulamaya geçilebilir. Zira 28 Haziran 2012 tarihine kadar Almanya için SGK tarafından çıkartılan bir genelge ile bu uygulanmıştı. Şimdi de uygulanabilir“ önerisinde bulunuyor.

Avukata göre muhalefette olan siyasiler de bu konuya eğilmeli ellerinde yetki olmasa da seçim beyannamelerine bu hususta açık vaatlerini sıralamalı, gurbetçi de seçim sandığında oy verirken hem iktidar hem de muhalefetteki parti/kişileri bu konuda değerlendirmelidir.

DÖVİZLİ ASKERLİK MAĞDURLARININ SORUNU MUTLAKA ÇÖZÜLMELİ

Avukat Şerif Yılmaz’a göre çözümü acil olan ikinci sorun 38 yaşını geçen dövizli askerlik mağduru gurbetçilerin durumu.  Hükümetimiz Ak Partinin gurbetçiye verdiği bir sözünün de dövizli askerlik bedelinin 1000 €‘ya düşürülmesi olduğunu, hükümetin 27 Ocak 2016 tarihinde yürürlüğe koyduğu kanun değişikliği ile 6 bin Euro olan bedeli düşürerek bu sözünü yeri getirdiğini söyleyen Yılmaz „Lâkin bu sözü yerine getirirken maalesef dikkatsizlikten başka bir mağduriyete sebep verildi“ diyor.

Avukat Şerif Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre yeni düzenlemeye göre 1000 € bedelden yararlanma imkânı sadece 38 yaşına kadar mümkün. 38 yaşının dolduğu yılın 31 Aralık gününe kadar dövizli askerlik imkânından faydalanmayanlar Türkiye’de 12 ay askerlik yapmak zorunda.

Ayrıca bu mağdur gurbetçilerimiz yoklama kaçağı durumuna düştüklerinden yakalanıp askere götürülecekleri korkusuyla öz vatanları Türkiye’ye de gidememekte vatan hasreti çekmekteler.

Yurtdışında aile ve iş düzenini kuran bu vatandaşlarımızın bu düzenlerini bozarak Türkiye’de 12 ay askere alınmaları büyük bir haksızlık ve Anayasanın 62.maddesi gereğince devlete verilen görevin ihlali.

Bu durumda olup mağdur olanlar sadece bunlar da değil. Bir şekilde tekrar Türk vatandaşlığına geçmek isteyen ve daha önce askerlik işlemlerini tamamlamayan 38 yaşını geçen gurbetçimiz için de bir düzenleme yapılmadığından onlar da tekrar öz vatandaşlıklarına giremiyorlar.

Burada da mağdur bir gurbetçimizin sesine kulak veriyoruz; „Ben Almanya’da 1979’da doğdum büyüdüm. Ben önceden olduğu gibi her zaman dövizli askerlikten faydalanabileceğimi düşünüyordum.

Bu yıl Konsolosluğa gittiğimde benim 1000 € bedelden faydalanamayacağımı, 100.000 € da versem imkânım olmadığını öğrendim. Konsolosluk bana yeni bir kanunun çıkmasını beklememi söyledi. Ben bunu anlayamıyorum. Ceza ise ceza.

Ödeyeyim. Ama 12 ay askerlik mümkün değil. Elin Almanı bile elini kolunu sallayarak Türkiye’ye benim vatanıma rahatlıkla giderken ben asker kaçağı olduğumdan gidemiyorum.“

Bu konuda Türk hukuku avukatı Yılmaz hükümetimize ve diğer siyasiyelere hemen seçimler öncesi yeni bir yasal düzenleme ile 38 yaşına kadar 1000 € imkanı bâki kalmak kaydıyla, 38 yaşını geçenlerle, 38 yaşını geçmiş ve tekrar Türk vatandaşlığına girmek için başvurup kabul edilenler için ceza nitelikli 5000, 6000 veya 7000 € bedel belirlenmesiyle sorunun çözülmesini öneriyor.

YABANCI BOŞANMA KARARLARININ TANINMASI HERKESİ KAPSAMALI 

Çözümü gereken diğer bir gurbetçi sorunu da yabancı ülkelerde boşananların bu boşanma kararlarının Türkiye’de tüm gurbetçiyi kapsayacak şekilde yasal güvenceye kavuşturulması.

Avukat Şerif Yılmaz’ın bu konuda verdiği bilgiye göre yabancı ülkelerden alınan boşanma kararlarının tanınmasının kolaylaştırılması da AK Parti hükümetinin 2015 seçimleri öncesi verdiği sözlerden biri. Hükümetimiz bu sözünü de 2017 yılında OHAL KHK’sı ile düzenleme yaparak ve Şubat 2018’de uygulama yönetmeliğini çıkartarak yerine getirmiş.

Ancak bu düzenlemede yabancı idari makamlarından verilen kararların da dava açılmadan idari yönden tanınabilmesinin önü açılmasına rağmen sadece anlaşarak birlikte başvuran gurbetçimizi kapsama aldığından yeterli değil. Çünkü Yılmaz’ın tecrübelerine göre bu düzenleme sadece gurbetçinin yüzde 20’lik bir kısmının işini görmekte. Geri kalan kısım ise halen tanıma için dava açmak zorunda.

Yılmaz „Alman yabancı boşanma kararlarının tanınmasında uygulanan usul gibi tek taraflı başvuru yapanların da boşanma kararlarının tanınması konusunda yapılacak bir düzenleme seçimlerde hükümete büyük avantajlar sağlayacaktır“ ifadeleri ile uyarılarına devam ediyor.

OTOMATİK BİLGİ PAYLAŞIMI KONUSUNA AÇIKLIK GETİRİLMELİDİR

Şerif Yılmaz’a göre 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe giren asıl ismi „Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi“ kapsamında Avrupalı Türk’ün Türkiye’deki malvarlığının sözleşmeye taraf Avrupalı ülkelerle paylaşılacağı konusu büyük bir korku ve panik yaratmış.

Bu konuda yetkilendirilen Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) sözleşmenin kapsamı, hangi ülkelerle hangi bilgilerin paylaşılacağı konusunda net ve şüpheye yer yermeyecek şekilde bir açıklama yapmadığından medyada olumlu olumsuz fikir yürütmeleri yapılmakta ve panik havası devam ettirilmekte.

Bazı isim vermeyen fakat yetkili olduğu söylenenlerin ise „Avrupalı Türk’ün hassasiyetleri nazara alınacak“ sözleri gurbetçinin içindeki yangını söndürmeye yetmemiş.

Bu konuda da bir gurbetçimizin „Yıllarca Avrupa’da çalıştım. Etimden dişimden arttırdığımı ülkem kalkınsın diye Türkiye’ye yatırım olarak yaptım. Sosyal yardım almıyorum ama bu ülkeme kazandırdığım yatırımlarım dolayısıyla şimdi vergilendirilme durumum olacak.

Böyle bir şey yapılacağını bilseydim bulunduğum ülkede yatırımı yapar vergimi öderdim. İnşaallah söylendiği gibi değildir. Hükümetimiz bizi koruyacaktır“ sözlerini aktaran Yılmaz „Bu konuda da başta hükümetimiz olmak üzere en yetkili kişilerin gurbetçiye bir açıklama ve teminat verme görevi var. Aksi halde devletimiz gurbetçinin gözünde kendi vatandaşını ispiyonlayan bir devlet olarak görülecektir“ öneri ve uyarısında bulunuyor.

Son olarak Avukat Şerif Yılmaz, kendisinin tespit ettiği bu gurbetçi sorunlarının seçimler fırsat bilinerek gurbetçilerimizle birlikte Avrupa’daki sivil toplum örgütlerinin, Avrupa’da Türkçe yayın yapan görsel ve yazılı medya kuruluşlarının yüksek sesle dile getirmesinin, kendilerinin tespit ettiği çözüm gerektiren diğer sorunları hükümet ve diğer siyasilerin dikkatini çekecek şekilde gündemde tutmasının sorunların çözümünün de etkili olacağının altını çizdi.