Fransa’da 4 polisi öldüren ‘Selefi’ çıktı

HABER MERKEZİ – Geçtiğimiz günlerde Castaner, saldırgan Mickael Harpon ile ilgili uyarılar olduğunu ve bunların ele alınışı konusunda “bazı aksaklıklar” yaşandığını kabul etmişti. Harpon ile ilgili ilk alarmın 2015’e kadar gittiğini belirten Castaner, Harpon’un o yıl yaşanan Charlie Hebdo saldırısını savunduğunu hatırlattı. Ancak o dönemde bakan olmadığını vurgulayan Castaner, olayın bir “devlet skandalı” olmadığını ve saldırı

PANORAMA - NEWS 09 Ekim 2019 GÜNDEM

HABER MERKEZİ – Geçtiğimiz günlerde Castaner, saldırgan Mickael Harpon ile ilgili uyarılar olduğunu ve bunların ele alınışı konusunda “bazı aksaklıklar” yaşandığını kabul etmişti.

Harpon ile ilgili ilk alarmın 2015’e kadar gittiğini belirten Castaner, Harpon’un o yıl yaşanan Charlie Hebdo saldırısını savunduğunu hatırlattı. Ancak o dönemde bakan olmadığını vurgulayan Castaner, olayın bir “devlet skandalı” olmadığını ve saldırı nedeniyle istifa etmeyeceğini söyledi.

45 yaşındaki Mickael Harpon, 2003 yılından beri Paris Emniyet Müdürlüğü’ndeki istihbarat birimindeki teknik serviste çalışıyordu.

3 Ekim’de Harpon, anlaşılmayan bir şekilde çalıştığı binada bıçaklı saldırıda bulundu. Olayda 3’ü polis toplam 4 kişi hayatını kaybetti. Daha sonra emniyet binasının avlusuna çıkan saldırgan silahla vurularak öldürüldü.

Paris Savcılığı önce “kişisel cinayet” teşhisini koymuş ancak Harpon’un radikalleştiği yönünde ihbarların yapıldığı ve şüpheli telefon görüşmeleri olduğu tespit edilince saldırıyla ilgili terör soruşturması açılmasına karar vermişti.

Harpon olaydan 18 ay önce Müslüman oldu ve radikal fikirleriyle bilinen Selefiler yakın temas haline geçti.

Harpon’un evinde yapılan aramalarda saldırgana ait olduğu düşünülen bir flaş belek bulundu. Polis içerisinde IŞİD’in propagandasını yapan videoların olduğunu tespit etti. Ayrıca başka bir dosyada da Harpon’un onlarca meslektaşını fişlediği ortaya çıktı. Yetkililer bu bilgilerin henüz başkalarıyla paylaşılıp paylaşılmadığını bilmiyor.

Dosyaya yakın bir isim, Harpon’un radikal kişilerle iletişimde olduğunu belirlense de terör örgütleriyle bağının olduğu kesinleşmediğini belirtti.

Aşırı sağcı lider Marine Le Pen, “Eğer terör boyutu onaylanırsa bu, Fransız istihbaratının en yüksek ve hassas makamlarından birinde İslamcı birisi barınıyordu demek. Bu büyük bir skandal” yorumunu yapmıştı.