Devletler arasındaki menfaat ilişkileri iki ülke arasındaki dostluğu yıpratmamalı

Türk Alman Dostluk Federasyonu Genel Başkanı Cihan Sendan (Deutsch Türkische Freundschaftsföderation), son günlerde sıkıntılı günler geçiren Türk-Alman ilişkilerini Panorama-news’e değerlendirdi Türk-Alman ilişkilerini değerlen dirimisiniz?  Türk-Alman ilişkilerinin 250 yıllık ciddi bir geçmişi var. Bu süreç içerisinde ilişkiler bazen yoğunlaşmış bazen de azalmıştır. 1900’lü yılların başı 1800’lü yılların sonunda, Alman ordusunun Osmanlı ordusuna verdiği desteklerle hızlanan, daha

PANORAMA - NEWS 08 Ağustos 2017 GÜNDEM

Türk Alman Dostluk Federasyonu Genel Başkanı Cihan Sendan (Deutsch Türkische Freundschaftsföderation), son günlerde sıkıntılı günler geçiren Türk-Alman ilişkilerini Panorama-news’e değerlendirdi

Türk-Alman ilişkilerini değerlen dirimisiniz? 

Türk-Alman ilişkilerinin 250 yıllık ciddi bir geçmişi var. Bu süreç içerisinde ilişkiler bazen yoğunlaşmış bazen de azalmıştır. 1900’lü yılların başı 1800’lü yılların sonunda, Alman ordusunun Osmanlı ordusuna verdiği desteklerle hızlanan, daha sonra 1963 yılındaki Ankara Anlaşmasıyla sonuçlanan ve 60 yılda gelişen ciddi bir ilişkiden ve beraberlikten bahsediyoruz.

Bu ilişkiler iki devlet ilişkilerinin de ötesine geçmiş, misafir işçi ifadesini geride bırakarak akrabalık seviyesine taşınmıştır. Yüz binlerce melez evliliğin olduğu ve 6 bin 500 Alman şirketinin Türkiye’de yatırım yaptığı bir ilişkiden bahsediyoruz.

Almanya’nın beşinci büyük iş ortağı olan Türkiye ile, Türkiye’nin birinci iş ortağı olan Almanya’yı daha detaylı anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum.

Sizce bu İlişkilerin kırılma noktası nerede başladı?

Bence krizin başlaması, Federal Alman Parlamentonun çatısı altında, Türk asıllı bir parti başkanının da işgüzarlığıyla başladı.

Hiç gündem de yokken Ermeni soykırımının kabul edilip gündeme getirilmesi, Türkiye-Almanya ilişkilerinde kırılma noktası oldu. Yani bu krizin başlangıcı maalesef Federal Almanya parlamentosunun almış olduğu karar, Türk vatandaşlarını hayal kırıklığına uğrattı. Ermeni Soykırımı ifadesi tartışılmaya açıldı. Tarihçilerin araştırması ve mahkemelerin karar vermesi gereken meseleyi, siyasetçiler karar verince iki ülke arasında sıkıntı oluştu.

Türkiye hükümetinin tutumunu nasıl buluyorsunuz

Türkiye’nin buraya göndermiş olduğu ailelerinden birisinin oğlunun başkanlığını yaptığı partisi yüzünden Türk ve Alman ilişkileri maalesef kırılma noktasına gelmiştir. Türk devletini yönetenlerin tüm dünya da yaşadıkları sorun gibi Alman devleti ile de sorun yaşadılar.

Devlet yönetmek hukuk ve tolerans, aynı zamanda terbiye ve sabır isteyen bir iştir. Kavgayla, dövüşle, ithamlarla ve hakaretlerle devlet yönetilmez.

Türk dışişleri geleneği olan önemli bakanlıklardan birisiyken, maalesef şu anda hiçbir şekilde kendisine yakışmayacak siyaset izliyor.

Daha doğrusu sergilediği dış politikadan Almanya’da nasibini aldı. Almanya’nın almış olduğu Ermeni meselesinde, TC. Hükümetinin vermiş olduğu tepki haklıdır. Ama bu tepki devletler arası hukuka uygun olmalıdır.

Türk medyasının Başbakan Angele Merkel’i Hitler’e benzetmesi olayı ciddi boyutlara taşımıştır. Aynı zamanda Merkel’in bu durumda yapabileceği pek bir şey yoktu. Aslında gücünü kullanıp bu ilişkileri farklı yerlere götürebilirdi.

Aslında Türk-Alman ilişkilerinde iki hükümetin arasındaki anlaşmazlık ciddi yaralar açmıştır.

Gazeteci Deniz Yücel’in tutuklanması Alman Konsolosluğunun Ankara’da hükümet tarafından dışlanması, burada Türkiye hükümetine ait bakanların veya Cumhurbaşkanının konuşmalarının engellenmesi olayım sadece görünen kısmıdır. Almanya, dünya da ekonomisi ve konumuyla olan çok önemli bir ülkedir. Bunun yanında Türkiye’de stratejik olarak çok önemli bir ülkedir.

Devletler arasında duygusallık olur mu?

Devletler arasındaki menfaat ilişkileri Türk-Alman dostluğunu yıpratmamalıdır. Çünkü devletler arasında dostluk olmaz, menfaat ilişkileri olur.

Bunu biz federasyon olarak her defasında ifade ediyoruz, dostluk insanlar arasında olur. Bu da Türk-Alman dostluğu diye ifade edilir.

Aslında Türk, Alman olduğu için değil, birbirini seven ve hayatı paylaşan insanlar, birbiriyle samimiyet kurdukları için dostluk vardır. Bu anlamda biz hükümetlerin ya da devletlerin arasındaki çatışmaların menfaatleri istikametinde olabileceğini, bu ilişkilerin bazen zayıflayabileceğini hep ifade ettik.