Bilim insanları açıkladı: Neden 100 yaşına kadar yaşayamayız?

Bilim insanları açıkladı: Neden 100 yaşına kadar yaşayamayız?

Son yıllarda longevity üzerine çalışmalar giderek artıyor. İnsanlar uzun ve sağlıklı yaşam için bilime yatırım yapıyor. Uzmanlar ise 100 yıl yaşayabileceğimizi düşünmenin yanlış olduğunu söylüyor. WSJ'ye konuşan bilim insanlarına göre insan ömrünün bir sınırı var ve biz ona ulaşmış olabiliriz

PANORAMA-NEWS 15 Temmuz 2024 GÜNDEM

Illinois Üniversitesi’nde insan ömrünün üst sınırlarını araştıran Jay Olshansky, insanların 100 yaşına kadar yaşamayı beklememesi gerektiğine inanıyor. Ona göre insanların çoğu 65-90 yıl arasında yaşayacak. Olshansky, biyolojinin bizi geride tuttuğunu söyledi. İnsan evrimi büyümeyi ve üremeyi destekliyor ancak uzun yaşamı desteklemiyor. İnsanlar yaşlandıkça, hücreleri ve dokuları hasar biriktirir. Rahatsızlıklar daha sık meydana gelir ve onarılması giderek zorlaşır. Bilim insanları yaşam süresini etkileyen çok sayıda gen olduğuna inanıyor.

Longevity (uzun ve sağlıklı yaşam) hareketinde ise patlama yaşanıyor. İnsanlar longevity gruplarına katılıyor ve ömürlerini uzatmasını umdukları takviyelere para harcıyorlar. Yatırımcılar, yaşla birlikte azalan işlevleri geri kazandırmak amacıyla hücreleri gençleştirmeyi hedefleyen araştırmaları destekliyor. Longevity savunucuları, bilimsel çabaların onları sonsuza dek yaşatacağını savunuyor. 63 yaşındaki girişimci Dr. Peter H. Diamandis yatırımcıların bu alandaki bilim insanlarıyla tanışmaları için geziler düzenliyor. Diamandis “Kendimizi nasıl gençleştireceğimizi ve canlandıracağımızı anlamaya başlayacağız. Bilimin yaptığı budur” dedi.

30 yıllık araştırma
Yine de 70 yaşındaki Olshansky tahmininden her zamankinden daha emin. O ve meslektaşları, 1990-2019 yılları arasında ABD ve en uzun yaşayan nüfusa sahip gelişmiş ülkelerdeki demografik ve ölüm verilerini inceliyor. Bu 30 yıl boyunca ortalama yaşam süresinin yavaşladığını tespit ettiler. Covid-19 pandemisi ortalama yaşam süresini düşürmeden önce bile ilerleme durmuştu. Olshansky “Ne olacağını görmek için otuz yıl bekledik. O zamanlar çok daha fazla saçım vardı” dedi.

Kuşak değişimi
Kuşkusuz, 100 yaş ve üzeri insanların sayısı arttı. Olshansky, İkinci Dünya Savaşı’nı takip eden bebek patlamasının 100. yıldönümü olan 2046’dan itibaren bu kişilerin sayısının en dramatik şekilde artacağını söyledi. Ancak bu demografik artış ortalama yaşam süresini değiştirmeyecek. Olshansky, en iyi koşullarda yeni doğanların %10’undan azının 100. doğum gününe kadar yaşayacağını tahmin ediyor.

Yaşam sınırı engeli
Albert Einstein Tıp Fakültesi’nde Genetik Bilimler Başkanı Jan Vijg, farklı bir açıdan benzer bir sonuca ulaştı. Farklı ülkelerde ölen en yaşlı insanların doğrulanan maksimum yaşlarını inceledi. Maksimum ölüm yaşı, en azından 1950’lerden 1990’lara kadar kademeli olarak artmış ve 1990’larda bir plato çizmişti. 1997’de 122 yaşında ölen Fransız Jeanne Calment’in hala doğrulanmış en yaşlı ölüm yaşı dünya rekorunu elinde tutmasına şaşırmıyor. Şu anda temiz su, antibiyotik, kalp hastalığı ve kanser gibi en önemli katillere yönelik iyileştirilmiş tedaviler ve daha sağlıklı yaşam tarzlarından yararlanarak en uygun koşullar altında yaşlılığa ulaşan yüz milyonlarca insan var. Eğer yaşam süresinin bir sınırı olmasaydı, bu asırlık insanlardan bazıları şimdiye kadar Calment’in rekorunu kırmış olurdu. Vijg, “Görünüşe göre bu son” dedi.

‘İnsanların düşündüğünden daha karmaşık’
Nobel ödüllü Venki Ramakrishnan, mayıs ayında Harvard Üniversitesi’nde kalabalık bir dinleyici kitlesine neden öldüğümüzü açıkladı. Ramakrishnan mevcut müdahalelerin yaşam süresini önemli ölçüde uzatacağına inanmıyor. Yaşlanmayı tersine çevirecek tekniklerin uzun bir süre boyunca beyin de dahil olmak üzere vücuttaki her sisteme yardımcı olması gerekecektir. Ramakrishnan “Yaşlanmanın nedenlerini ortadan kaldırmak için mühendislik yapmak insanların düşündüğünden daha karmaşık” dedi. Tıbbi ilerlemenin devam etmesi halinde 2000’li yıllarda doğan yenidoğanların çoğunun 100 yaşına kadar yaşayacağını öngören bir makalenin ortak yazarı olan Kaare Christensen, kimin haklı olduğunu bilmek için henüz çok erken olduğunu söyledi. Gelecekteki ilerlemeler, duraklayan yaşam beklentisi kazanımlarını telafi edebilir. Christensen “Bu gerileme geçici olabilir” dedi.

ÖNE ÇIKANLAR