Berlin’de yaşayan Can Dündar, Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde yaşadıklarını anlattı

Berlin’de yaşayan Can Dündar, Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde yaşadıklarını anlattı

Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle sürgünde yaşayan 6 gazeteci Guardian'a konuştu. Gazetecilerin ortak noktası ülkelerindeki baskıcı rejimden kaçarak ve mesleklerine bulundukları ülkede devam etmeleri

PANORAMA - NEWS 03 Mayıs 2024 GÜNDEM

Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle sürgünde yaşayan 6 gazeteci Guardian’a konuştu. Gazetecilerin ortak noktası ülkelerindeki baskıcı rejimden kaçarak ve mesleklerine bulundukları ülkede devam etmeleri.

İngiliz Guardian gazetesi, Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle sürgünde yaşayan 6 gazetecinin hayat hikâyelerine yer verdi. Aralarında Can Dündar’ın da olduğu İran’dan Fardad Farahzad, Haiti’den Roberson Alphonse, Hong Kong’dan M.Y., Venezuela’dan Roberto Deniz ve Belarus’tan Aliaksandra Pushkina’nın hayat hikayelerindeki ortak nokta, bu gazetecilerin ülkelerindeki baskıcı rejimden kaçarak, mesleklerine devam etmeleri.

“Hapiste değiliz ama burada da zorluklar var”

Yaşadıklarını Kate Connolly ile paylaşan Can Dündar, planının bir gün ülkesine dönüp “Türkiye’yi özgürleştirmek, ama şu anda bu imkansız” diyor.

Hayatını 2016’da kaçtığı Berlin’de sürdüren Dündar buradaki hayatı için, “Türkiye’de hapiste olmaktan elbette daha iyi … ama aynı zamanda bir cennet değil, pek çok zorluk var” diye tanımlıyor.

MİT tırları haberi hayatını değiştirdi

Türkiye’nin en eski gazetelerinden Cumhuriyet’in genel yayın yönetmenliğini yapan Dündar, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Suriye’deki cihadçılara silah taşıdığını gösteren haberler yayınlamasından sonra 2015’te tutuklandı.

Haber üzerine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, o tırların Suriye’ye insani yardım taşıdığını savunmuştu. Dündar’ın böyle bir haber yayınladığı için “bunun bedelini ağır ödeyeceği” sözünü vermişti.

Dündar daha sonra adliye önünde bir suikast girişiminden kurtulduktan sonra, aynı gün beş yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı. Kararı temyiz eden Dündar, sonucu beklerken 2016’da Berlin‘e kaçtı. Daha sonra gıyabında casusluk ve terör örgütüne yardım suçlarından 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

“Berlin’deki Türkler beni sevmiyor“

Dündar için, Berlin‘deki yaşamının zorlukları arasında, şehirdeki Türk diasporasının çoğunun onun varlığına karşı olması ve bu nedenle tehditlerle karşılaşması olduğunu söylüyor. O nedenle kişisel koruması var.

Dündar, “İçtiğim kahveye, yaşadığım yere dikkat etmek zorundayım. Propaganda nedeniyle pek çok insanın beni devlet düşmanı olarak gördüğü bir ülkede yaşıyorum, bu yüzden dikkatli olmak ve kendimi korumak zorundayım“ diyor.

“Türkiye‘deki sevdiklerimiz için korkuyoruz”

Dündar, şu anda kar amacı gütmeyen haber kuruluşu Correctiv tarafından yönetilen “Özgürüz“ adlı bir çevrimiçi radyo istasyonu ve YouTube kanalı üzerinden yayın yapıyor.

Dündar yaptıkları yayınlar için “Her şeyi söylemekte özgür olsak da, söylediğimiz her şey Türkiye‘deki sevdiklerimizi, muhabirleri veya programcıları gerçekten tehlikeye atabilir. Bu nedenle ülkeniz özgür olmadığı sürece demokratik bir ülkede bile buradaki özgürlüğün tadını çıkaramazsınız ve bu bir tür otosansüre neden olabilir“ diyor.

“Haber merkezinin uğultusunu özledim“

Dündar, onun eskiden bildiği Cumhuriyet gazetesinin de fiilen ortadan kalktığının altını çizerek, eski meslektaşları bazılarının hapiste ya da sürgünde olduğunu belirtiyor. Dündar’ın en çok özlediği ise, eskiden birlikte çalıştığı meslekdaşları ve Ankara‘daki haber merkezinin uğultusu:

“Birlikte savaşan meslektaşlardık. Otokratik rejime meydan okurken kendimizi asker gibi hissediyorduk. Ama ordularımızı kaybettik ve şimdi daha çok bir tür gerilla savaşının içindeyiz. Bir YouTube kanalında ya da Twitter‘da tek başımızayız. Eskiden yaptığımız aynı şeyi yapıyoruz ama şimdi tabii ki zorluklar daha büyük. Yine de bağımsız olduğumuz ve bir güç oyununa bağımlı kalmadığımız için şanslıyız. Kolay olduğunu söyleyemem.“

Berlin muhaliflerin merkezi oldu

Dündar, 2024’te, ülkeye dönebileceğini düşündüğünden uzun yıllar sonra, kendisinin de bulunduğu Berlin’in, “muhalif gazeteciler için bir tür merkez haline geldiğini“ söylüyor:

“Şu anda Rus meslektaşlarımla çalışıyorum. Aynı ofiste Afgan ve İranlı meslektaşlarımız da var. Gelecek yıl Gazzeli meslektaşlarım da gelecek. Deyim yerindeyse aynı takımdayız ve birbirimizden bir şeyler öğrenebiliyoruz. Aynı şey için, demokratik bir dünya için mücadele ediyoruz.”

60 Yaşında yeniden hayata başlamak

Dündar, sürgünde gazeteci olmanın tüm belirgin dezavantajlarına ve zorluklarına karşın, bu deneyimin aynı zamanda kendisi için yeniden canlandırıcı bir deneyim olduğunu da itiraf ediyor:

“Çünkü o kadar kötümser olmak istemiyorum, bu yüzden avantajı görmek zorundayım. Evet, sürgünde olmak kesinlikle bir zorluk ama aynı zamanda bir şans. Bu benim hayatımı dramatik bir şekilde değiştirdi. Ülkemde sahip olduğum her şeyi kaybettim. Farklı bir kültürde, farklı bir dilde, 60 yaşında yeniden en baştan başlamak zorunda kaldım ama bu sizi sıcak kalpli ve genç tutuyor. Bu yeni bir dünya, bu yüzden yeni dünyaya hoş geldiniz.”