Türkiye'de kendisini Müslüman olarak görenlerin oranı yüzde 92,3, deist olanların oranı yüzde 3,2 ve ateist oların oranı yüzde 2,7 olarak tespit edildi. Diyanet İşleri Başkanlığı'na güven yüzde 35, dini liderlere güven yüzde 20'de kaldı.
Ankara Enstitüsü’nden Hatem Ete ve Abdullan Yargı tarafından hazırlanan ‘Türkiye’de Dindarlık Algısı’ araştırmasında ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Araştırmada Türkiye’de kendisini ateist ve deist olarak tanımlayanların oranın toplam yüzde 6 civarında olduğu belirlendi.
Katılımcıların yüzde 92,3’ü Müslüman olduğunu ifade etti. Deist olduğunu belirtenler yüzde 3,2; ateist olduğunu ifade edenler yüzde 2,7’dir.
ATEİSTLER VE DEİSTLER CHP VE HDP’Yİ SEÇMENİ
Parti tercihlerine bakıldığında AK Partili ve MHP’li katılımcıların tamamı, İYİ Partililerin yüzde 96’sı Müslüman olduğunu belirtti. CHP’li ve HDP’li katılımcıların ise yüzde 78’i Müslüman olduğunu ifade etti.
CHP’li katılımcıların yüzde 10’u deist, yüzde 7’si ateist olduğunu belirtirken, HDP’li katılım- cıların yüzde 9’u deist, yüzde 8’i ateist olduğunu dile getirdi.
HDP ile CHP arasındaki örtüşme dikkat çekicidir. Yüzde 78’lik oranla güçlü bir Müslüman temsiline karşın, dini tercihlerini felsefi bir temel üzerinden inşa edenlerin (deist, ateist, agnostik) yoğun bir şekilde CHP’de (%18,6) ve HDP’de (%10) kümelendiği anlaşılmaktadır.
ALLAH’IN VARLIĞINA İNANLARIN ORANI YÜZDE 86
Toplumun yüzde 93’ü bir sıkıntısı olduğunda dua ederek Allah’tan yardım istediğini ifade etti. Katılımcıların yüzde 86’sı Allah’ın var olduğuna inandığını ve bundan hiçbir şüphe duyma-dığını belirtti. “Bazı şüphelerim olsa da Allah’ın varlığına inanıyorum” diyenler yüzde 7, “Allah’ın var olup olmadığından emin olamıyorum” diyenler yüzde 2,5, “Allah’ın var- lığına inanmıyorum” diyenler yüzde 3 olarak belirlendi.
Katılımcıların yüzde 46’sı “ahlaklı olduğum sürece neye nasıl inandığım o kadar önemli değil- dir” kanaatine katılmadıklarını ifade ederken, yüzde 37’si bu kanaate katıldıklarını belirtti.
DİNDARLIĞIN EN ÖNEMLİ KRİTERİ NE?
Toplumun yarısı, dindarlığın en önemli kriterinin Allah’a inanmak olduğu kanaatindedir. Kalbi temiz tutmak ve ahlaklı olmanın en önemli kriter olduğunu düşünenler yüzde 29, ibadetleri eksiksiz yerine getirmenin en önemli kriter olduğunu düşünenler yüzde 10’dur.
Katılımcılara “dindarlık açısından kendinizi nasıl tarif edersiniz” sorusu sorulduğunda katılımcıların yüzde 62’si kendisini “dinin gereklerini yerine getirmeye çalışan biri” olarak tarif etmektedir.
ÜLKENİN YARISI KENDİNİ DİNDAR GÖRÜYOR
Katılımcıların yarıya yakını kendisini dindar bulmaktadır. “Oldukça dindarım” diyenler yüzde 22, “hiç dindar değilim” diyenler ise yüzde 6’dır. Katılımcılardan kişisel olarak kendilerini ol-dukça dindar olarak görenlerin oranı yüzde 21,9, dindar olarak gören bireylerin oranı yüzde 48,2’dir. Katılımcılar arasında kendisini dindar olarak tanımlayanlar toplamda yüzde 70’tir.
Katılımcılara içinde yetiştikleri aileyi dindarlık açısından değerlendirmeleri istendiğinde, çoğunluğu (%53) ailesinin dindar olduğunu söylerken, yüzde 28,3’ü çok dindar olduğunu söylemektedir. Sadece yüzde 3,6’sı ailesinin dindar olmadığını ve yüzde 1’i ailesinin hiç din- dar olmadığını belirtmektedir.
ÇOCUKLARININ DİNDAR OLMASINI İSTİYOR
Katılımcıların yüzde 76’sı çocuklarının dindar olmasını istemektedir. Çocuklarının dindar olup olmamasını önemsemeyenler yüzde 12, çocuklarının dindar olmasını istemeyenler yüzde 9’dur.
DİNİ BİLGİLERİ AİLEDEN ÖĞRENİYORLAR
Katılımcıların yarısı dinle ilgili temel bilgileri ailesinden öğrendiğini ifade etmiştir. Dini bil- gileri kendisi araştırarak öğrenenler yüzde 20, camiden öğrenenler yüzde 15’tir.
HALKIN YÜZDE 40’I NAMAZINI KILIYOR
Katılımcıların yüzde 40’ı vakit namazlarını düzenli olarak kıldığını, yüzde 25’i ise ara sıra kıldığını ifade etmiştir. Namaz kılmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 18’dir.
HALKIN YÜZDE 80’İ CUMAYA GİDİYOR
Katılımcıların yaklaşık yarısı Cuma namazına düzenli olarak gittiklerini ifade etmiştir. Ara sıra gidenler yüzde 20, Cuma namazına gitmem diyenler ise yüzde 17’dir. Bu cevaplar, Cuma namazına düzenli olarak gidenlerin oranının, ara sıra gidenlere veya hiç gitmeyen- lere göre daha yüksek olduğunu göstermektedir.
YÜZDE 67’Sİ RAMAZANDA ORUÇ TUTUYOR
Katılımcıların yüzde 67’si Ramazan’da düzenli olarak oruç tuttuğunu ifade etmiştir. “Eski- den tutardım ama şimdi tutamıyorum” diyenler yüzde 12, oruç tutmayanlar yüzde 11, ara sıra tutanlar ise yüzde 9’dur.
Katılımcıların yarıya yakını (%47,6) İslam’daki helal ve haramların yeniden değerlendiril-mesi fikrine katılmadıklarını belirtmişlerdir. Bu, bu kişilerin İslam’da helal ve yasak olan ilkelerin sabit olduğuna ve değiştirilemeyeceğine inandıklarını göstermektedir.
İÇKİYE BAKIŞ
Katılımcıların önemli bir çoğunluğu (%74,7) “Sarhoş olmayacak kadar içki içmek günah değildir.” ifadesine katılmamaktadır. Daha küçük bir yüzdeye (%14,6) sahip katılımcı bu ifadeye katıldığını, yüzde 6,6’lık bir kesim ise kısmen katıldığını belirtmiştir.
LGBT’YE HUKUKİ STATÜ İSTEMEYENLERİN ORANI YÜZDE 62
Katılımcıların yüzde 62’si farklı cinsel yönelimlere hukuki statü tanınmasını doğru bulmazken, yüzde 19,3’ü doğru bulmakta, yüzde 9,5’i de kısmen doğru bulmaktadır.
EVLİLİK ÖNCESİ CİNSEL İLİŞKİYE KARŞI OLANLARIN ORANI YÜZDE 72
Tabloya göre “evlilik öncesi cinsel ilişkiye karşı” olanlar ezici bir çoğunluğa (%72) sahiptir. Bu oran Türkiye sosyolojisinde beklenen bir sonuç olarak kabul edilebilir.
MÜSLAMAN KADIN BAŞINI ÖRTMELİ DİYENLERİN ORANI AZINLIKTA
Katılımcıların yüzde 43’ü “her Müslüman kadının başını örtmesi gerekir” kanaatine katıl- madığını belirtirken, yüzde 42’si katıldığını ifade etmektedir. Kısmen katılıyorum diyenler yüzde 11’dir.
DİNDAR OLMAK AHLAKLI DAVRANMAK İÇİN YETERLİ DEĞİL
Katılımcıların yüzde 64’ü dindar olmanın ahlaklı davranmak için yeterli olmadığı görü- şündedir.
İSLAMİ BANKAYA İLGİ AZ
“Banka seçerken, İslami banka olmasına önem veririm.” ifadesi, İslami ilke ve değerlere uygun ve ‘Katılım Bankaları’ olarak bilinen bankacılık kurumlarının tercih edilmesini ifade etmektedir. Araştırma sonuçları, yanıt verenlerin yüzde 20,3’ünün bu ifadeye katıldığını ve bu da dini inançlarıyla uyumlu bir bankaya sahip olmaya değer verdiklerini kaydetti.
DİN-SİYASET İLİŞKİSİ
Katılımcıların yüzde 41’i dindar insanların devlet yönetiminde yer almasını memnuniyet verici bulurken, yüzde 37’si buna katılmamaktadır. Yüzde 15’i de arada durmaktadır. Bu, toplumda dindar kişilerin hükümet görevlerinde bulunmasının olumlu ve arzu edilen bir şey olduğu konusunda görüş ayrılığının varlığını göstermektedir. Katılıyorum cevabı daha yüksek olsa da katılmama oranı da oldukça yüksektir. Bu ifadeye kısmen katılan önemli bir kesim (%14,8) de bulunmaktadır.
SİYASİ PARTİLERİN DİNİ SÖYLEM KULLANMASINDAN RAHATSIZLAR
Katılımcıların yarıdan fazlası “siyasi partilerin dini söylemler kullanmasından rahatsızlık duymuyorum” kanaatine katılmadıklarını ifade etmiştir. Başka bir deyişle, toplumun yarı-dan fazlası, siyasi partilerin dini söylem kullanmasından rahatsızlık duymaktadır. Spesifik olarak, yanıt verenlerin yüzde 32,7’si ifadeye katılmakta, yüzde 53’ü katılmamakta, yüzde 9,2’si kısmen katılmakta ve yüzde 5,1’i yanıt vermek istememektedir.
Size göre laiklik nedir?” sorusuna verilen yanıtlarda ankete katılanların ezici çoğunluğu (%61,7) laikliği din ve vicdan özgürlüğü olarak görmektedir.
DİYANETE GÜVENLERİN ORANI YÜZDE 35
Sonuçlar, Diyanet İşleri Başkanlığı’na karşı yüksek bir güvensizlik olduğunu göstermek-tedir. Buna göre ankete katılanların yüzde 41’i kuruma güvenmediğini belirtirken, yüzde 35,4’ü güvendiğini belirtmiştir. Ankete katılanların yüzde 18,7’si kuruma ne güvendiğini ne de güvensizlik duyduğunu, yüzde 4,9’u ise soruyu cevaplamak istemediğini ifade etmiştir.
Araştırma sonuçları, katılımcıların önemli bir çoğunluğunun dini tarikat ve cemaatlere karşı olumsuz bir görüşe sahip olduğunu, yüzde 59,5’lik bir kesimin güvenmediğini göster- mektedir. Katılımcıların sadece yüzde 13,9’u dini kurum ve cemaatlere güvendiğini söyler- ken, yüzde 21,3’ü ne güvendiğini ne de güvensizlik duyduğunu belirtmiştir.
DİNİ KANAAT ÖNDERLERİNE GÜVEN YÜZDE 23
Rakamlara göre, katılımcıların önemli bir bölümünün (%44,5) dini kanaat önderlerine gü- venmediğini, yüzde 23,1’nin ise güvendiğini göstermektedir. Katılımcıların önemli bir kısmı (%23,7) dini liderler hakkındaki görüşlerinde tarafsız kalırken küçük bir yüzdesi (%8,7) ise yanıt vermemeyi tercih etmektedir.
MÜSLÜMAN DIŞINDA BİRİSİYLE EVLİLİĞE KARŞI
Katılımcıların yüzde 34,4’ü çocuğunun Müslüman olmayan biriyle evlenmesine olumlu, yüzde 52,2’sinin ise olumsuz bakmaktadır. Yüzde 13,4’ü ise soruyu fikrim yok şeklinde cevaplamıştır.
Katılımcıların yarıdan fazlası (%51) çocuklarının kendi mezheplerinden olmayan biriyle ev- lenmesine olumlu bakmaktadır. Bu durumu olumsuz bulanlar yüzde 34’tür.