Almanya'da, Suriyelilerin ülkelerine dönerek yeniden inşaya katkı verip vermemesi gerektiği tartışılıyor. Bu durum, ülkedeki Suriyelilerde büyük bir belirsizliğe neden oluyor.
“Anne, tekrar Suriye’ye mi dönüyoruz?” Nahla Osman, Almanya’daki Suriyeli çocukların annelerine bu soruyu sorduğunu anlatıyor. Osman, “Suriye’ye geri dönüş tartışması artık küçük çocuklara bile ulaşmış durumda” diyor.
Almanya’da yaşayan Suriye kökenli avukat, Almanya’daki Suriye Yardım Dernekleri Birliği’nin Başkan Yardımcısı ve buradaki Suriyeli toplulukların endişelerini yakından takip ediyor. Son dönemde birçok Suriyeli ebeveyn, Osman’a siyasetteki tartışmanın çoktan Almanya’daki okul bahçelerine sıçradığını aktarıyor:
“Ne yazık ki çocuklara sık sık ‘Sen Suriyelisin, artık ülkene geri dön’ deniyor. Birçok çocuk artık Arapça konuşmaya bile çekinir hâle geldi. Ama diğer taraftan ‘Siz Almanya’nın bir parçasısınız, yanınızdayız’ diyen komşular, inisiyatifler, dernekler de çok.”
Suriye’ye seyahatlerde “koruma statüsü” tehlikeye giriyor
Suriyelilerin geri gönderilmesine ilişkin olarak Almanya Başbakanı Friedrich Merz Kasım ayı başında “Suriye’deki iç savaş sona erdi. Almanya’ya iltica için artık hiçbir neden kalmadı. Bu nedenle geri gönderme işlemlerine başlayabiliriz” diye konuştu. Merz, Almanya’daki Suriyelilerin büyük bölümünün ülkelerinin yeniden inşasına katkı sağlamak üzere gönüllü olarak geri dönmek isteyeceğine inandığını kaydetti.
Esad rejiminin devrilmesinin üzerinden yaklaşık bir yıl geçmişken birçok Alman siyasetçi ise Suriyelilerin artık Almanya’dan ayrılarak ülkelerini yeniden inşa etmesi gerektiğini savunuyor. Hristiyan Birlik (CDU/CSU) Federal Meclis Grup Başkanı Jens Spahn, bunu İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’nın yeniden inşasıyla karşılaştıran açıklamalar yaptı. Spahn, Suriyeli sığınmacıların “vatansever bir görev” olarak ülkenin yeniden inşasına katılmaları gerektiğini söyledi.
Ancak Suriyeliler ülkede durumu yerinde görmek istese bile Almanya’daki “koruma statülerini” kaybetme riskiyle karşı karşıya. Suriye’ye yapılacak “keşif” amaçlı seyahatlere hâlâ izin vermek istemeyen Almanya İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt ise “Almanya’daki Suriyelilerin, akıllı telefonlarıyla ülkelerindeki durumu takip edebileceğini” savundu.
Son aylarda Suriye’ye birçok kez giden Nahla Osman ise İçişleri Bakanı’nın bu görüşüne karşı çıkıyor: “Çocuklarla dönmek mümkün mü? Hasta biri dönebilir mi? Bunlar akrabalarla yapılan bir telefon görüşmesiyle karar verilecek meseleler değil. Bir an önce gönüllü, uzun vadeli geri dönüş planlamasına odaklanmalıyız.”
Almanya’da yaklaşık bir milyon Suriyeli yaşıyor
Sığınma, göç ve ayrımcılık konularında gazetecilere yönelik veri hizmeti sunan Medya Hizmeti Entegrasyon adlı platformun verilerine göre, Almanya’da şu anda 948 bin Suriyeli yaşıyor; bunların yaklaşık 667 bini geçici oturma iznine sahip.
Alman hükümetine göre 10 bin 700 Suriyeli ise halihazırda ülkeden ayrılmakla yükümlü; bu da ülkedeki Suriyelilerin yaklaşık yüzde 1’ine tekabül ediyor.
Ocak ayından bu yana yürürlükte olan geri dönüş programı, seyahat masrafları ve maddi başlangıç desteğini kapsıyor. Ancak an itibariyle bu teşvikten yararlananların sayısı, beklentilerin hayli altında: Şimdiye kadar yalnızca 2 bin 900 Suriyeli, bu imkândan yararlanıp ülkesine döndü.
Göç araştırmacısı Nora Ragab, bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Suriyelilerin büyük bölümü, yaklaşık on yıldır Almanya’da yeni bir hayat kurmak için çok zaman, emek ve kaynak harcadı. Geri dönüş, hayatlarında yeniden büyük bir kırılma anlamına geliyor. Suriye’ye döndüğünüzde, hiçbir şey olmamış gibi, on yıl önce kaldığınız yerden devam etmiyorsunuz: Artık eviniz olmayabilir, ekonomik koşullar çok zor ve ülkenin bazı bölgelerinde hâlâ şiddet var. Tüm bu dönüş tartışmaları, Suriyelilerin Almanya’da tutunmak ve toplumun bir parçası olmak için yıllardır verdiği emeği yok sayıyor.”
Almanya’daki Suriyelilerin üçte biri reşit değil
Ragab, Esad’ın devrilmesinin ardından Suriye sivil toplumunun gelişimini inceleyen çalışmalar yaptı. Suriyelilerle olası bir dönüş hakkında görüşmeler yapan Ragab, sonucu şöyle özetliyor:
“Yeniden inşaya destek vermek için kalıcı geri dönüş şart değil. Doktorların ameliyatlar yapması ya da sağlık sistemine danışmanlık vermesi gibi geçici katkılar da oldukça önemli.”
Ragab’a göre tartışmada ihmal edilen çok önemli insanî bir nokta daha var: “Almanya’daki Suriyelilerin üçte birinden fazlası 18 yaşın altında. Yani tamamen Almanya’da sosyalleşmiş bir kuşak var.”
Suriye tartışması en çok aktif sivil toplumu etkiliyor
Karoline Popp da Almanya’daki Suriyelileri yakından inceleyen araştırmacılardan biri. Berlin’deki Göç ve Entegrasyon Uzman Konseyi’nde görev yapan Popp’un “Diaspora ve ötesi-Almanya’daki Afgan ve Suriye topluluklarının sivil toplum faaliyetleri” başlıklı çalışması, ülkede aktif bir Suriyeli sivil toplum bulunduğunu gösteriyor.
Popp, geri dönüş tartışmasının özellikle bu kesimi olumsuz etkilediğini belirtiyor: “Toplumsal olarak zaten aktif olan ve güçlü bir katılım isteği taşıyan insanları kırma riski çok yüksek.” Popp’a göre siyasi iklim ve kullanılan retorik, Suriyeli topluluğu doğrudan etkiliyor: “Bu da büyük bir belirsizliğe yol açıyor. Ne kadar çabalarsanız çabalayın, tam olarak buraya ait olmayacağınız hissi… Alman pasaportuna sahip olsanız bile.”
Vatandaşlık, Suriye’ye dönüşü destekleyebilir
CDU/CSU ve Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) oluşturduğu Almanya’daki koalisyon hükümeti, son dönemde vatandaşlık sürecini zorlaştırmaya yönelik sinyaller veriyor. Önceki hükümet döneminde getirilen, üç yıldır Almanya’da çalışan yabancılara hızlı vatandaşlık imkânı sağlayan düzenleme kaldırıldı. Birçok Birlik partili siyasetçisi, suç işlemiş çifte vatandaşlardan Alman pasaportunun daha hızlı geri alınmasını istiyor; çifte vatandaşlığın ise yeniden istisna hâline gelmesi planlanıyor.
Popp ise tam tersini savunuyor: “Suriye’ye uzun vadeli bir dönüşün önünü açmak için en güçlü araç, mültecilere Alman vatandaşlığının verilmesi. Güvenli bir oturum statüsü veya çifte vatandaşlık, ülkesini yeniden şekillendiren süreçlere sürgündeki Suriyelilerin de katılmasını sağlayabilir.”
Popp’a göre politikacılar, çok önemli bir noktayı gözden kaçırıyor: “Vatandaşlık ile geri dönüş arasında doğrudan bir bağlantı var. Ama siyasiler bunu görmüyor.” DW TÜRKÇE
