Kabine içinde yeni gerilim: İçişleri Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı arasında Suriye’ye yapılacak olası iade ve geri gönderim planları üzerine sert görüş ayrılığı yaşanıyor.
Almanya’da hükümet içinde Suriye’ye geri gönderme planları nedeniyle yeni bir kriz patlak verdi. İçişleri Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı, Suriye’deki güvenlik durumu ve mültecilerin geri dönüşü konusunda birbirine zıt açıklamalarda bulundu.
CSU’lu Alexander Dobrindt’in yönettiği İçişleri Bakanlığı, koalisyon anlaşmasına atıf yaparak Suriyeli sığınmacıların, özellikle suç işlemiş kişilerin, Suriye’ye sınır dışı edilmesi planını savundu. Bakanlık sözcüsü, Alman basınına yaptığı açıklamada,
“Koalisyon anlaşmasında Suriye’ye geri gönderme öngörülmüştür, önce suçlularla başlanacaktır” ifadelerini kullandı.
Sözcü ayrıca, Suriye ile geri kabul anlaşması üzerinde çalışıldığını ve BAMF’ın (Göç ve Mülteciler Dairesi) Eylül 2025’ten beri genç, çalışabilir, yalnız seyahat eden Suriyeli erkeklerin başvurularını yeniden değerlendirdiğini belirtti.
Bu açıklamalar, Dışişleri Bakanı Johann Wadephul’un sahadaki gözlemleriyle çelişti. Wadephul, Şam kırsalındaki savaşta harap olmuş bölgeleri ziyaret ettikten sonra, “Böylesine büyük bir yıkımı daha önce görmemiştim. Şu anda Suriye’ye dönüşler çok sınırlı şekilde mümkün. Altyapı büyük ölçüde yok” diyerek geri dönüş sürecine ihtiyatlı yaklaştı.
İçişleri Bakanlığı’nın açıklamaları kamuoyunda tartışma yaratırken, uzmanlar uluslararası hukuk ve geri göndermeme ilkesi (non-refoulement) hatırlatması yapıyor. Konu, koalisyon hükümetinde göç politikaları konusunda süregelen görüş ayrılıklarını yeniden su yüzüne çıkardı.
İçişleri Bakanlığı, koalisyon sözleşmesine atıfta bulunarak Suriye’ye iade politikasını yürütmek istediğini belirtiyor.
Dışişleri Bakanlığı ise ülkenin mevcut durumunun geri dönüş için uygun olmadığını savunuyor.
Hukuki ve insani açıdan önemli tartışmalar gündemde: Örneğin, geri gönderim yapılabilmesi için güvenli bir ortamın olup olmadığı, uluslararası hukuk çerçevesinde “geri göndermeme” ilkesine (non-refoulement) uygunluk gibi konular.
Ayrıca, istatistiklere göre Almanya’da Suriyelilerin büyük çoğunluğu hukuki olarak güvence altında. Örneğin 2024 sonu itibarıyla yaklaşık 975.000 Suriyeli bulunuyor; bunlardan çoğu insanî, ailevi veya politik gerekçelerle geçici ya da kalıcı koruma durumundalar.
Olası etkiler
Göç ve entegrasyon politikalarında yeni tartışmalar: Suç işlemiş mültecilerin iadesi ile ilgili sertleşme planları kamuoyunda ve siyaset sahnesinde farklı tepkiler yaratabilir.
Dış politika ve uluslararası hukuk açısından Almanya’nın Suriye ile ilişkisinin yeniden tanımlanması gerekebilir: Geri dönmenin güvenliği, iade anlaşmaları, diplomatik ilişkiler gibi.
Suriyeliler ve ilgili sivil toplum kuruluşları açısından endişe yaratıyor: Güvenli olmayan koşullara geri gönderim riskleri, koruma statülerinin gözden geçirilmesi gibi.
Almanya, son yıllarda Suriye’ye zorunlu geri dönüş uygulamalarını askıya almıştı. Ancak hükümet içinde özellikle suç işlemiş kişilerin iadesi konusundaki baskı artıyor. İnsan hakları örgütleri ise Suriye’de güvenli bölgelerin bulunmadığını vurgulayarak planlara karşı çıkıyor.
