“Almanya’da insanlar ne kadar kazanıyor? Kaç metrekarelik evlerde yaşıyor? Kira için ne kadar ödüyor?”
Bu soruların yanıtı, çoğu insanın kendini toplumun neresinde konumlandırdığını anlamak için kritik bir öneme sahip. Der Spiegel için hazırlanan kapsamlı veri analizinde, bu sorulara net yanıtlar veriliyor: Kim “ortalama”ya yakın yaşıyor, kim sistemin dışında kalıyor?
Gazeteci Anna Behrend tarafından derlenen analiz, 2025 yılı itibariyle Almanya’daki yaşam standartlarını detaylı şekilde ortaya koyuyor. Federal İstatistik Dairesi ve çeşitli araştırma kuruluşlarının sağladığı verilerle oluşturulan analiz, vatandaşların yaş ortalamasından gelir düzeylerine, kira yükünden evlerin büyüklüğüne kadar birçok konuda kapsamlı bir tablo sunuyor.
Analizde temel alınan üç başlık şunlar:
Yaş
Konut büyüklüğü
Aylık gelir
Verilere göre Almanya’da:
Ortalama yaş: 44,6
Ortalama hane geliri: 3.850 Euro (brüt)
Ortalama konut büyüklüğü: 92 metrekare
Kira gideri: Net gelirin ortalama yüzde 27’si
Almanların büyük çoğunluğu kirada oturuyor. Özellikle büyük şehirlerde kira, gelirlerin önemli bir kısmını tüketiyor.
Münih, Hamburg ve Frankfurt gibi şehirlerde kira oranı, ortalama gelirin yüzde 35’ine kadar çıkabiliyor.
Doğu Almanya’daki bazı kentlerde ise bu oran yüzde 20’nin altına kadar düşebiliyor.
Sahip olunan evlerin büyüklüğü ise bölgeler arasında ciddi farklılıklar gösteriyor. Kırsalda yaşayanlar ortalama 110 m²’ye kadar evlerde yaşarken, şehir merkezlerinde bu rakam genellikle 70–80 m² seviyelerine iniyor.
Ortalama brüt gelir: 3.850 Euro
En yüksek gelirlere sahip grup: 45-54 yaş arası erkekler
Kadınların geliri, hâlâ erkeklerin yaklaşık yüzde 15-18 gerisinde seyrediyor.
Göçmen kökenli bireylerin ortalama geliri, ülke geneline göre yüzde 10-20 daha düşük.
Ayrıca gelir adaletsizliği, yüksek kira yükü ve artan yaşam maliyetleriyle birlikte sosyal huzursuzluk riski taşıyor.
Analiz, geçmişe kıyasla artık “ortalama Alman” profilinin daha az kişinin gerçek yaşamıyla örtüştüğünü gösteriyor. Yüksek yaşam maliyetleri, artan kira fiyatları ve gelir eşitsizliği, ortalamadan sapmaları artırıyor. Bu durum da politikacıları, özellikle barınma ve gelir adaleti konularında daha etkili adımlar atmaya zorluyor.
