Almanya’da yapılan araştırmalar, kadınların gece evlerine dönerken güvende hissetmediklerini ortaya koyuyor. Yerel yönetimle; güvenli ulaşım ve refakat uygulamalarıyla çözüm arıyor.
Gece evine dönerken yalnız yürüyen pek çok kadın, kamusal alanlarda güvende olmadığını hissediyor. Bu güvensizlik duygusu özellikle metro istasyonlarında, otobüs duraklarında, loş ışıklı sokaklarda ya da az kullanılan alt geçitlerde daha da belirgin hale geliyor.
Almanya’da kadınların önemli bir kısmı gece kamusal alanda yalnız kalmaktan kaçınıyor.
Şansölye Friedrich Merz’in şehirlerin güvenliği ve “toplumsal huzur” üzerine yaptığı açıklamalar sonrasında bu konu yeniden kamuoyunun gündemine taşındı. Merz’in sözleri, kadınların gece sokakta yürürken ya da toplu taşıma araçlarını kullanırken yaşadığı güvensizlik hissini yeniden tartışmaya açtı.
Yapılan araştırmalar, gece geç saatlerde toplu taşımayı kullanan kadınların önemli bir kısmının kendini “güvende hissetmediğini” ortaya koyuyor. Güvensizlik yalnızca fiziksel tehditlerle sınırlı değil; birçok kadın, karanlıkta, tenha yerlerde ya da yetersiz aydınlatılmış bölgelerde “görünmez bir tehlikenin varlığını” da hissediyor. Bu durum, kadınların rotalarını değiştirmesine, daha uzun ama kalabalık yolları tercih etmesine veya gece dışarı çıkmaktan kaçınmasına yol açabiliyor.
Bazı kentlerin kadınların kendilerini daha güvende hissetmeleri için özel önlemler geliştireceği belirtiliyor. Bunlar arasında “gece eve dönüş hattı” adı verilen güvenlik telefonları, kadınlara özel gece taksileri, güvenli yürüyüş rotaları ve gönüllü refakat uygulamaları yer alıyor.
Polis ve yerel yönetimler, bu tür önlemlerin hem gerçek güvenliği hem de güvenlik hissini artırabileceğini savunuyor.
