Almanya’da kadın cinayetleri

HABER MERKEZİ – Son veriler, geçen yıl erkek şiddetinin önceki yıllara kıyasla arttığını ortaya koyarken Avrupa Birliği ülkeleri içinde Almanya, önceki sene kadın cinayetleri sıralamasında ilk sırada yer aldı. Savcı Julia Schäfer’e göre kadın cinayetleri birdenbire ortaya çıkan vakalar değil. Hessen Eyaleti İçişleri Bakanlığında Suç Önleme Birimi’nin başında olan Schäfer, “Çoğu zaman hakaret, aşağılama ve

PANORAMA - NEWS 16 Kasım 2020 GÜNDEM

HABER MERKEZİ – Son veriler, geçen yıl erkek şiddetinin önceki yıllara kıyasla arttığını ortaya koyarken Avrupa Birliği ülkeleri içinde Almanya, önceki sene kadın cinayetleri sıralamasında ilk sırada yer aldı.

Savcı Julia Schäfer’e göre kadın cinayetleri birdenbire ortaya çıkan vakalar değil. Hessen Eyaleti İçişleri Bakanlığında Suç Önleme Birimi’nin başında olan Schäfer, “Çoğu zaman hakaret, aşağılama ve ekonomik baskı ile başlayan ve yıllarca devam eden şiddetin doruk noktası” diyor.

kadın hakları aktivistleri, Alman medyasında, özellikle de bulvar gazetelerinde, kadın cinayetlerinin “aşk trajedisi“, “tutku cinayeti” veya “aile dramı” gibi ifadelerle sansasyonelleştirildiği ve romantikleştirildiği görüşünde.

Bu haber dili, kadın hakları örgütü Terre des Femmes’den Vanessa Bell’e göre, kadın cinayetlerini Alman toplumundaki aksaklığın bir parçası olmaktan çıkarıp iki kişi arasındaki özel bir mesele veya tekil bir vakaya indirgiyor.

Bell, bu durumun, insanların kadın cinayetlerine bakış açısını da etkilediğini belirterek “Kadın cinayetleri Almanya’da halen tabu bir konu” değerlendirmesini yapıyor.

İstatistiklere yansıyanlar, öldürülen kadınların faillerinden yalnızca resmi olarak suçlanan veya mahkum edilenler. Ancak 2014 yılında AB çapında yapılan bir araştırma, erkek şiddeti vakalarının yalnızca üçte biri polise bildirildiğini ortaya koymuştu.

Mahkemelerin kadın cinayeti davalarında “yumuşak davranmakla” suçlanması da konunun başka bir boyutu. Almanya’da bazı hâkimler, kadın cinayeti davalarında sanığın içinde bulunduğu duygusal sıkıntıları hafifletici sebep olarak görüyor. Böyle durumlarda sanığın alacağı ceza müebbeten on yılın altına bile düşebiliyor.

Bunun yasal dayanağı da 2008 yılında Federal Adalet Mahkemesi tarafından verilen bir karar. Federal Mahkeme, bir alt mahkemede bir sanığın, cinayet suçundan ceza vermesini haksız bularak sanığın eyleminde “kötü niyetli olmadığına” hükmetti.

Mahkeme ayrıca “ayrılığın kurbanın kendisi tarafından başlatıldığını ve öldüren sanığın kaybetmek istemediği şeyden mahrum kaldığını” gerekçe gösterdi. Karar ayrıca, cinayet mağduru kadının “failin kendi belirlediği bir yaşam sürmesine izin vermediği için öldürüldüğüne” hükmediyor.