Almanya’da büyük korku

HABER MERKEZİ – Katil zanlısının 1990’lı yıllardan bu yana yabancı düşmanı ve Neonazi çevrelerle bağlantılarının ortaya çıkması sonrasında, Lübcke’nin öldürülmesi olayının ardında azmettirici kişi ya da kişilerin olup olmadığı konuşuluyor. Olaya el koyan Federal Savcılık, gündemdeki bu önemli soruya somut cevap verecek yeterli bilgi ve belgeye ulaşamadı. Ancak Lübcke’nin infazının şekliyle bağlantılı, 2000’li yıllarda 8’i

PANORAMA - NEWS 20 Haziran 2019 GÜNDEM

HABER MERKEZİ – Katil zanlısının 1990’lı yıllardan bu yana yabancı düşmanı ve Neonazi çevrelerle bağlantılarının ortaya çıkması sonrasında, Lübcke’nin öldürülmesi olayının ardında azmettirici kişi ya da kişilerin olup olmadığı konuşuluyor.

Olaya el koyan Federal Savcılık, gündemdeki bu önemli soruya somut cevap verecek yeterli bilgi ve belgeye ulaşamadı. Ancak Lübcke’nin infazının şekliyle bağlantılı, 2000’li yıllarda 8’i Türk toplam 10 kişiyi öldüren terör hücresi NSU örgütünün işlediği cinayetler ve bu kez de yeni bir terör ağı olup olmadığı soruları akıllara geldi.

Şu ana kadar zanlının olayın sorumluluğunu üstlenip üstlenmediği konusunda da herhangi bir açıklama yapılmadı. Basına sızan bilgilere göre, geçen hafta sonunda bir tanığın ifadesi sonrasında tutuklanan zanlının cep telefonunda ırkçı ve tehdit mesajları tespit edildi.

Sicil kaydında, yasa dışı silah bulundurma, adam yaralama, ülke barışını bozma gibi suçlar bulunan ve 1993 yılında mültecilerin kaldığı bir yurda molotof kokteyli atarak yakma girişiminden yargılanan, daha sonra serbest bırakılan zanlının, 2000’li yılların başından bu yana “Kombat 18” adlı ırkçı örgütle ilişkisi de tespit edildi.

Zanlının 1 Mayıs 2009’da Alman Birleşik Sendikası DGB’nin Dortmund kentinde düzenlenen mitingine saldıran “Autonome Nationalisten” adlı gruba da üye olduğu ve o saldırı sonrasında tutuklanarak, 10 ay hapis cezasına çarptırıldığı da öğrenildi. 2009’dan beri ırkçı eylemlerde yer almayan zanlının 2018’de sosyal medya üzerinden, “Bu hükümet ya politikalarından vazgeçer ya da ölümler olur” mesajını paylaştığı da saptandı.

Başbakan Angela Merkel’in 2015 sonrasında izlediği insani mülteci politikasını savunduğu için o dönem sonrasında sıklıkla tehdit edilen Lübcke’nin öldürülmesi, Almanya’da güvenlik kurumlarının aşırı sağcı oluşumlara karşı yeteri kadar kararlı hareket etmediği tartışmalarını da beraberinde getirdi. kaynak:WOA