Almanya'da hükümete bağlı ayrımcılıkla mücadele yetkilileri, yürürlükteki yasanın ayrımcılıkla mücadelede yetersiz kaldığı uyarısı yaptı. Yetkililer yasanın polis ve yargıdaki ayrımcılığa karşı korumadığına dikkat çekti
Alman hükümetinin değişik alanlarda ayrımcılıkla mücadeleden sorumlu yedi yetkilisi, açıkladıkları raporla ülkedeki ayrımcılığın boyutlarına ve imkanların yetersizliğine dikkat çekti. Raporun sunumuna Alman hükümetinin ayrımcılıkla mücadeleden sorumlu bağımsız yetkilisi Ferda Ataman, Göç, Mülteciler ve Entegrasyon sorumlusu ve ırkçılıkla mücadele sorumlusu Reem Alabali-Radovan, Sinti-Roma düşmanlığı ile mücadele sorumlusu Dr. Mehmet Daimagüler, engellilerden sorumlu yetkili Jürgen Dusel, antisemitizmle mücadele sorumlusu Dr. Felix Klein, cinsel ve cinsiyete dayalı çeşitlilik sorumlusu Sven Lehmann ile milli azınlıklar sorumlusu Natalie Pawlik katıldı.
Almanya’daki Ayrımcılıkla Mücadele Yasası çerçevesinde faaliyet gösteren daireler, kendi alanlarında ayrımcılıkla karşılaşan kişilerin başvurduğu ve haklarını aramak için yönlendirildiği merciler konumunda.
Yedi yetkilinin birlikte açıkladığı raporda, 2021-2023 yılları arasında yaklaşık 20 bin 600 kişi, ayrımcılığa maruz kaldığı gerekçesiyle başvuruda bulundu. Başvuruların çoğunluğu ırkçılık ve antisemit ayrımcılığa dayanırken etnik köken, cinsiyet, din, dünya görüşü, engellilik, yaş ve cinsel kimlik nedeniyle yaşanan ayrımcılık da başvurularda öne çıktı.
Raporda, ilgili dairelere başvuruların sayısının düzenli bir şekilde arttığına işaret edilerek bildirilmeyen vakalar hesaba katıldığında Almanya’da ayrımcılığın boyutunun çok daha yüksek olduğuna vurgu yapıldı. Yapılan anketlere göre ayrımcılık mağdurlarının sadece yüzde 16 ila yüzde 30’unun bu mağduriyeti bildirdiğine işaret edildi.
Almanya’da yürürlükteki Ayrımcılıkla Mücadele Yasasının mağdurlara yardımcı olmada yetersiz kaldığına işaret eden ayrımcılıkla mücadele yetkilileri, “Yaşanan ayrımcılık deneyimleri mağdurlara yük oluşturuyor, demokrasimize ve toplumumuzun birlikteliğine zarar veriyor” vurgusu yaptı.
Almanya’daki ayrımcılıkla mücadele politikalarının AB standartlarının gerisinde kaldığına işaret edilen raporda, hükümete koalisyon anlaşmasında verdiği sözü tutması ve yasada acilen reform gerçekleştirmesi çağrısı yapıldı.
Mağdurların devlet daireleri, polis ya da yargıdaki ayrımcılık karşısında yasa tarafından korunmadığına işaret eden ayrımcılıkla mücadele yetkilileri, bunun devletin örnek olma işleviyle bağdaşmadığını vurguladı.
Yetkililer, İsrail örneğindeki gibi vatandaşlık bağlantılı ayrımcılık ve yapay zeka kaynaklı dijital ayrımcılıkla mücadelenin de yasada yer alması gerektiğini savundu.
Federal hükümetin ayrımcılıkla mücadele bağımsız sorumlusu Ferda Ataman, raporun sunumunda yaptığı konuşmada, “Ülkemiz ayrımcılık krizinin içinde bulunuyor. Milyonlarca insan gelecek korkusu yaşıyor. Aşırı sağcıların seçim başarıları göz önüne alındığında insanların nefret ve dışlanmaya karşı korunması daha da önem kazanıyor. Federal hükümet bunu yapmazsa görevinden kaçmış olur” uyarısında bulundu.
Federal hükümetin ırkçılıkla mücadele sorumlusu Alabali-Radovan da Almanya’da yaşayanların yüzde 22’sinin ırkçılık deneyimi olduğunu, buna karşılık 920 bin kişiye tam gün çalışan tek bir danışman düştüğünü belirtti.
Sinti-Roma düşmanlığıyla mücadele sorumlusu Dr. Mehmet Daimagüler ise başta polis olmak üzere devlet dairelerinde Romanların karşılaştıkları ayrımcılığa işaret ederek yasaya devlet daireleri tarafından yapılan ayrımcılığın da eklenmesi gerektiğini vurguladı.
Antisemitizmle mücadele yetkilisi Dr. Felix Klein da Almanya’da yaşayan Yahudilerin kamusal alanda güvende hissetmediklerini ve durumun Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırı sonrasında çıkan savaşla daha da kötüleştiğini belirtti.
İlgili Haber: Alman polisinde yerleşmiş bir uygulama: Yabancılara önyargı ve etnik fişleme