Almanya’da 1,5 milyon kişi gıda yardım derneği Tafel Deutschland’a destek başvurusu yapıyor. Yardım talebinin son beş yılda yüzde 50 arttığını belirten Derneğin Yöneticisi Andreas Steppuhn, hükümete ‘sosyal dönüm noktası’ çağrısı yaptı.
Almanya’da gıda yardım derneği Tafel Deutschland, artan yardım talebine yetişemediklerini belirterek ülkedeki yoksulluğa dikkat çekti. Derneğin Yöneticisi Andreas Steppuhn, “Rakamlar ve talepten, Almanya çapında yoksulluktan mağdur olanların sayısının giderek arttığını görüyoruz” dedi.
Hannover’da düzenlenen Ulusal Tafel Buluşması’nda konuşan Steppuhn, bağış yoluyla gelen ve normalde çöpe gidecek gıdaların sunulduğu bu hizmetin, Almanya’daki yoksulluğun bir tür “sismografı” olduğunu belirtti.
Steppuhn, “Enflasyonun ve Ukrayna’ya yönelik saldırı savaşının etkisiyle, yardım alan kişi sayısının son beş yılda yüzde 50 arttığına” işaret etti. Aynı dönemde kendilerine gelen gıda bağışlarının ise aynı kaldığını, hatta azaldığını belirten Steppuhn, durumun yakın zamanda düzeleceğine dair herhangi bir işaretin de olmadığını kaydetti.
Hala birçok insanın Almanya’daki yoksulluğun boyutlarının farkında olmadığına dikkat çeken, Steppuhn, “yoksulluğun nedenleriyle siyasi olarak mücadele edilebilmesi için daha az utanca ve daha fazla görünürlüğe ihtiyaç bulunduğunu” ifade etti.
Savaşa değil halka yatırım yap
Federal hükümete “sosyal dönüm noktası” çağrısında bulunan Steppuhn, altyapı ve savunmaya yapılan milyarlarca euroluk yatırımların sosyal politikalardan feragat edilmesi anlamına gelmemesi gerektiğini vurguladı.
Almanya’daki toplam 974 Tafel şubesi, üreticilerden ve marketlerden arta kalan gıdaları toplayarak bunları yoksullara ücretsiz ya da çok düşük bir ücret karşılığında dağıtıyor. Her yıl yaklaşık 265 bin ton gıdanın bu yolla israftan kurtarıldığı belirtiliyor.
Derneğin verilerine göre, Almanya çapında düzenli olarak yaklaşık 1,5 milyon kişi gıda yardımlarından yararlanıyor. Bu kişilerin yüzde 48’ini yurttaşlık ödeneği (Bürgergeld) alanlar, yaklaşık üçte birini çocuk ve gençler, yüzde 18’ini emekliler ve yine yüzde 18’lik kısmını mülteciler oluşturuyor.