Almanya Belit Onay’ı konuşuyor

HABER MERKEZİ – İlk göçmen kökenli büyükşehir belediye başkanı olarak tarihe geçmek nasıl bir duygu? Hannover gerçekten tarih yazdı. Çok güzel bir duygu bu. Çok zorlu ve yoğun bir süreçten geçtik. İki üç ay inanılmaz bir kampanya yürüttük. Sonunda böyle bir başarıya ulaşmam beni çok mutlu etti. Annem babam da çok duygulandı. Sonucu bekliyor muydunuz?

PANORAMA - NEWS 12 Kasım 2019 GÜNDEM

HABER MERKEZİ – İlk göçmen kökenli büyükşehir belediye başkanı olarak tarihe geçmek nasıl bir duygu?

Hannover gerçekten tarih yazdı. Çok güzel bir duygu bu. Çok zorlu ve yoğun bir süreçten geçtik. İki üç ay inanılmaz bir kampanya yürüttük. Sonunda böyle bir başarıya ulaşmam beni çok mutlu etti. Annem babam da çok duygulandı.

Sonucu bekliyor muydunuz?

Beklemek demeyim ama umuyordum. Almanya kutuplaşmanın, maalesef aşırı milliyetçiliğin arttığı bir dönemde. Özellikle ailemin Türkiye’den buraya göç etmiş olması konusunda olumlu tepkiler aldım. Birçok yaşlı ve genç stantlarımıza gelerek, sohbet ederek bana bu mesajı verdiler. Bu beni çok duygulandırdı. Böyle bir süreçte sandıkta böyle güzel bir mesajın verilmesi beni çok memnun etti.

Anne-babanızın Almanya’ya göç öyküsü ne zaman başladı?

Ailem İstanbullu. Anne tarafım Balkan göçmeni, Kosova’dan göçmüşler, Arnavut kökenli. Dedelerim Birinci Balkan Harbi’nde göçmüş. Baba tarafım aslen Giritli, ama onlar da 200 yıl önce gelmişler İstanbul’a. Babam 1970’li yıllarda otelcilik eğitimi ve çalışmak için Almanya’ya Goslar kentine gelmiş. Eğitimini bitirdikten sonra ‘Burada kalıp çalışabilirsin’ diye teklifte bulunmuşlar. İstanbul’da annemle evlenip Almanya’ya dönmüş. Bir klasik misafir işçi özgeçmişi aslında. Birkaç yıl çalışalım, sonra tekrar döneriz diye hayal etmişler. Ama 1981’de ben, ardından kardeşim doğunca, Almanya’ya temel atmışlar. Burada okudum. Hukuk mezunuyum. 2013’den beri  Aşağı Saksonya Meclisi’nde milletvekiliyim.

Siyasete nasıl atıldınız?

1993’te Solingen saldırısı olduğunda 12 yaşındaydım. Annemin babamın ne kadar korktuğunu,  burada yaşayan Türklerin ne kadar endişeli olduklarını, çok çok iyi hatırlıyorum. Hatta ‘Türkiye’ye dönsek mi, burada kalsak mı’ diye tartıştıklarını da hatırlıyorum. Mölln ve Solingen’de Türklerin hedef alınması sadece benim ailemi değil, Türk aileleri inanılmaz tedirgin etti. Biz aile olarak bir lokanta işletiyorduk Goslar’da. Lokantanın üst katında oturuyorduk ve çok göz önündeydik. Bu korku bize de yansıdı. O yıllarda tabii Almanya’da farklı olmanın, farklı bir isim taşımanın çok insanda tepki ve ırkçılık uyandırabileceğini de öğrenmiş oldum. Bu olay benim siyasi bilinçlenmeme sebep oldu.

Ailenizin dönme düşünceleri siz de nasıl bir etki yarattı?

Türkiye’ye gidip geliyorduk. Ailemin büyük bir bölümü Türkiye’de yaşıyor. Türkiye’de ben yabancılık çekmiyordum. Ama elbette benim asıl doğup büyüdüğüm yer, kendi mahallem, şehrim Goslar’dı, Almanya’ydı. Böyle tehditten kaçar gibi bir durumda olmak, aileme ve bize çok sancı verdi. Öte yandan Almanya’da bu ırkçı saldırılara karşı birçok yerde gösteriler, yürüyüşler düzenlendi. Alman dostlarımız bize gelerek destek gösterdi. Neticede burada kalmaya karar verdi ailem. Bu benim için de hayırlısı oldu.

Okulda, günlük hayatta yabancı düşmanlığı veya dışlanmaya hedef oldunuz mu?

Okulda olsun, spor faaliyetlerinde olsun veya günlük hayatta sürekli karşılaştığımız bir durum maalesef.

Türkçe’yi çok akıcı konuşuyorsunuz? Bunu kime borçlusunuz?

Anneme ve babama borçluyum. Aynı zamanda çok iyi Almanca öğrenmemize de büyük özen gösterdiler. Bize Türkçe masallar okudular, Nasreddin Hoca fıkraları. Her sabah babamla birlikte bayiye giderek Hürriyet gazetesi almak bir prosedürdü bizim için. Hem Hürriyet gazetesi hem Alman gazetesi her gün evimizde bulunuyordu.

Kent için  hedefleriniz  neler?

Önceliği iklimin korunması için hava kirliliğine karşı mücadeleye vereceğiz. Bunlar Hannover’in yaşadığı önemli bir sıkıntı, birçok büyük kent gibi. Bunun için araba trafiğini azaltmak ve şehir merkezini tamamen otomobil trafiğinden kurtarmak istiyorum.

Almanlarla göçmenler ve yabancılar arasında nasıl bir bağ kurmak istiyorsunuz?

Almancayı, Türkçeyi bilen, iki toplumu tanıyan biri olarak köprüler inşa etmek istiyorum. Yabancı kökenli gençlere daha fazla iş imkânları, dil öğrenme imkanları, eşit fırsat imkânları sağlamak istiyorum. Bundan Almanya ve ekonomisi de çok fayda görecek.

Türkiye size ne ifade ediyor?

Türkiye de benim evim, Almanya da benim evim. Yabancısı olduğum farklı bir kültür ve ülke değil. Ama Hannover benim evim. Kendimi buraya ait hissediyorum.

Dil olarak iki dilde de kendinizi vatanda hissediyor musunuz?

Aslında sınırlar bana çok suni geliyor. Çünkü burada doğup büyümüş birçok insan iki tarafı da çok iyi biliyor. Kafamda bir sınır yok. Günlük hayatımda eşimle Türkçe konuşuyoruz. Almancanın doğal olarak rolü var. İki dil arasında geçişler yapıyoruz.

‘LİBERAL MÜSLÜMAN’

15 Ocak 1981 Goslar doğumlu olan Belit Onay, Hannover Leibniz Üniversitesi’nde hukuk okudu. Bremen Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Heinrich Böll Vakfı bursiyeri olarak doktoraya başladı. 2011-2014 yılları arasında Hannover Belediye Meclisi’nde Yeşiller Grup Başkan Yardımcılığı yaptı. 2013 yılından beri Aşağı Saksonya Eyalet Meclisi milletvekili. 2015’te kendisi gibi hukukçu olan Derya Onay’la evlendi. Bir çocuk babası olan Onay, kendisini ‘Liberal Müslüman’ olarak tanımlıyor.

SPD DESTEK VERDİ

27 Ekim’de yapılan ilk tur seçimlerde Belit Onay 70 yılı aşkın bir süredir SPD’nin kalesi olan Hannover’de yüzde 32.2 oyla sandıktan birinci çıktı. Seçime Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) listesinden giren bağımsız Eckhard Scholz 49 oy farkıyla ikinci olurken, SPD adayı Marc Hansmann yüzde 23.5 oyla ikinci tura kalma şansını kaybetti. 10 Kasım’da yapılan ikinci tur seçimler için SPD bir süre bocaladıktan sonra seçmenlerine Onay’a oy vermesini tavsiye etti. Seçimde Belit Onay yüzde 52.9, rakibi Eckhard Scholz ise yüzde 47.1 oy aldı. Belit Onay 28 Kasım’da Belediye Meclisi’nde yemin ederek göreve başlayacak. kaynak: Hürriyet