Alman uzmandan genç mülteci araştırması

HABER MERKEZİ – İren Yeresyan Utas Türkiye’de ve Almanya’da mülteci olarak bulunan 11-18 yaş arasındaki gençlerin yaşadığı stres ve psikolojik sağlığı üzerine bir araştırma yürüttü. Utas Türkiye’de sağlık sistemindeki eksiklikler, her gencin eğitim olanaklarından yararlanamaması gibi nedenler yüzünden stresin arttığını ifade etti. DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Dr. İren Yeresyan Utas, iyi bir eğitim verilir, yaşadıkları travmaları aşmaları

PANORAMA - NEWS 04 Haziran 2019 GÜNDEM

HABER MERKEZİ – İren Yeresyan Utas Türkiye’de ve Almanya’da mülteci olarak bulunan 11-18 yaş arasındaki gençlerin yaşadığı stres ve psikolojik sağlığı üzerine bir araştırma yürüttü.

Utas Türkiye’de sağlık sistemindeki eksiklikler, her gencin eğitim olanaklarından yararlanamaması gibi nedenler yüzünden stresin arttığını ifade etti.

DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Dr. İren Yeresyan Utas, iyi bir eğitim verilir, yaşadıkları travmaları aşmaları için psikolojik destek sağlanırsa, bu gençlerin iki ülke için de büyük kazanç olacağını ifade etti.

Bielefeld Üniversitesi’nden Dr. İren Yeresyan Utas’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

Araştırmanızı nerede, kimlerle yaptınız?

Dr. İren Yeresyan Utas: Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı’dan geçici eğitim merkezlerinde araştırma izni aldık. Geçici eğitim merkezleri olarak seçilen okullar sabahları normal eğitim sistemine göre eğitim veriyor, öğleden sonraları Arapça eğitim sistemine dönüyor. En çok geçici eğitim merkezinin bulunduğu İstanbul’da bu araştırmayı yaptık. Yaptığımız bilimsel araştırmaya katılan ergenlik dönemindeki gençler aileleriyle veya kendilerine eşlik eden bir yetişkinle yaşıyor. Burada yaşı 11 ile 18 arası değişen 114 gençle konuştuk.

Almanya’da ise aynı araştırmayı okullarda yaptık. Almanya’da değişik bir sistem var. Türkiye’de sadece Suriyeli çocukar için özel okullar varken, Almanya’da karma bir model var. Önce Almanca eğitimi aldıktan sonra direkt Alman okullarına bu çocuklar entegre ediliyor. Almanya’da da aynı yaş grubundan 108 gence sorular sorduk.  Anket 45 dakika sürdü ve Arapça yapıldı. Stresi ölçtük, psikolojik sağlık, mutluluk hissi, son zamanlarda duygu durumu gibi konular. Ayrıca sosyal destek ölçeği uyguladık.

Türkiye ve Almanya’daki çocuk ve gençler arasında ne gibi farklar ortaya çıktı?

Stres konusunda ilginç sonuçlar elde ettik. Aslında önceki kanaatim Türkiye’deki Suriyeli çocuk ve gençlerin Almanya’daki yaşıtlarına göre daha az stres yaşadıkları şeklindeydi. Kültürel benzerliklere bakıldığında, din ve yaşam tarzı konusunda çok benzerlikler var. Almanya ise çok farklı bir kültür, gelenekler, görenekler, dini açıdan Suriye ile büyük farklılıklar var. Türkiye’de de dil farklı ama doğuda Arapça konuşan önemli bir kesim var. Benzer kültürel faktörlerin Suriyeli gençlerin yaşadığı stresi azaltacağını düşündüm, ama sonuca bakınca farklı olduğunu tespit ettik. Stresin Türkiye’de daha fazla, Almanya’da ise daha az olduğu sonucu çıktı.

Bu sonuç stres konusunda kültürel benzerlikten daha önemli faktörler olduğunu vurguluyor. Türkiye kapılarını çok fazla mülteciye açtı. Oysa hazırlıksızdı. Almanya kadar göçmenlerle ilgili kapsamlı deneyimleri de yok. Birden bire bu kadar büyük bir kitleyi kabul etmek zor. Elbette yapılan insani açıdan önem arz etmekte, fakat bir de onların ihtiyaçlarının karşılanması var. Bu noktada eksiklikler yaşanıyor. Sağlık sisteminin yetersiz olması ve güvenlik sorunu stresi artırıyor. Kamplarda veya yerleşim yerlerinde sağlıksız koşullar söz konusu. Almanya’daki tüm mülteci gençler eğitim olanaklarından yararlanıyor. Türkiye’de ise yarıya yakını bu imkana sahip. Almanya’da ekonomik olarak da belli bir stardart oluşmuş ama Türkiye’de Suriyeli gençlerin bir kısmı ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmak zorunda kalıyor.

Stresten bağımsız olarak Türkiye ve Almanya’daki mülteci genç ve çocukların psikolojik durumlarında bir fark var mı?

Psikolojik sağlıklarında bir fark görülmüyor. Ne kadar mutlu olduklarını ölçen bir ölçek uyguladık. Kendi mutluluklarından çok, hayatta kalma, eğitim, aileleriyle iletişim öncelikli konuları. Bunlardan sonra mutluluk geliyor. İki ülkede de durum aynı. Öncelikleri temel gereksinimlerinin karşılanması.

Peki yerleştikleri toplumdan beklentileri neler?

Stres faktörlerinde toplumdan beklentileri de önemli rol oynuyor. Eğer toplum onlara “Hoş geldin” diyorsa ve entegrasyonları için yardımcı unsurlar sunabiliyorsa stres azalıyor. Dil ve toplumsal kuralları öğrendikçe bu süreç hızlanıyor. Eğitim sistemine daha çok ulaşabildiğinde kendilerini geliştirme imkanı elde ediyorlar. Bunlar entegrasyonu kolaylaştıran etkenler.

Almanya ve Türkiye’deki genç ve çocuk mülteciler en çok nelerden şikayetçi?

Türkiye’de olan Türkiye’den şikayet ediyor, Almanya’da olan Almanya’dan. Esasında hiçbiri bulunduğu ülkeden o kadar da memnun değil. Tabii minnattar olanlar da var. En büyük şikayetleri eski standartlarının olmayışı. “Her şeyi geride bıraktık, her şeyimiz vardı, şimdi hiçbir şeyimiz yok” diyorlar. Sürekli, “Neden biz, neden bunlar bizim başımıza geldi?” diye bize soruyorlar. Esasında eski hayatlarını geri istiyorlar. Suriye’ye dönmek istiyorlar, ama kalmak zorundalar. Almanya’da ise Türkiye’ye oranla minnet duygusunu dile getirenler daha fazla oldu. Önemli bir kısmı beklediğinden çok daha iyi yaşam koşullarına kavuştuğunu düşünüyor. Bir kısmı ise zorlandığını ifade ediyor. Dili öğrenmekte zorlandıklarını, yeni ülkeye alışamadıklarını, ailelerinin de alışamadığını dile getiriyorlar. Temel ihtiyaçlardan sonra psikolojik destek çok önemli. Kendi dillerini konuşan bir terapist iki ülkede de yok denecek kadar az. Acil müdahale grupları yok. Olanlar da çok dolu, tercümanla çalışıyorlar, o da terapinin kalitesini düşürüyor.

Araştırma kapsamında çok sayıda gençle konuştunuz. Size göre bu gençler Türkiye ve Almanya’da kalıcı olacaklar mı?

Bence iki kuşağa bakmak lazım. Ebeveynler için entegrasyon zor ama çocuklar için daha kolay. Şu anda 15-16 yaşında olan gençler Türkiye’de ve Almanya’da hayatlarına devam edecekler gibi. Savaş bitse de dönmeme durumları sözkonusu. Ama ileri yaştaki mülteciler eğer savaş durumu sona ererse, ülkelerine dönebilirler. Bu biraz da Almanya’daki Türk işçilerinin durumuna benziyor. İlk ve sonraki kuşak daha çok Türkiye’yi tercih ederken,genç kuşaklar artık bu ülkede kalıcı. Türkiye ve Almanya’daki Suriyeli mültecilerin durumlarının da benzer olacağını düşünüyorum.