Alman siyasi partileri, Erdoğan’a gösterilmesi gereken İmamoğlu tepkisini tartışıyor

Alman siyasi partileri, Erdoğan’a gösterilmesi gereken İmamoğlu tepkisini tartışıyor

Alman siyasi partileri başta İmamoğlu olmak üzere çok sayıda yerel politikacının tutuklanması sonrasında Erdoğan'a gösterecekleri tepkiyi tartışıyor

PANORAMA - NEWS 26 Mart 2025 GÜNDEM

Başta İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere çok sayıda Cumhuriyet Halk Partili (CHP) yerel politikacı ile onlarca kişinin tutuklanması Alman siyasi partileri tarafından da tepki görüyor.

‘Türkiye’ye etki etme olanaklarımız kısıtlı’

CHP ile yakın ilişkileri bulunan Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) federal parlamento grubu dış politika sözcüsü Nils Schmid, ARD televizyonuna verdiği röportajda Türkiye’ye etki etme olanaklarının “kısıtlı” olduğunu dile getirdi. Ankara ile “pragmatik ve gerçekçi” bir ilişki içinde olunması gerektiğini aktaran Schmid, Türkiye’yi “önemli ama zor bir partner” olarak tanımladı.

SPD Başkanlık Kurulu tarafından yapılan açıklamada ise “Ekrem İmamoğlu’nun siyasi saiklerle tutuklanmasını en sert biçimde kınıyoruz” ifadeleri kullanıldı. Açıklamanın devamında hem İmamoğlu’nun hem de diğer siyasi tutukluların derhal serbest bırakılması talep edilerek “Büyük bir endişe ile üzüntü ile Türkiye’nin yıllardır hukuk devleti ilkelerinden giderek uzaklaşmasını takip ediyoruz” denildi.

Birlik Partileri: Bu yol kabul edilemez

Geçen ay yapılan Federal Meclis seçiminden birinci parti olarak çıkan ve şu anda SPD ile koalisyon kurmak için müzakereler yürüten Birlik Partileri’nin (CDU/CSU) federal parlamento grubu dış politika sözcüsü Jürgen Hardt da İmamoğlu’nun tutuklanmasını eleştirdiği açıklamasında, “(Tutuklamanın) zamanı ve politik bağlamının”, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir siyasi rakibinin “demokratik haklarının çalındığı” izlenimi yarattığını dile getirdi.

Welt gazetesine röportaj veren Hardt, “Erdoğan’ın otokratiye doğru bir adım daha attığının ve iki ülke arasındaki iş birliğinde bu yolun kabul edilemeyeceğinin Almanya tarafından net bir biçimde anlatılması” gerektiğini vurguladı.

Yaşanan gelişmelerin olası bir Birlik Partileri/SPD koalisyonu ile Ankara arasındaki ilişkiler açısından şimdiden zorlayıcı olduğunu ifade eden Jürgen Hardt, “Yeni federal hükümetin, Türkiye ile gelecekteki iş birliği açısından bu çok sorunlu bir başlangıç olabilir. Zira Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olmak, bizim ekonomik, toplumsal siyaset ve güvenlik politikaları açısından çıkarımıza” dedi.

Avrupa’nın güvenliği açısından Türkiye’nin önemi

Alman siyaseti açısından Türkiye ve otokratik eğilimler gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişki kurmak uzun zamandır oldukça zor. NATO üyesi Türkiye’nin önemi, özellikle de ABD ile Avrupa arasında soğuk rüzgarların esmeye başladığı bu dönemde, Ukrayna konusu ve Rus tehdidi sebebiyle fazlasıyla artmış durumda.

Birlik partilerinin büyük ortağı Hristyan Demokrat Birlik’in (CDU) dış politika uzmanı, emekli albay Roderich Kiesewetter, Türkiye’yi son gelişmeler sebebiyle eleştirmenin doğru olduğunu ancak Ankara ile tüm köprülerin asla atılmaması gerektiğini ifade etti. “Önümüzdeki on yılın, Rusya’nın Avrupa’ya karşı bir savaş hazırlığı içinde olduğu için çok belirleyici olacağını” vurgulayan Kiesewetter, NATO’nun güneydoğu kanadına dikkat çekerek “savunmamızın köşe taşlarından biri de Türkiye” dedi.

Ankara’nın Avrupa’daki karar süreçlerine sıkı bir şekilde dahil edilmesi ve Avrupa ile yakınlaşmak isteyenlerin gücendirilmemesi gerektiğini belirten deneyimli siyasetçi, Türkiye’nin NATO’ya sırtını çevirmesi durumunda bunun Avrupa’nın güvenliği açısından ağır sonuçları olabileceğini ifade etti.

Yeşiller: Türkiye’ye savunma sanayi ürünlerinin satışı durdurulsun

Yeni yasama döneminde muhalefette yer alacak olan Yeşiller’in Eş Genel Başkanı Felix Banaszak, başkent Berlin’de yaptığı açıklamada, Ekrem İmamoğlu’na karşı takınılan tavrı, “Türkiye’yi uzun zamandır tanımlayan gelişmelerin üzücü doruk noktası” olarak nitelendirdi. Bu ülkenin yeniden demokratik koşullara dönmek zorunda olduğunu vurgulayan Banaszak, “Erdoğan’ın tüm siyasi tutsaklarının” serbest bırakılması gerektiğini ifade etti.

Yeşiller’in dış politika uzmanı Max Lucks ise Almanya’nın şimdi “Erdoğan’a hissedilir derecede baskı uygulamasının şart olduğunu” savunarak “Türkiye’deki insan hakları ve demokrasinin bizim için önemsiz olmadığının gösterilmesi gerekiyor” dedi. Handelsblatt gazetesine demeç veren Lucks, Türkiye’ye savunma sanayi ürünlerinin satışının da durdurulmasını talep etti.

Sol Parti: PKK yasağını kaldıralım

Yeni yasama döneminde daha fazla milletvekili ile federal parlamentoda belirleyici bir role sahip olacak olan Sol Parti, Türkiye’deki iktidarı en ağır eleştiren partilerin başında geliyor. Partinin Eş Genel Başkanı Jan van Aken, Almanya’nın tepkisinin “lafta kalmaması gerektiğini” ve Türkiye’nin “Demokrasiden bir daha dönmemek üzere uzaklaşmasının önüne geçilmesinin şart olduğunu” belirtti.

Erdoğan’ın, ona karşı somut adımlar atılması gereken bir otokrat olduğunu dile getiren Van Aken, bu bağlamda Alman silahlarının Türkiye’ye satışının durdurulmasını ve Almanya’da uygulanan PKK yasağının kaldırılmasını talep ederek bunların “Erdoğan‘ın anlayacağı sinyaller olacağını” öne sürdü.